9 Nisan 2017 Pazar

Önce kondisyon, nihayetinde taktik / teknik gibi konular


Futbolcuların kat ettiği mesafeler başlı başına bir tartışma konusu. Bu olayın isminde bile mutabık kalınamıyor. Koşu mesafesi mi yoksa kat edilen mesafe mi bunun adı ya da bu olay o kadar önemli mi? Kimi önemli olduğunu, gösterilen mücadelenin bir göstergesi olduğunu söylüyor. Kimi ise topu koşturmanın, pas oyunu oynamanın daha değerli olduğu görüşünde.

Riekerink'in felsefesi pas üzerineydi mesela, yüzde 60'lı ortalamalarda topa sahip bir takımdı Galatasaray ama bunun hücuma bir yansıması yoktu. Topa sahip olmanın en önemli getirisi oyuna hükmetmeniz olmalı ama bu rakiplerin de istediği bir şey olmuştu, çünkü hücum organizasyonu yok, Bruma ve Sneijder'in ayağına bakan bir Galatasaray var. Ayrıca iyi çalışmayan bir takım, fizik noktada yetersiz ve bu da kat edilen mesafe noktasına olumsuz yansıdı.

Tudor'un işi zordu gerçekten, özellikle de geldiği an itibariyle. Sezon başında veya ortasında takımı hazırlamak önemli, Tudor ise 21. haftada bu göreve geldi ve herhangi bir hazırlık şansı olmadı. Kendi kurmadığı, iyi çalışmamış, fizik noktada yetersiz, taktik noktada eksikleri olan bir takımdı bu. Tabii Tudor açısından bir mazeret değil, sonuçta bunu bilerek geldi ama tablonun bu kadar kötü olduğunu eminim o da bilmiyordur.

Zaman lazım, bazı taşların yerine oturması adına. Hem takımı belli bir kondisyon seviyesine getirmesi lazımdı, hem de taktik noktada geliştirmesi. Önce kondisyona önem verdi, takımı bir seviyeye kadar getirdi ve Riekerink döneminde 108.5 km olan kat edilen mesafe istatistiği Tudor döneminde 114.7 km'e yükseldi. 

Devamında taktik / teknik çalışmaya başladı Galatasaray ve bugün 3-4-1-2, 4-4-2 gibi klişe 4-2-3-1'in çok uzaklarında olan formasyonları konuşabiliyoruz. Bu kadar kısa bir sürede bunu başarmak bana göre değerli. Bir adalet duygusunun oturduğuna da inanıyorum, iyi çalışan ve kendini yukarı çeken zaten futboluyla ön plana çıkabiliyor. Dün eleştirilen bazı isimler bugün çok daha iyi noktada. Hak etmeyenler ise 30 dakikalık futbolcu konumuna geldiler, bu adalet noktasıdır.

Twitter'da @hedefCL 'nin yorumunu paylaşıyorum ki konuyu müthiş özetledi. Bir takım gerektiğinde 120 km de koşacak güce sahip olmalı ama taktik gücü o kadar iyi olmalı ki buna ihtiyaç duymadan, gerektiğinde 105 km koşarak maçı kazanabilsin. Adanaspor maçı güzel örnek oldu, Galatasaray o maçı 104 km koşarak kazandı, Bunu başarmak zaman alacak, Tudor'un bu kadar kısa sürede takıma kaydettirdiği aşama çok önemli..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir