McCollum, bugünler için var derken çıktı ve maçı aldı. Fazlasıyla sinir bozucu bir maç aslında, Uşak karşısında olduğu gibi sıfır savunma direnci ve konsantrasyon ile başladık, ilk yarıda 50 sayı yedik. Bu kötü halkaya, Uşak karşısında son 5 dakika yaşadığımız hücum tıkanıklığı da eklendi ve 3. periyot yaşadığımız hücum sorunu farkın açılmasına neden oldu. İlk yarıda bizi skorda tutan Micov'un çılgın üçlük performansıydı. 3. periyot ve son periyotun ilk 5 dakikasında bu durum sürdü, kısacası Galatasaray 3.5 periyot uyudu ama 5 dakika kala uyandı, 3 dakika kala baskıya başladı ve 10 sayı farktan geri dönerek kazanmasını bildi. Bu geri dönüşte de McCollum'un son periyot takımı sürüklemesi baş etmen. Sevindiğim nokta ise onun için doğru rolü bulmamız. 6. adam rolünde gayet iyiydi, sahneye çıkması gereken zamanı iyi ayarladık. Lasme ise maçın adamı. Dorsey'in felaket başladığı şu sezonda çok büyük oynuyor ki N'Dong dan bu yana aldığımız en iyi pivot performansı. Nizhny Novgorod karşısında tek başınaydı, 2. bir uzun performansı yazamıyoruz. Üstelik 4 faulle götürdü maçı, bu da çok değerli. Bütün maç hücum ribaundlarında sorun yaşayıp, oradan çok sayı yedik ama en önemli hücum ribaundunu Lasme aldı ve maçı kazandırdı. Sinan Güler'in de son 3 dakikada oyuna girmesi, baskı liderliğini eline alması geri dönüşü sağlayan kırılma noktası. Zor oldu ama geri dönüş olumlu, moral katacak bir galibiyet. Grup liderliği yolunda da çok büyük bir avantaj yakaladık, 5'de 5 müthiş bir başlangıç..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder