29 Ağustos 2016 Pazartesi

Açık Büfe Galatasaray


Daha önceki yazılarda da sıkça bahsettim. Çok çeşitli, dev potansiyelli ve kalabalık bir kadro kuruluyor diye. Açıkçası ben bu kadar derin bir kadro kurulacağını o zaman bile tahmin etmemiştim. Sezona 9 yabancıyla giriyoruz. Takımda her tip oyuncu var. Eksiksiz. Açık büfe gibi.. Euroleague’de çok yoğun bir tempo bizleri beklediği için bu derin kadro takım için çok önemliydi elbet. Fakat 5+1 yabancı sınırının olduğu ligde bunu dengelemek hiç kolay olmayacak. Ama kadroyu tamamen kendisi organize eden Ergin Ataman’a bu konuda güvenimiz tabii ki sonsuz. Bu yazıda genel takım yapısının üzerinde durmaya çalışacağım.

Ergin Hoca’dan bahsetmişken.. Geçen gün tüm transferler tamamlandıktan sonra, resmi siteye verdiği röportajda kurulan kadrodan ne kadar memnun olduğunu gördüm. Tamamen istedikleri oyuncuların alındığını, buna rağmen 9 milyonluk bütçeden 500 bin arttırdıklarını bile söylemiş. Bu ekstra paranın şöyle bir artısı olabilir, sezon içinde herhangi bir aksilik nedeniyle bir oyuncuyla yolları ayırmak durumunda kalırsak, onun maaşını da üstüne ekleyerek, ayrılışı kaliteli bir şekilde telafi edebiliriz. Hoca’nın değindiği önemli noktalardan biri ise, takım savunması. Benim son yazıda da bahsettiğim üzere, hücumda korkunç potansiyelli bir takım olduk ama işin savunma kısmı ve oyuncuların görece “yumuşak” tarzda olmaları soru işareti. Benim kafamdaki soru Hoca’ya da sorulmuş olacak ki, kendisi “bu konuda kimsenin şüphesi olmasın, çok efor sarf eden ve iyi savunma yapan bir takım olacağız” demiş. Ergin Ataman her zaman hücumda çeşitliliği olan, pivot hariç herkesin şut atabildiği ve savunmada da ekstra gayret göstererek rakibi bozan takımlarla başarılı oldu bu zamana kadar. Hedefi yine aynı anlaşılan.

Takımın oyun kurucu rotasyonunda Russ Smith ve Justin Dentmon; iki büyük potansiyelli, patlayıcı hücum gücü. Herkesin şut atabildiği, sırtı dönük oynayabilen, içeri de delebilen oyunculardan oluşan bu takımda topun nasıl dağıtılacağı en kilit nokta. Bu noktada bu ikili hayati derecede önem taşıyor. İki oyuncuda da, özellikle Justin Dentmon’da el yakan topları sokabilme ve takım kilitlendiğinde yoktan pozisyon var edebilme özelliği bulunuyor. Arroyo’dan sonra bu özellik çok kıymetli. Geçtiğimiz sezon McCollum bunları zaman zaman yapabildi ama genele baktığımızda oldukça istikrarsızdı. Arroyo demişken.. O gittiğinden beri hep takıma öncülük edebilecek, oynamasa bile oynatabilen bir oyun kurucu arıyoruz. Alınan ikilinin o tarzda olduğunu söyleyebilir miyiz bilmiyorum ama, Hoca faktörünü hesaba katarsak, ayrıca rotasyona alınan Can Korkmaz ve sıkça bu bölgede oynayabilen Sinan Güler’i de düşünürsek oyun kurucu pozisyonumuzun “en azından” emin ellerde olduğunu söyleyebiliriz.

Takımın her rotasyonu çok zengin ama özellikle 2-3 numaradaki zenginlikle Hoca nasıl baş edecek bilmiyorum gerçekten. Sinan, Micov, Diebler, Schilb, Göksenin. Oyunu ateşleme, penetre etme, keskin nişancılık, liderlik, savunma sertliği.. Tüm özelliklerin ayrı ayrı oyuncularda olduğu zengin bir rotasyon. Kim ne zaman oynar, kim ne zaman tribünde oturur bilemiyorum. Sanırım burada en zayıf halka Schilb ama Ergin Ataman onun yeteneklerine güveniyor. Yine de ligde neredeyse her maç tribünde olmasını bekliyorum. Burada ana dişli yine Micov gibi görünüyor. Hücumun her alanında etkili olabilen, takıma liderlik edebilen, sahaya yüreğini koymakta asla tereddüt etmeyen ve kritik anlarda eli titremeyen bir adam. Takımda tutulması gereken ilk adamdı ve tutuldu. Ayrıca üst üste 3. sezon bu formayı giyecek olan Micov, efsane Dawkins’ten (üst üste 8 sezon) sonra bu alanda bir ilk. Onun dışında Sinan’ın kesinlikle geçen sezonun üstüne koyması gerekiyor. Diebler’dan beklentim yüksek. Uzun süredir hasretini çektiğimiz keskin nişancı rolünü yerine getireceğine inanıyorum. Göksenin de yine hem ligde, hem EL’de yerli rotasyonundan 12 kişilik kadroda olacağı için, rakibin patlayıcı kısalarını durdurma görevinin maç içinde ara ara kendisine verileceğini ön görmek zor değil.

Son olarak uzun rotasyonu.. 2-3 numaraya çok zengin dedik ama, “açık büfe” takımın bir açık büfe ekibi de 4-5 numara rotasyonunda bulunuor. Tyus, Krstic, Daye, Thompson, Orhan, Ege. Özellikle sanırım pivot bölgesinde Tyus ve Krstic’in verecekleri sezonun kilit noktalarından biri. Lasme’nin ayrılışını kendi adıma hala hazmedemezken, Tyus’dan onun yerini almasını büyük umutlarla bekliyorum. Tarz olarak farklı olsalar da, Lasme’nin yüreğinin çok özel olduğunu düşünsem de, takıma uyum sağladığı takdirde Tyus’ın da önemli katkılar verebileceğini düşünüyorum. Krstic ise umarım sakatlığın emarelerini atlatır ve o çok özel fundamentalını bizlere sergileme şansı bulur. O kalitede bir oyuncuya göre çok düşük ücretlere aldık biliyorsunuz, beklenen katkıyı verebilirse özellikle EL’de çok kıymetli bir parça haline gelecektir. 

Austin Daye ise bu rotasyonda benim en fazla beklentim olan topçu. Hücumun her çeşidini oynayabilen, eşsiz yetenekte bir oyuncu. Muazzam çeşitliliği olan bir uzun olarak, ritim bulduğu takdirde takımın en önemli kozlarından biri olacak. Pozisyon hazırlamanız dışında, topu eline verdiğiniz zaman kendi hücumunu da yaratabilen, çok değerli bir parça. Bu bir kenarda dursun. Thompson’a geçelim.. Orta mesafe atabilen, post-up ve pick and pop’ları çok iyi oynayabilen bir 4.5 numara denebilir Deon Thompson için. Ayrıca pota altında bitirişleri ve hücum ribaundlarıyla da takımın önemli parçalarından biri olacağını ön görebiliyorum. Ege Arar Ümitler Avrupa Şampiyonası’nda çok başarılı bir turnuva geçirdi. Henüz hala çok genç ama ondan da beklentilerimiz var. Bu güçlü kadroda süre bulması kolay olmayacaktır. Ancak ligde ara ara kendini gösterecek fırsatı olacak. İyi değerlendireceğini düşünüyorum.

Velhasıl-ı kelam.. Her mevkide zenginliği bol olan, her tip oyuncunun olduğu, çok kalabalık ve kaliteli bir kadro kuruldu. Elbette o maliyetlere ulaşamadığımız için bir Fenerbahçe kalitesi yok. Ancak birlik ve uyum ile çok iyi yerlere gelme ihtimalimiz az değil.

Fenerbahçe demişken.. Ergin Ataman’ın da açıkladığı üzere, bu sezon ana amaç kesinlikle lig şampiyonluğu olmalı. Hem sorgusuz sualsiz EL’ye gidebilmek için, hem de uzun süredir şampiyon olamadığımız için. Bunun tek yolu bence ligi lider bitirmekten geçiyor. Fenerbahçe ile her karşılaştığımızda saha avantajı kimdeyse onun ipi göğüslediği bir tablo çıktı ortaya artık. Ligin en güçlü ekibi olarak kesin final oynayacaklarını düşünürsek.. Geçtiğimiz sezon en az 3-4 maçta rakibe galibiyeti hediye ettik adeta. Bu sezon çok daha güçlenen kadroyla bu hataları asla yapmamalı ve ligi 1. sırada bitirmeliyiz. Gerisini Ergin Ataman ve öğrencileri halleder.

Çağlar Yıldız - https://twitter.com/caglarryildiz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir