15 Haziran 2015 Pazartesi

Van Persie'yi İsterken Vizyon Sahibi Oluyorsun, Bilal Kısa'yı İsterken Bir Anda Vizyonu Kaybediyor Musun?


Şampiyonluğun ve 4. yıldızın coşkusunu doyasıya yaşayamadığımız günleri yaşıyoruz. Transfere odaklandık, olası transferler üzerinden senaryolar yazmaya ya birilerini yüceltmeye ya da birilerini yerin dibine sokmaya uğraşıyoruz. Biraz rahat olmak, tarihin henüz 15 Haziran olduğunu bilmek, daha önemlisi bu takımın sezonu şampiyon olarak bitirdiğini hatırlamakta fayda var.

Oluşan tabloda gördüğüm iki büyük yanlış var. Birincisi Dursun Özbek'in yarattığı anlamsız beklenti ve algı. Geçmiş başkanlardan ders almak lazım, çok iddialı konuşmak, bunun üzerine tarih vermek kadar yanlış bir şey yok. Göreve yeni geldi sayılır ama beklenti yaratarak işe başladı, yıldız algısı yarattı ve yarattığı bu algının da olası başarısızlık durumunda büyük bir enkaz doğuracağını bilmek gerekiyor. Galatasaray Başkanı biraz daha kontrollü olmalı, sakin kalabilmeli. Aksi durumda, x yıldız oyuncusu gelmediğinde taraftar isyan edebilir, bir anlamda haklıdır.

İkinci yanlış ise Hamza Hamzaoğlu'ndan kaynaklı. Talep medyadan kaynaklı ama son 10 gündür Hamza Hoca'yı birçok tv ve gazetede röportaj verirken gördük. Bu da büyük bir bilgi kirliliği yaratmış durumda, her bir röportajdan farklı bir sonuç çıkıyor ve taraftar bunun üzerinden de isyan ediyor. Bir noktada taraftarlar da haklı. Bir örnek vereyim, bir röportajında Dzemaili benim sistemime uymuyor, gidecek derken diğer bir röportajda ise Dzemaili'yi de deneyeceğim, kampa götüreceğim diyor. 

Hamza Hamzaoğlu belli ki beklenti düşürmeye çalışıyor ya da kendi kafasında tasarladığı bir algı operasyonu var ve dikkatleri başka yöne çekiyor, akılları karıştırıyor. Bu kötü bir durum mudur bilemem ama Hamza Hamzaoğlu da sakin kalabilmeli, bu kadar fazla röportaj vermemesi lazımdı. Maalesef oluşan bu bilgi kirliliğinin içerisinde savrulup gidiyoruz ve olmamış belki de olmayacak şeyler üzerinden isyan ediyoruz.

Bir de vizyon tartışması var, son zamanlarda en çok takıldığım konu. Öyle ki, Van Persie'yi transfer etmek isterken vizyon sahibi oluyorsun ama Bilal Kısa veya Aatıf Chahechouhe'yu istediğinde bir anda vizyonunu kaybedebiliyorsun. Bazı taraftarların algısına bakarak "vizyon" denilen olay çok değişken olmalı.

Ünal Aysal vizyon sahibi bir başkandı, Galatasaray'a Galatasaray olduğunu yeniden hatırlatan bir başkandı ve kendisini çok severim ama yanlışlarını da sürekli dile getirdim. Ünal Aysal'ın vizyonu ise Şampiyonlar Ligi'nden, Galatasaray'a spor kulübü olduğunu hatırlatmasından, biraz da Sneijder ve Drogba transferlerinden gelir. Ünal Aysal bu transferleri yaparken vizyon sahibi de, Ontivero, Burdisso vari isimler gelirken vizyonunu mu kaybetmiş oluyor? Bu sadece bir örnek.

Hamza Hamzaoğlu geçtiğimiz sezon başarılı olmuştur, çok büyük bir iş başarmıştır, bunu kimse inkar etmemeli. Bu anlamda kendisiyle devam etmek kadar doğru bir durum yok. Eleştiri noktasında eleştiririz ama henüz somut bir adım atılmadan insanların bu tepkisini anlayamıyorum. 

Saha içine girelim biraz. İlk 11'e nokta atış anlamında 4 isim gerekli, bu hamleler de gelecek, biliyorum. Bunun yanında alternatif 2-3 isim istemek ve bu isimlerin Bilal Kısa ve Aatıf vari isimler olması doğaldır. 

Fırsat transferleri adı altında yazı dizisi yaptık, Hasan Yıldırım ile birlikte 50 küsür isim yazdık. İçlerinde sadece Yunus Mallı var, yerli olan. Bir de Fernandao vardı, onu da makul bir hamle gördük. Bunun dışında Türkiye'ye girmedik, genellikle de sözleşmesi biten isimler üzerine yoğunlaştık, bir algı yaratabilmek adına. Ayew'inden İlsinho'suna kadar yazdık ama bazı isimleri yazarken imkansız olduğunu bilerek. Ayew bunlardan biriydi ama bakıyorum da onu alamamak transfer başarısızlığı ilan edilmiş, çok yanlış. Aynı durum Konoplyanka için de geçerli, Gignac adına da. Bonservis olmaması o yıllık ücreti karşılayabileceğin anlamını taşımaz, bazı arkadaşlar bunu unutarak yarattıkları bir transfer başarısızlığı derdindeler.

Gelelim Aatıf Chahechouhe konusuna. Makul bir ücret, beraberinde de takaslarla bu hamleyi yapmak çok mantıksız değil. Elbette 14 yabancılı bir düzende yurt içine bu kadar odaklanmak, hele ki yurt içinden yeni bir yabancı almak bence de yanlış ama Aatıf'ın yararlı olabileceğini düşünüyorum. Topla dikine oyun, takımı hücuma taşıma, kanatlardan bulunabilecek gol özelliği anlamında. İyi alternatif, ilk 11 için nokta atışlar adına uğraşmanın yanında imkan bulduğunda alternatif isimlere de yönelmenin ne mahsuru var? Amrabat'dan 1.5 gömlek üstün Aatıf, o kadarını söyleyeyim. Ama benim de tercihim yurt dışından, scout ekibinin bulabileceği daha makul bir adım atabilmek olurdu. 

Hamza Hamzaoğlu da kendi takımını yaratmaya çalışıyor, hataları da olacaktır, bazı hamleleri üzerine akıl tutulması dahi yaşadığını söyleyebiliriz (sözleşme uzatılırsa eğer Aydın Yılmaz gibi) ama bu adam başarı kazandı, kulübün de şartları ortada. FFP'den çok bahsedilmiyor ama Ocak ayından sonrası Galatasaray'ı zorlayacak günler geliyor, asıl hesap o zaman verilecek. Bu yüzden de makul şartlarda, makul adımlar bekliyorum, yıldız algısı yaratılmasını, yaratıldığında da tarih verilip, beklenti yaratılmasını doğru bulmuyorum.

Beni takip edenler az çok ne ölçüde transfer istediğimi bilir, 50 tane adamı boşuna yazmadık. Bekleyelim diyorum, yaşayarak görelim. Şu aşamada Hamza Hamzaoğlu'nu vurmak, saçma "vizyon" tartışmaları içerisine girmek, bir anlamda komplo teorileri üretmek. Hamza Hamzaoğlu başarılı olmuştur, önü fazlasıyla açıktır, kulübü de yeni başarılara götürmek adına elinden geleni yapacaktır, ben eminim. 

Şununla bitireyim, Hamza Hamzaoğlu ilk göreve geldiğinde verilen tepkileri hatırlayın, hepimiz Hamza Hoca'nın Sneijder için Dünya Kupası'nda söylediklerinden kaynaklı tepki gösterdik ama hoca bu durumu o kadar idare etti ki Sneijder Galatasaray formasıyla en güzel dönemini Hamza Hamzaoğlu ile yaşadı, adamı Mourinho'ya dahi benzetti, daha ne yapsın. Ya da kimse bilmez, biz söyleyelim. Devre arasında Muslera'ya 16 milyon avro'luk bir teklif geldi İngiltere'den. Hamza Hoca'nın ise cevabı, "gerekirse transfer yapmayalım ama Muslera kalsın" oldu, o Galatasaray da transfer yapmadı ve şampiyonluk geldi.

Hamza Hamzaoğlu asla bu takımı ben kurmadım demedi, hakemlerin arkasına sığınmadı, oyuncularını ateşe atmadı, hatası olduğu noktada özür dilemesini bildi, hepsinden ötesi bu kulübe kendi bünyesinden yeni isimler kazandırdı. Unutmayın Yasin Öztekin'i, Prandelli kalsaydı Ocak ayında yolcuydu, şimdi ise yeni bir yıldızımız var. Bu yüzden de bekleyip görelim, yaşayarak öğrenelim..

3 yorum:

  1. Gerçekten akılır gibi değil Galatasaraylıyım diye geçinen bu adamlar birkaç gün önceye kadar çifte kupayla sokaklara dökülmüş insanlar sanki ilk defa bir futbolcunun adı geçmişte getirilememiş gibi hiç birşey kazanmadıysa bile fazlasıyla saygınlık kazanmış olan adamı bir anda visyonsuz hatta tırnak içinde köylü diye addediyorlar bunları duyunca ben utanıyorum bunları bazıları utanmadan nasıl dile getirebiliyor akıl alır gibi değil. Bu arada evet Hamza hocada biraz fazla konuştu ama bence asıl sıkıntı Dursun Özbek düşündüğümüzün çok aksinde bir insan çıktı ve klasik bir yerli başkan görüntüsü veriyor ve çenesi durmuyor resmen saçmalıyor. Bu hafta umarım transfer felan gelmez o da erken bir ders alıp fazla konuşmaz belki diyicem ama hiç ders alacak gibi de durmuyor hayırlısı.

    YanıtlaSil
  2. Öncelikle sizi Hasan Yıldırım ile yaptığınız transfer döneminde bonservizsiz futbolcu araştırmasından dolayı kutlarım.Koskoca G.Saray klübü dahil diğer profesyonel klüplerimizde transfer dönemlerinde böyle detaylı bir araştırma yapıldğını sanmıyorum.Hasan Yıldırım da engin bilgisinden dolayı merak uyandırdı. Kendisini sizin sayfalarınızda daha geniş tanımak isteriz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tabii ki, kendisiyle bir söyleşi yapayım o vakit :)

      Sil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir