Bazı şeyleri kabul etmek gerekiyor. Futbolcuya dayalı düzen bir Beşiktaş maçı öncesinde Drogba'yla prim pazarlığı yapılarak başlar. Fatih Terim'in gidiş süreci, hatırlarsınız. Fatih Terim'in olduğu ortamda böyle bir şeyi konuşmanız imkansız, sevin ya da sevmeyin ama her şey onun ayrılığı sonrası başladı. Devamında değişen hocalar, istikrarsız bir ortam ve başarısız Galatasaray. İstikrarın olmadığı yerde başarı bekleyemezsiniz, bu istikrarsızlıkta Fatih Terim'in vedasıyla başladı. Kim haklı konusunda değilim, olan Galatasaray'a oldu.
Mancini, Prandelli, Hamza Hamzaoğlu, Mustafa Denizli, Riekerink, Tudor diye devam ediyoruz. Yarın da başka bir teknik adamı konuşuruz, ondan sonra bir başkasını. Futbolcuya dayalı düzen böyle işte, futbolcu istemez ve teknik direktör gider. Futbolcu ister ve istedikleri düzen gelir. Galatasaray'da bunun bitmesi lazım, bunun için de büyük bir temizlik gerekiyor. Disiplin ve otoriteden uzağız, yarın ne olacak sorusuna verecek bir cevabımız yok ama futbolcuların var.
Mancini dönemi de bunları konuştuk, Selçuk İnan eksenli. Prandelli döneminde de aynı şeyler oldu, futbolcular istemedi ve Hamzaoğlu geldi. Sistem hocasıydı bu isimler, farklı adamlardı, fark yaratabilirlerdi ama futbolcumuz çalışmayı, disipline edilmeyi sevmiyor maalesef. Yerliler böyle de buraya gelen yabancı da bu duruma ayak uyduruyor.
Hamza Hamzaoğlu'nun vedası, mutlaka onu istemeyen futbolcular oldu. Mustafa Denizli dönemi, yine aynı şeyler ve özellikle Sneijder'in güçlendiği dönemdir Dursun Özbek zamanı. Riekerink geldi, hadi o sezonu tamamladı diyelim (şartlar ona uygundu), yeni sezonda takımın başında nasıl kaldı? Sonra o gitti ve Tudor. Bizler yine futbolcuları konuşuyoruz, çalışmayı sevmeyen, disipline olmayan futbolcuları. Yine yazıyorum, kim haklı kim haksız konusunda değilim, olan Galatasaray'a oluyor.
Tudor'un hatası şu, geri adım atmak. Kendi inandığı doğrulardan vazgeçmek, günde birkaç kez yazıyorum bunu ama çok üzülüyorum. İşin ucu kime giderse gitsin, yeter ki bu temizlik olsun. Tudor'a sonsuz kredi açarım, desteklerim. Ama kendi inandığı doğrulardan vazgeçerek, inanmadığı futbolcuları aldığı talimat neticesinde sahaya sürerek bu iş olmaz. Haftaya Sneijder, Bruma gibi isimler 11 mi oynayacak mesela, De Jong 18'de yerini almaya devam mı edecek?
Şansal Büyüka beIN Sports'da soyunma odasında yaşananları açıkladı. Hani o çok merak ettiğimiz konuşmalar, Dursun Özbek'in soyunma odasına girmesiyle yaşananlar. Konuşmaları duymayan, öğrenmek isteyen linke tıklayabilir;
Sneijder izin peşinde mesela, takım yanıyor ama umrunda değil. De Jong ise futbolcuya dayalı düzenin imzasını atmış "25 futbolcuyu gönderemezsiniz, teknik direktör gider" diyerek. Muslera istikrarsız düzeni anlatmaya çalışmış ama teknik direktörlerin hepsi hatalı da futbolcular hep mi suçsuz? Selçuk İnan da Tudor'un yanında durmuş ama zamanında nerelerdeydi, Mancini ve Prandelli dönemi. Bizler de kafa yoruyoruz işte, Galatasaray nasıl daha iyi olabilir diye. Boşa kürek çekiyoruz bir bakıma, Galatasaray'ı gerçek sevenler olduğumuz için ısrarla geri adım atmayacağız, en azından ben atmayacağım ama şu yaşananlara bakar mısınız..
Hakkaten artik yetti. Muslera dışında kimse hak etmiyor bu formayı. Bruma De Jong ve artik Sneijder kim ki bu büyük kulübün içinde böyle davranıyorlar? Kimse Sneijder'ı savunmasın artik..bu sene kaç maçta ortaya çıktı..Biz Hagi'yi gördük.. onunla büyüdük.. Hangi maç geri adım attığını gördük?Ne zaman profesyonelligi biraktigini gorduk?Yönetim de gitmeli bu futbolcuların bir çoğuda..Yeni kararlı bir yönetim ve Muslera dışında para edecek tüm oyuncularin gönderilmesi.. Ben Muslera liderliğinde yeni ve egosu olmayan Galatasaray'in buyuklugunu bilen bir kadro istiyorum.. Gerekirse 2 yıl daha başarısızlığa raziyim.. yeter ki bu yönetim ve oyuncuların büyük kısmı gitsin..
YanıtlaSilÖncelikle ben Şansal Büyüka'nın soyunma odasında konuşulduğunu iddia ettiği cümlelerin hiç birisine inanmadım. Hala daha yabancılar kötü, Selçuk iyi olgusunu taraftara pompalamaya çalışıyorlar. Sneijder izin düşünüyormuş, De Jong yayık yayık, bacak bacak üstüne atıp oturuyormuş (Hatırlarsınız, bu tatktik Alex'te tutmuştu, neden yine kullanmasınlar ki). Haberi veren muhabir De Jong'un yanında oturuyordu sanırsın. Selçuk ise büyük bir özveri ile suçu kabul ediyormuş. Yersen.
YanıtlaSilGalatasaray iyi bir durumda değil ama hala daha tatmin olmuş değil Brutus'lar. Hala daha taraflı ve art niyetli yönlendirme yapıyorlar. Taraftar eski taraftar değil, gayet akıllı ve neyin ne olduğunu görüyor. Umarım bu gibi çakallara pabuç bırakmazlar.
Gökmen Özdemir haber müdürü oldu, istihbaratına inanırım ben..
SilFatih terim floryanin karismasinda önemli bir figür, o dışarıya karşı herşeye hakim gözükmek için oyunculara bazı ödünler verir ve sonunda takım bunu taşıyamaz, uefa kupasınin kazanıldığı sene hakan şükürle yaşadığı jip krizi, bu sene milli takim kampında yaşananlar bunun en guzel örnekleridir. Mancini ve Prandelli sezonlarında oyuncular ve teknik kadro arasındaki ilişki gayet saglikliydi bana göre, floryayi karıştıran albayrak ve hamza hoca oldu. Takım içindeki gruplari ayrı ayrı idare ederek kısa vadede başarı sağladılar, ama hamzaoglunun aynı şekilde bir sezon daha geçirebileceğini sanmasi galatasaraya cok zarar verdi.. Olcani, yasini kusturmemek için Bruma ve tellesi gönderdi, meloyuda aynı sebeplerden harcadı.. Denizli yaşlı kurt, egosu o kadar yüksek ki, takımı toptan harcayabilecegini sandı ama takım onu reddetti.. Jan olde riekerink bir kurtariciydi, takımdaki kuslukleri dağıttı, takım ruhunu kuvvetlendirdi ve yöneticilerin açıklarını kapadı ama tüm türkiye el birliğiyle gönderdi adamı.. Futbolcuya bağlı duzenden bahseden soysuz medya bir taraftan albayrak gibi ciddiyetsiz, ilkesiz bir adamı galatasaray başkanlığına hazırlıyor, bu nasıl bir çeliskidir..
YanıtlaSilTudora gelirsek, Burası galatasaray, burada oyuncuyu kendine inandırman, sana güvenmelerini, inanmalarıni saglaman gerekir, bu da hemen olmaz, bu kadar aceleye de gerek yok.. Hele de şampiyonluk şansın varken, ayağının tozuyla oyuncuyla otorite savaşına girmek neden??
Sneijder antrenmana itiraz etmiş, olabilir, köle değil ki bu adam, tartisirsin sonuçta gel dersen gelir ama fikrini söyler.. sneijderin yedek kaldığı maçlardaki yüz ifadelerine, maçı işleyiş şekline bir bakın, bu adam galatasaraylı, umutla olcanla kiyaslayin, takımı böylesine sahiplenen bir türk futbolcu gormedim.. 2000 ruhu dediğimiz takım için de geçerli bu, hagiyi bu kadar sevmemizin sebebi de bu zaten, iddia ediyorum, hagi ve kazanılan başarılarin gucu olmasa o takım 2 yılda dagilirdi.. Hakan şükurun chelsea maçı (5-0) sonrası yedek bırakıldığı bursa maçını ve sonrasındaki demeçlerini hatırlayın, resmen puan kaybiyla mutlu olmuştu.. Oysa wes, basaksehirin 3. Golünden sonra nerdeyse sinirinden aglayacakti..
Elbette aslolan galatasaray ve Sneijder bu takımdan gidebilir ama Sneijder Galatsaray tarihinde bu yönetimden de, medyadan da ve çarpık düzenin ürünü yeni nesil vefasız taraftardan da daha iyi bir galatasaraylı olarak yer alacaktır.. Selcuk Inan, semih, sabri için de benzer şeyleri söylerim..