Az paraya büyük icraatlar adı altında bir bir başlık açmak lazım ve Engin Baytar'a o listenin üst sıralarında yer vermek gerekir. Bugünü düşünüyorum ve o sezonla kıyaslıyorum, Engin Baytar gibi kaç yerliden katkı alabildiğimiz üzerine. 1.1 milyon avro bonservis, 400 bin avro yıllık ücret. Bugün ise imzayı atan yerlinin 1 milyon'dan aşağı kazanmadığını görüyoruz, Galatasaray'ın acı gerçeği işte.
Engin Baytar sorunlu bir adam, orası kesin. Agresif, kontrol etmesi zor, patlama gücü yüksek. Yeteneği noktasında kimsenin laf söylemeyeceği bir isim ama, çıkar tek başına maç kazandırır. Trabzonspor'a kazandırdığı Türkiye Kupası geldi aklıma, finalde Fenerbahçe'yi neredeyse tek başına devirdiği. Gençlerbirliği'nde de böyleydi, Trabzonspor'da da ama sorunlu işte, tutunamadı oralarda ve savruldu gitti.
Galatasaray bu noktada onun adına yeni bir çıkış noktasıydı. Sıfırlanan bir takımdık, özellikle de bir yerli iskelete ihtiyaç vardı. Engin Baytar'ı kim önerdi bilmiyorum ama riskti ama maddi şartlara bakınca da o risk alınırdı. Yetenekli adam çünkü ve teknik direktörün Fatih Terim, Engin Baytar'ın frekansına dokunacak adam işte. Dokundu da, 2011-2012 şampiyonluğunun en önemli isimlerinden biri Engin Baytar oldu, bana sorarsanız beklediğimizin çok üzerinde bir katkıyla.
Unutulmaz 4-4-2 ve orta saha özellikli kanatlar. Emre Çolak'ın da katkısı sürprizdi ama o sistemi işleten temel unsurlardan biri Engin Baytar. Oyunun iki yönünde vardı çünkü, mücadelesiyle de ayaktaydı, takıma hücumda kattığı kreatif efektle de. Konuşulması gereken bir performanstır bu, o sezon öyle isimler öne çıktı ki çok bahsi geçmemiş olabilir ama bugün Engin Baytar gibi bir futbolcumuzun olmadığını söylemek isterim.
Kontrolsüz bir isim ama, acı faturayı da yaşadık. Fenerbahçe maçında yediği kırmızı kart ve aldığı ceza, sezon onun adına başlamadan bitti. Oysa iyi bir sezonu geride bırakmıştı, artık istikrar zamanı derken. Cezası bittikten sonra da tutunamadı işte. Yine de sözleşmesi uzatıldı ama Fatih Terim'in ayrılığı onu da bitirdi, Mancini durmadı üzerinde. Sonra Rizespor'a kiralandı, geri döndü ama Prandelli de düşünmedi, kadro dışı kaldı, arabada yaptığı para şovu çirkin oldu derken gözden tamamen düştü. Hamza Hamzaoğlu belki bir şans olabilirdi ama o hareketiyle şansı kafadan kaybetti.
Bugün ise oradan oraya savruluyor, en son Erzurumspor'da bırakmıştım kendisini, şu an nerede bilmiyorum bile. Bu yeteneğe çok daha iyi bir kariyeri olmalıydı elbette, o da kaybolan isimlerden. Yine de kendi adına damga vurduğu sezonlar var, o efsane Galatasaray şampiyonluğunun içinde olması bile başlı başına bir kariyer değil mi?
Arda'nın transfer dönemi sona yaklaşırken satılması üzerine apar topar transfer edildi; ondan önce listede ismi geçen isimler yanılmıyorsam Arshavin, Podolski ve Elija idi.. Engin Trabzon'da kadro dışı kalınca bu transfer gerçekleşti, yoksa Trabzon da az peşinde koşmamıştı Engin'in.. Başlangıçta 4-3-3, 4-2-3-1 benzeri sistemler denediğimizi hatırlıyorum ama hücumda kısırlık yaşayınca çift forvete geçmiştik. Muslera, Balta, Semih, Ujfalusi, Eboue; Çolak, Selçuk, Melo, Engin; Necati, Elmander.. ile pek çok formasyona uyarlanabilecek versatil bir kadro yapısı vardı örneğin Emre Çolak yerine Riera'yı yazarsak kolaylıkla 3-4-2-1'e de uyarlanabilir. Aslında Engin Baytar tam da bugün aradığımız nitelikte bir oyuncu; dripling yeteneği var, oyun kurma yeteneği var, o kadronun en önemli oyuncularından birisiydi, sadece 1 sezon kullanabilmemiz çok yazık oldu..
YanıtlaSil