Tudor'u Galatasaray'ın başında görmek istememin en temel sebebidir "taktik esneklik". 4-2-3-1'e çakılı kalmış ve başka bir formasyona geçemeyen Galatasaray öyle sıkıntı vermişti ki. Mancini dönemi bu denemeler vardı, o başarıyordu, çünkü Sneijder'i dahil fizik anlamda iyi seviyedeydi. Prandelli de bunları denedi, o başaramadı. Ütopyaydı çünkü denemeleri, futbolcuların yeriyle anormal oynadı ama yine orta sahanın en gerisinde oynamaya dahi iyi cevap veren bir Sneijder vardı.
Israrla Sneijder diyorum, bu konuyu onun üzerinden okumak zorundayız. Yıllar içinde fizik anlamda düştü, bel bir yerden sonra dönmemeye başlamıştı. Sneijder'i kullanmanın tek yolu da 4-2-3-1'di, biz de o formasyona çakıldık kaldık. Sadece o değil, Selçuk İnan'ı da aynı şekilde, ya da uzun zamandır Galatasaray forması giyen diğer isimler. İyi çalışmıyorduk, fizik olarak yetersiz durumdaydık, yeni gelenler dahi bu düzene ayak uyduruyorlardı.
Tudor da bunu değiştirmek istedi, üstelik 2. maçından. O Beşiktaş maçını kaybettik ama oynanmaya, uygulanmaya çalışan görüntü beni öyle heyecanlandırmıştı ki. Mevcut futbolcular ve onların fiziksel yapılarıyla bu düzeni uygulamak imkansızdı ama bir şeyleri değiştirmek istedi. Bir süre daha 3-4-2-1'i zorladı, devamında 4-4-2 de dedi ama sezonu 4-2-3-1'le bitirmek durumunda kaldı.
Bu noktada bizim de hatamız var, Tudor'un da. Bizim hatamız şu, "korktu, geri çekildi, düzene biat etti" zannettik. Oysa öyle olmadığını bugün itibariyle görüyoruz. Yine 4-2-3-1 diziliyoruz belki ama o kadar farklı bir oyun ki bu, taktik esnekliği her noktada görüyoruz. Yenilenen Galatasaray, kalan isimlerin de performanslarını yükselttiği, kiminin farklı pozisyonlarda oynayabildiği. Bir anlamda erken pes eden biz olmuşuz, bunu düşünemedik.
Tudor'un hatası ise Östersunds maçlarından kaynaklı, fatura ona çıkar. Klasik 4-2-3-1 oynadık o maçlarda, 2. maç görüntü, ne yapmaya çalışıldığı biraz daha belliydi ama rakibi hafife almıştık, turu ilk maçta kaybetmiştik. Yeni isimlerin de gün itibariyle hazır olmamasıyla elenmiş olduk. Gün itibariyle Östersunds çok çılgın noktalara geldi, o ayrı konu. Galatasaray'ın turu vermemesi gerekiyordu ama her türlü zorlamaya rağmen dirayetli duran bir Tudor vardı.
Bugüne gelelim. 4-2-3-1 diziliyor gibi görünüyoruz ama çok farklı bir oyun bu, kendi içinde büyük değişkenlikleri olan. Stoperleri dahi bek gibi oynayabiliyor, bekleri kanat oluyor, kanatları orta saha / 10 numara özelliği gösterebiliyor ama herkes savunuyor ve mücadele ediyor. Taktik esnekliğe uygun futbolcularımız var, yeni düşünülen transferlerin çoğu da buna uygun isimler.
Son dönemde bir fark var, 4-2-3-1'in de dışına çıkar olduk, 3-4-2-1'le hayat kurtarıyoruz. Bursaspor ve Konyaspor deplasmanlarında bunu yaşadık. Bursaspor deplasmanında öyle beklenmeyen bir hareketti ki bu kimse anlamadı. Yasin Öztekin / Mariano değişikliği eleştiriliyordu, Feghouli ön plana çıktı. Konyaspor deplasmanında ise bu düzene çok daha erken döndük. Garry Rodrigues oyundan çıkarken herkes bir kanat bekledi ama Selçuk İnan oyuna girdi, yine ne oluyor diye düşünürken oyun anlamında ipleri eline alan bir Galatasaray vardı.
Haliyle düşünüyor insan, Fenerbahçe karşısında bir sürprizi olabilir mi Tudor'un. Ben klasik 4-2-3-1 bekliyorum, Tolga Ciğerci'nin dönüşüyle ideal kadroyu izleriz. Yine de 3-4-2-1 önemli bir alternatif, maç içinde bunu her an yaşayabiliriz, Tolga Ciğerci'nin 11'de olması, Selçuk İnan'ın ise yükselen performansı bunu öngörüyor.
Rabbim fenerbahçe maçından sonra bu karakterli emektar adamı sevindirir inşallah.Bizim takımda çok agresif oyuncu (dengesiz,kart görme potansiyelli açısından) bir futbolcu yok yalnız Belhanda biraz terso gibi umarım fenerli oyuncuların tuzağına düşmez.Tudor bizzat ona,bjk maçında neler olduğunu hatırlatıp,Türkiye deki derbi maçlarında nasıl bir senaryo izlendiğini kafasının bir köşesine sokmalı.
YanıtlaSilİnşallah :)
SilHıncal Uluç geçen programında Tudor'a kızıyordu. "Efendim 3-5-2 oynuyorsun ileride olan Rodriges sakatlanıyor yerine en olmayacak oyuncu Selçuk'u alıyorsun.İleriden adam çıkardıysan yerine ileride oynayacak adam almalıydı mesela Yasin...." Sonrasını izlemedim zaten kapattım. Bu ve benzeri kafalar yorumluyor futbolu maalesef.Herkes kendince bildiğini anlatıyor.Kimse dışına çıkıp ya arkadaş Tudor veya bir başkası ne yapmaya çalışıyor diye düşünme zahmetine bile girmiyor. Ha bire geyik dönüyor işini ciddi yapan arıyoruz ancak bulamıyoruz. Dikkati çeken ise hep GS üzerinden tartışılıyor derbi. Misal kimse FB kondüsyonu GS ye yeter mi diye sorgulamıyor. FB tarafının bir kısmı süprize yattı oradan ekmek peşinde, bir kısmıda düşük orandan orta yolcu takılıyor.En şaşırtıcı olan Kocaman'ın dedikleri, hem yenicez diyor hem de arkasından her sonuç olabilir diyor.Gayet pragmatik.Bana göre permatikten başka bir şey değil.Tıraşı bırakıp maça bakalım artık. Maçı kafada oynattığımda 3-4-2-1 avantajlı olabilir GS için.FB üçlü orta saha ile çıkacak orta sahaya kapatacak oyunu.O zaman bizim kanatlara özellikle sağ kanada açmamız lazım oyunu.Yani Mariano ve Lato/Linnes açık gibi oynamalılar bu maç. Valbuena defansa yardımcı değil, onu Ndiaye'ye bırakıp , özellikle Mariano yu ileri çıkarmalıyız ki FB orta sahası kenara kayıp dengesi bozulsun pozisyona daha çok adamımız girebilsin. 3-4-2-1 ile bu plan daha iyi işler bence.Skor aldıktan sonra 4 lü defans oyun kurgularına geçiş yapılabilir.Ben bu maç için kanat ağırlıklı oynamamız gerek diye düşündüğümden 3-4-2-1 e hiç itirazım olmaz.Bizim için 3 puan değil daha da fazlasını vaadeden bir maç bir şekilde bu maçı almalıyız.Kredimiz var. Oynayalım, basit hatalar yapmayalım, hakeme koz vermeyelim yeterli olacaktır.
YanıtlaSil70ler kafası bu, maalesef çağ dışı kaldı. Ben dinlemiyorum bile. Hıncal Uluç için yazıyorum.
Sil