Krstic ile başlayayım, sakatlık gibi konular asla bir sevinç kaynağı değildir ama bu bile bile bir lades oldu. Sevinç kaynağından kasıt şu, sezon başında yaşanması. 2-3 ay sonra da bu gerçekleşebilirdi, her an gerçekleşme potansiyeli vardı ki şu an bu ayrılığın yaşanması Galatasaray adına hayırlısı. Maddi bir kayıp olmadı, bir hamle yapma imkanı da erkenden gele geçti. Krstic bir kumardı, Ergin Ataman'ın bildiği vardır dedik ama Krstic'le alakalı sakatlık durumunun yaşanmaması bir sürpriz olacaktı. Chuck Davis de kumardı mesela ama o dönemde ve maddi tabloda çok fazla hamle yapma imkanı bulunmuyordu, mecburen o riske girildi ama kazanıldı. Krstic ise bir sezon başı hamlesi, hoca onun için ısrarlı oldu ve aldırdı. Havuz genişti, maddi tablo da geçen sezonun çok daha üzerinde ama gördü en azından hoca, ne diyeyim. Her iki taraf için hayırlısı olsun, Krstic'in basketbola devam etmesi ileride yaşantısı için sorun olacaktı, kendisine adına da en doğru karar.
Benim için sürpriz oldu, transferi kapattık diye biliyordum. Yaz döneminde konuşuyorduk bu ismi ama Fenerbahçe ile 3 yıllık daha kontratı varmış, senelik 1.5 milyon dolar'dan. Sevr Anlaşması tadında bir sözleşme, Fenerbahçe'nin bu kontrattan çıkmaya çalışması da bu transfer sürecini uzattı belki de. 2-3 gün önce yine teklif edilmiş, sonrasında da Ergin Ataman hayır demedi. 500 bin dolar ödeyecek Galatasaray, 1 milyon dolar karşılığında da Fenerbahçe ile kontratından çıkmış. Geçmişi, karakteri, bazı söylemleri elbette gündem olacak, konuşulacak. Bunun önüne geçilmez ama dünün şartları ile bugün farklı, bugünü dün üzerinden asla değerlendirmem. Her anın başka şartları var, olaya o açıdan bakıyorum. İşin taktik, teknik detayını çok bilmem ama gözlemim şuydu. Euroleague fikstürü sıkışık, yoğun ve sert. Bunun yanında lig hedefi de var, şampiyonluk bir hedef olmalı ki onun da yolu normal sezonu 1. bitirmekten geçiyor. Yerli rotasyonunu bu anlamda iyi görmüyordum, geniş bir kadro kurduk ama yabancı ağırlıklı. Böyle bir yerli adım, üstelik bu şartlar içerisinde kötü değil, hatta ihtiyaç bile diyebilirim. E o zaman Schilb neden kaldı diyebiliriz, rotasyonun en yoğun olduğu pozisyona geliyor ama lig için yerli hamlesi gerekliydi, bu fırsatı değerlendirdiler. 1, 2, 3, 4 gibi pozisyonları oynar, gününü bulduğunda maçı da size kazandırır ama savruktur, kötü hali de hiç çekilmez. Sistem içerisine dahil etmek, rolünün sınırları içerisinde tutmak zor olacak ama yine hocanın bir bildiği vardır diyorum, çünkü ısrar etti, lig şampiyonluğu vurgusu yaptı.
Sakatlıkları konuşuyoruz, Galatasaray basketbolunun en kötü hastalığı. Bu sezona da sakatlıklar üzerinden girdik. Micov'un 3-4 hafta olmaması, Russ'un 10 gün yokluğu, Krstic'in basketbolu bırakması gibi. Kadınlarda da durum farklı değil, Meltem Yıldızhan'ın sakatlığı tadımı en çok kaçıran gelişme. Marina Maljkovic ile çalışmalara başladık, bu sezon adına da en büyük heyecan nedenlerinden biri Meltem Yıldızhan'ın potansiyeli ve Marina Hoca ile birlikte yapabilecekleriydi. Sol diz ön çapraz bağları kopmuş, bunun yanında da iç yan bağları ve menisküsünde de yırtık var. Ameliyat oldu ve durum ciddi gibi, dönüşü uzun sürebilir. Umarım sağlıklı ve iyi şekilde döner, tam onun sezonu diyebileceğimiz bir sezondu. Yaşı genç, önü açık, geçmiş olsun diyelim..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder