11 Mayıs 2016 Çarşamba

Seyreyle Maziyi #7; Dakika 52'de Ribery Oyundan Alınıyor


11 Mayıs 2005, Galatasaray'ın Türkiye Kupası finalinde Fenerbahçe'yi 5-1 yendiği gün. 6-0'ı yaşayan nesiliz, itiraf edelim ki hepimizin aklında o maç bir yerlerde yer edindi ve o skoru unutturabilecek bir gündü o gün. Gerçi iki maçın içeriğine de baktığınızda oynanan oyunların hakkı o skorlar mıydı diye sorarsak hayır derim ama futbol sonuç oyunu ve maçtan önce bana 1-0'ı verseler kabul edecekken 5-1 için üzülmüştüm, çünkü o fırsat elimize gelmişti.

2004-2005 sezonu ile ilgili çok konuştum, yine kısa bir özet geçeyim. 2003-2004'ün enkazı üzerine bir kadro kurulmaya çalışıldı. Geçmiş 2 yılın transferden kaynaklı maddi sorunlarından ötürü artık transfer de yapılamamaya başlanmıştı ve ucuz hamlelerle ayakta durmaya çalıştık. O sezon şampiyonluk yarışı da verdik, Türkiye Kupası'nı da aldık. Ama kırılma noktalarında kabul edilemeyen hatalar oldu, biri de bu final işte. Dakika 52'de Ribery'nin, 59'da Necati Ateş'in oyundan alınmaları. Tarihi bir sonucun eşiğindeydik, maalesef o eşiği geçemedik.

Mondragon
Cihan Song Tomas Orhan Ak
Ribery Ergün Conceicao Ayhan
Necati H.Şükür

Ergün & Conceicao orta sahasıyla yarış veriyorduk işte. Ribery transferi de Ocak ayı sonrası için bir anlamda ilaç oldu, herkesi heyecanlandıran tek isimdi belki de. O Ocak ayında Fenerbahçe de Anelka'yı almıştı ki Ribery için onun bonusu diyorlardı ama Ribery büyük bir çıkış yakaladı.

Maça gelirsek, dakikalar 36'yı gösterdiğinde 3-0 öne geçmiştik ama 2-0 sonrasında Fenerbahçe'nin tek kale oynadığı bir maç izliyorduk aslında. Hızlı başlamıştık, daha doğrusu kaptığımız toplarla hızlı gelirken 2-0 bir anda herkes için şok bir skor olmuştu. Ribery ve Necati Ateş, maçın iki yıldızıydı. 2-0 sonrası Mondragon sahneye çıktı, belki de kariyerinin en iyi performanslarından birini gösterdi derken Fenerbahçe 40. dakikada 3-1'i buldu ama Galatasaray rüzgarı arkasına almıştı.

İpin kopması da bundan sonrası, bir anda kontrol sevdası doğdu. Fenerbahçe atak oynuyordu ama geride de çok açık bırakıyordu, bu açıkları da Galatasaray çok doğru şekilde kullanıyordu. 52'de Ribery'nin, 59'da Necati Ateş'in çıkması Galatasaray'ı yavaşlattı aslında. Sonrasında maç 5-1'e geldi, Hakan Şükür'ün devleştiği dakikaları izledik ama Hakan Şükür'le bile boş alanları kullanabiliyorken Ribery'nin oyundan alınması çok mantıksızdı ki 40 yıl sonra bile hatırlanacak bir değişikliktir bu.

5-1 yendik, tarihi bir final oynadık ama maalesef bu değişiklikle hatırladığımız bir maç oldu. Tabii bu ikinci kırılma anı, bundan önce evimizde kaybettiğimiz Trabzonspor maçı, bu maçtan sonra da yine evimizde kaybettiğimiz Gençlerbirliği maçı (Hakan Şükür & Cafercan Aksu değişikliği). Fenerbahçe de bizi kendi sahasında 1-0 yenmişti. Bu kadroyla genele bakınca başarı var ama kırılma anlarını yönetemediğimiz bir sezon..

3 yorum:

  1. Hagi'nin neden bir daha GS teknik direktörü olmaması için yeterli bir sebeptir o maç. Ribery'nin çıktığı o anı dün gibi hatırlıyorum. Ettiğim küfürlerin haddi hesabı yoktur. Hagi'nin yine açıklanamayan, manasız saçma sapan triplerinin egosunun bir ürünüydü.
    Bir başka örnek de; 2005 yılındaki şampiyonluk maçında iç sahadaki Gençlerbilirliği maçında gol lazımken Hakan Şükür'ü oyundan alıp oyuna Özgürcan Özcan'ı almasıydıç

    gelmiş geçimiş en büyük futbolcuydu ama maalesef kötü bir teknik direktördür.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazıda da ekledim, Özgürcan değil Cafercan Aksu :)

      Sil
  2. Bugünkü Hagi olsa farklı hamleler yapardı yüksek ihtimal...Ribery,Misimoviç,Ümit Karan Hagi'nin gazabına uğradılar o yıllarda fakat şu an akademide genç ve kaprisli futbolcuları yönetmek konusunda daha tecrübeli ve yaşça daha olgun bir Hagi var.

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir