5 Aralık 2016 Pazartesi

Kaybolan adalet, büyüyen kaos.. Bunların sorumlusu Riekerink


Geçen sezonu ile bu sezonunu kıyaslayayım diye düşündüm, birbiriyle alakalı iki nokta var. Adalet anlayışını yitirmesidir asıl nokta ve yitirdiği adaletin de aldığı talimatlarla alakalı olduğunu düşünüyorum. Bu da hoş bir durum değil, koltuk sevdasına buna razı olmak benim kaldıramayacağım bir durum olurdu. O koltuk Galatasaray teknik direktörlüğü bile olsa.

Riekerink'den geçen sezon beklenti neydi dersek, gemiyi sağ salim limana yanaştırmasıydı. Elinde fizik ve kafa anlamda bitmiş bir kadro vardı, kötü başladı ama iyi bitirdi. Emre Çolak'ı kazanması mesela, Denayer ve Carole'nin sağladığı gelişim, son haftalara doğru gelen iyi futbol, maçlara doğru hazırlanmak (fizik yetersizlik dahilinde 2. yarılarda düşüş olsa bile), duran top organizasyonları gibi olaylar. Azdan çok almayı başardı, o gemi sağ salim karaya yanaştı.

Riekerink'le devam edelim hiç demedim, yaz dönemi bloga onlarca teknik direktör adayı yazdım mesela. Vadesi dolmuş Schaaf'a kadar düşmüştüm, en azından tecrübe diyerek. Yönetim ise Fatih Terim dedi, o olmayınca da Riekerink'e mecbur kaldı. Teknik direktör falan aradıklarına da pek inanmıyorum, b planı buydu işte. O noktada da isyan etmek yerine zaman vermeyi tercih ettim, yapacak başka bir şey yoktu çünkü.

Yaz döneminde de doğru işler oldu, kadro dışılar gibi. Kolay kolay herkes cesaret edemezdi o işe, kararı kim aldı bilmiyorum ama pastadan payı Riekerink aldı ve "bey" söylemi de onunla alakalıdır. Başlangıç güzeldi, destek olduk, haftalarca bekledik. Benim bekleyişim Trabzonspor maçına kadardı, o ana kadar geçen süreden de hiç memnun değildim ama ısrar etmek istedim, olmadı. Sonrasında da olan oldu zaten.

Oyun gelişmiyor, pas ve topa sahip olmaktan kaynaklı bir fetişlik var. Oyunun gelişeceğine de pek ihtimal vermiyorum, hatta Galatasaray'ın iyi çalıştığına da inanmıyorum. Riekerink'den yardımcı hocalarına kadar, herkes suçlu. Kadro tercihleri adil değil, Linnes'in kesilmesi ve bulamadığı şanslar gibi, talimat neticesinde ısrar ettiği Sabri Sarıoğlu gibi. Oyuncu değişikliklerine, oyunu kenardan hiç okuyamamasına girmiyorum bile. Dün bir yorum okudum, Riekerink atar yemekten korktuğu için oyuncu değiştiremiyor diye.

Riekerink kaldıramıyor Galatasaray'ı, esas nokta bu. Gömlek ağır geldi, taşıyamıyor. Gerilmeye de başladı, kaybetmediği bir tek "sakinliği" kalmıştı ama onu da kaybedecek. Adalet yok, futbol yok, kaos var derken hala şampiyonluk iddiası diyorsak Riekerink ile yolların çoktan ayrılması lazım. Hazır 2 haftadır işler istediğimiz gibi gitmişken, önümüzde güzel bir fikstür varken..

6 yorum:

  1. Sizce De Boer'i getirip yumuşak bir geçişle önce Riekerink'i yardımcısı sonraki sezonda da altyapı koordinatörü mü yapsak? Nasıl bir yapılanma olurdu De Boer ile biraz bahsedebilir misiniz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben bir süre Hollandalı ve Italyanlardan uzak olalım diyorum :)

      Sil
  2. hocada sıkıntı görmüyorum; yönetim yetersiz.
    benzer yollar ile HH gönderildi, sonuç hüsran.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Süreç farklı bence, Hamzaoğlu dönemi ile hiç alakası yok şu zamanların.

      Sil
  3. Öylesine yazılmış bir haber olabilir belki ama birkaç sitede Bilic ismi geçiyor devre arası için..Böyle birşey olursa o kadar mutlu olurum ki..Beşiktaş'ın bana göre son 2 yılki başarısının asıl mimari kendisi..zevkle izlerdim takımını..sizin bir duyumunuz var mı yada görüşünüz nedir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beşiktaş'tan başka bir Türk takımı çalıştıracağına inanmıyorum ben. İyi hoca ama kazanan bir isim değil.

      Sil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir