30 Ekim 2015 Cuma

Anlaşıldı ki Galatasaray'ı Selçuk İnan Şampiyon Yapacak


Selçuk İnan'ın (zorunluluktan) defansif evriminden bahsediyorduk. Melo'nun gönderilip, o tarzda bir ismin transfer edilmemesinden dolayı Selçuk İnan biraz daha defansif bir role büründü ve partneri Bilal Kısa oluyor. Bilal Kısa oynadığı maçlarda sahanın en çok mesafe kat eden ismi olmasına rağmen hücumcu bir futbolcu, hücumu düşünüyor ve Selçuk İnan defansif bir rol üstlendi. Bunu da iyi yapıyordu, kötülemiyorum ama Selçuk İnan'ın arkasını süpüren bir futbolcu olduğunda, yani partneri defansif karakterde bir isim olursa Selçuk İnan'ı hücumu düşünürken göreceğiz. Daha fazla topla dikine çıkacak, ara pas ve şut özelliğini kullanabilecek, bu anlamda Sneijder'le birlikte çok büyük bir tehdit halini alacak. 

Galatasaray'daki ilk sezonunda Selçuk İnan buydu, Melo'nun Melo olduğu sezon. Eskişehirspor karşısında da maçın ilk yarıda kazanılmasını sağlayan isim. Jem Karacan adına bir ölçü değil bu maç ama en azından doğru tarzı ortaya koymak adına önemli. Galatasaray adına sahanın en çok mesafe kat eden ismi Jem Karacan, görevi de orta sahayı süpürmekti. Bu da Selçuk İnan'ı öne taşıdı, Sneijder'in de yokluğunda hücum verimliliği düşmedi. Emre Çolak'ın da varlığı önemli, onun da sağladığı mücadele güveniyle Selçuk İnan'ın taşıdığı bir Galatasaray vardı. Selçuk İnan'ı böyle kullanabilirsek bu takımı şampiyon yapar, daha önce de yaptığı gibi.

Hamza Hamzaoğlu'nun rotasyon düşüncesi doğruydu. Hakan Balta'yı sezon başından bu yana hiç dinlendiremedik, her maç 90 dakika oynadı. Sneijder'in cezası, Carole'nin sakatlığı, Chedjou'nun ufak sorunları derken aç futbolculardan kurulu bir 11 oluştu. Belli ki o denge iyi sağlanmış, bugün oynayan alternatif isimlerin açlığı, mücadelesi fazlasıyla yerindeydi. Maça baskıyla başlayan, golü bulan, 10 dakika kopukluk yaşayan ama devamında yine bir baskıyla ilk yarıda 3-0'ı bulan bir takım izledik. 

Galatasaray'ın maça başlangıçlarını hep eleştirdik, baskıyla oyuna giremiyorduk ve genelde 1-0 geriye düşüp, sonrasında uyanan bir Galatasaray vardı. Bugün ilk 20 dakikada yaratılan baskı mükemmeldi, ön alanda hiç nefes aldırmadık. 15 dakika kopukluk oldu, ama 35. dakikadan sonra yeniden ön alan baskısının yükselmesi 3-0'ı getirdi. Hücum daha da verimli olabilirdi ama Yasin Öztekin oyuna hiç dahil olamadı, çok kötüydü. Yine de hızlı çıkarak, Selçuk İnan'ın getirdiği toplarda, Podolski'nin hücum önderliğinde kazanılan bir ilk yarı.

Bugün forvet arkasında Podolski vardı, pas organizasyonlarında çok beğendim. Girdiği pozisyonlar da var ama şanssızdı. Al veri güzel yaptı, takımın hücumda kalması gereken anlarda kalitesini konuşturdu diye düşünüyorum. Emre Çolak'ın da ön alanda getirdiği hareketlilik bahsettiğimiz bu baskı adına önemliydi, Burak Yılmaz da önemli bir tehdit. Bu maç itibariyle tamamen hazır olduğunu kanıtladı.

İkinci yarıda ise 3-0'ın rehaveti olduğu çok açık. Belki de Benfica maçı düşünüldü, bilemiyorum ama tempoyu düşürdük, çok fazla, biraz da gereksiz geri çekildik. O anlarda Eskişehirspor'un pozisyonları geldi. Net bir pozisyon vermedik belki ama duran top ve şutlarla etki yaratmaya çalıştılar ve bu da 80. dakikaya kadar sürdü. 80 sonrası Koray Günter stopere, Denayer sağ beke ve Sabri Sarıoğlu da sağ öne geçince o baskı yeniden geldi, Galatasaray'ın yeniden pozisyonlar bulduğunu gördük ve Bilal Kısa'nın jenerik golü de böyle geldi. 

Oyun kalitesinin yükseldiğini düşünüyorum ama kopuk kopuk oynuyoruz. Bunu biraz daha genele yaymamız lazım. Hamza Hamzaoğlu ise 50. maçında 33. galibiyetini almış oldu. Onun döneminde atılan gol sayısı ise 112. Önemli bir istatistik olduğunu düşünüyorum. Hamza Hamzaoğlu konusunda eleştirilerimiz sert oldu ama şu dönemde yükselen oyun kalitesini de görerek, Hamza Hoca'nın hakkını vermek gerekiyor. Umarım Olcan Adın da bu devamlılığını sürdürecek. Carole'nin yokluğu handikap ama 2 maçtır gayet iyi oynayan bir Olcan Adın var. Çizgiye kadar inip gollük pas çıkaran bek oyuncusu görmeyeli uzun zaman oldu, devamlılık sağlanırsa önemli bir kazanım olur.

Tribün cezası, maçın 21:45 oluşu ve tatilde olan insanlar derken 10 bin kişi şu maçı izlese iyi diyordum ama tribünde 21 bin seyirci vardı. Gayet iyi rakam ve oyun kalitesinin yükselmesi de bu seyirci sayısını yükseltecektir..

3 yorum:

  1. hamza yasinin dengesini bozmayı başarmış anlaşılan.bir oyuncu nasıl formunun zirvesindeyken aşağıya çekilirin dersini verdi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Alakası yok. Gençlerbirliği maçında ikinci yarıda oyuna girdi ve büyük etki yarattı Yasin Öztekin. Sonrasında ilk 11 oynadığı 3 maç var, ısrar ediyor hoca ama Yasin formsuz. Bugün rotasyonda Sinan Gümüş oynamalıydı Yasin Öztekin'in yerine.

      Sil
  2. iyi oynarken devamlı oyundan çıkarırsan oyuncunun güveni sarsılır ve saha içinde rahat hareket edemez.bu iş güven meselesi aga.hamza resmen yasinin üzerine oynadı ve yasinin saha içindeki rahat hareketlerini bitirdi.güvenini sarstı.

    yasin yerine sinan gümüş oynamlıydı dersen seninle futbol tartışmam aga.birbirleriyle alakaları olmayan iki oyuncu tipi.sinanla pas alışverişi falan yapamazsın.sinan burak yılmaz tarzı son vuruşcudur.net.

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir