Basketbolda ayrılıklar birer birer açıklanıyor, sıfırlanmak zorunda kalan bir Galatasaray olacak. 4 milyon avro'luk bir bütçenin varlığından söz ediliyor ve coach Erman Kunter. Yaşananlardan ve adı geçen isimlerden kaynaklı çok hayırlı bir sezon olmayacağını düşünüyorum, umarım yanılırım.
Konu bütçe de değil aslında, bu paraya büyük işler yapan takımlar oldu ama sıkıntı şu ki zihniyet sağlıksız. Ayrılığını açıklayan bazı yabancılar var, Daye ve Tyus gibi, Diebler ise Beşiktaş'la imzaladı bile. Buna ek yabancılar gelmeye devam eder, kalabileceğini düşündüğüm tek yabancı Micov.
Ayrılıkları kısa kısa konuşalım, Daye birkaç saat önce açıkladı ayrılığını. Aldığı rakam / verdiği katkı konusunda ahkam kesemem ama gördüğümü yazayım. Sakatlığından söz ediyordu ama çalışmayı çok sevmeyen bir isim olduğu da kesindi. Bazı anlar var ki takımı skor olarak ayakta tuttu ya da maç içinde geri döndürmeyi başardı. Patlayıcı özelliği yüksekti ama savunmayla da pek alakası yoktu. İstikrar sorunu yaşadı, belki onu anlayan bir coach'la çok daha iyisi olabilirdi.
Diebler için kesin bunu yazabilirim, onu anlayan bir coach'la çok daha fazlası olurdu. Sezona öyle girdik ki Diebler gibi bir şutörün üzerine çizdiğimiz bir tane set yoktu. Kötü başladı ama devamını iyi getirmeye başlamıştı. Euroleague'de müthiş bir 3'lük yüzdesi yakaladı, bence iyi de katkı veriyordu ama tam manasıyla kullanamadık, hakkı verilemedi. Takıma oranla savunuyordu da ayrıca, savunma üzerinden de anlamsız eleştirildi. Şimdi Ufuk Sarıca'nın yanına gidiyor, gerçek Diebler'ı görmek mümkün.
Tyus ise tam anlamıyla hayal kırıklığı. Anadolu Efes'ten Galatasaray'a gelen isimler genelde katkılı olurlar, Lasme gibi. Lasme müthiş bir sezon geçirmişti ve tek sezonda Galatasaray efsaneleri arasına geçmişti belki de. Tyus da Lasme sonrası büyük beklentiyle geldi ama o beklenti altında ezildi. Savunma noktasında öne çıkardığımız bir isimdir Tyus ama ne savunma, ne hücum noktasında gerçek beklentinin uzağındaydı. En azından benim gördüğüm.
Aslında fitipaldo gibi düşük maliyetli bir oyuncuyu ikna edip takımda tutsak çok faydalı olabilirdi.. Ergin ataman takımı biraz hoyratca kullandı, tamamen kazanmaya odaklı bir koçtu ve adım adım büyütulecek bir takım kurma konusunda yönetim ona guvenmedi sanırım.. Ama ne olursa olsun bu planlamayi çok daha erken yapmaları ve hocaya söylemeleri, ayrılmadan önce ondan bir rapor almaları gerekirdi..
YanıtlaSilDiebler artik karşıyakadaki Diebler değil, iddiasız bir takımda oynamayı tercih etmezdi diye düşünüyorum, eski kocuyla besiktasta oynama fikri, cok cazip bir alternatifti ve bunu değerlendirdi..
Bence makul ücretlerle, yetenekli genç türk oyunculardan bir omurga oluşturmalıyız önce.. Turksuz takimlar bana çok itici geliyor, ilk 5te her zaman en az iki türk oyuncunun olması gerek bence.. Zaten euroleague yeni formatiyla yerel ligleri öldürdü, darusafakanin oyuncuları türkiye ligine geldim değil, eurileague e geldim diyordu geçen yıl ve o takımın bir türk takımı olduğuna kim inanabilir?
Avrupa şampiyonu olsa bundan bize ne.. Bugün real madrid deyince akla sergio lull, barselona deyince navarro, oli deyince spanoulis, pana deyince borusis geliyor, bu önemli bence..
Evet bizim takım da sinanin üstüne kurulu bir takımdı, ama artık yeni isimlere ihtiyacımız var ve bu geçiş sürecini daha az rekabetçi koşullarda daha sağlıklı olarak inşa edebiliriz..
Erman Kunter doğru isim mi, göreceğiz, ben umutluyum.. Beşiktaşta olmadı çünkü sampiyon takıma gelmişti, takım euroleague de oynuyordu.. Bizde koşullar farklı olacak, doğru basketbolu oynattığı sürece camia tepki gostermeyecektir..
Bence uzun vadede euroleague'e alternatif bir platformda oynamanın planları yapılmalı, euroleague çok yapay, takimlari ekonomik bataklığa sürüklüyor ve Fikret Ormanın bu konudaki açıklamalari bence inanılmaz bir sağduyu içeriyor..
Üç iyi yabancı, belki 2 tamamlayıcı yabancı ve 5-6 gelecek vaat eden genç oyuncuyu kadroya katıp, uzun süreli sözleşmeler yapmaliyiz..
Fibanin tarafına geçmek te düşünülebilir, union olimpia, partizan, rytas, benetton gibi takımlarla oynamalıyız, her şey para değil, bunu hatırlamali ve hatirlatmaliyiz.. Cem Akdagin jasaitis, evren buker, caner topal oğlu, vilkinson, radnick, washingtonlu takımından aldığım heyecan ve keyifi arıyorum yıllardır..