7 Ocak 2018 Pazar

Seyreyle maziyi #38; Bir maça kaybetmek için çıkar mısınız?


Bir maça kaybetmek için çıkar mısınız, çıkıyorsunuz işte. Hamza Hamzaoğlu ayrılığının ardından çıkılan ilk Şampiyonlar Ligi maçıydı. Bu maçın öncesinde Antalyaspor karşısında da puan kaybı yaşanmıştı, Atletico Madrid karşısına ise kaybetmek üzerine çıkıldı. O an grupta 2.'lik için bile iddia sahibiydik ama bizler Astana ile en azından berabere kalmayı ve Avrupa Ligi'ni hedefledik. Bu da Galatasaray adına acı verici durum, nerede kalmıştı vizyon.

Mancini'ye selam olsun, yürekli adammış. Galatasaray'la anlaştıktan 2 gün sonra Juventus deplasmanına çıkmış ve oradan puan çıkarmıştı. Takımı, ülkeyi tanımaz, şartları ya da dinamikleri bilmez ama takımını da sahipsiz bırakmaz. Atletico Madrid maçının 2 gün öncesinde Mustafa Denizli ile anlaşılmıştı ama kendisi bu maçta takımının başında yer almadı. Kasımpaşa maçıyla başlamayı uygun gördü, belki de hezimetten korktu, bilinmez.

Taffarel'in ricasıyla İspanya'ya gelmiş ve maçı tribünden izlemeyi tercih etmişti. Saygı duyarım, bir şey demiyorum. Bu tablo karşısında Mancini, Fatih Terim gibi isimleri ayırırım, beklemiyorlar, en zor şartta dahi ipleri eline alıyorlar, bir an önce işe başlıyorlar. Tüm bu şartlar dahilinde Atletico Madrid karşısında kaybetmeye gittik, en azından fark yemedik diye seviniyoruz.


Maçın kadrosu da enteresan, bu 11'i kim çıkardıysa helal olsun;

Muslera
Sabri Semih Denayer Balta
Chedjou Jem Bilal
Yasin Podolski Sneijder

Benim aklımda kalan dizilim bu, yanlışım varsa yorum kısmında düzeltin. Jem Karacan'ı Atletico Madrid deplasmanında 11 başlattık, ötesi yok. Üstelik Chedjou desteğiyle, orta sahayı tutma çabasına bakar mısınız. O maça yine de iyi başlamıştık, Sneijder'in girdiği çok net bir pozisyon vardı. Sonrasında ise Galatasaray'ın şut dahi atabildiğini hatırlamıyorum, 2-0 kaybettik ama Atletico Madrid istese 10-0'da kazanabilirdi.

Bu maçı izlerken acı çektim, Galatasaray'ın düşebileceği en aciz görüntülerden biriydi. Atletico Madrid topu bir an olsun bırakmadı, tempoyu belirledi, istedikleri her an pozisyona girdi ve 2-0'dan fazlasını da atmak istemediler. Biz ise izledik, rakibi kovaladık, Muslera'yı izledik. Denayer çok erken sakatlanmıştı, Hakan Balta'yı stopere alıp Olcan Adın'ı sol beke çektik. Bunun dışında aklımda kalan bir detay da yok, acı çektik işte..

6 yorum:

  1. Ben saygı duymuyorum maça çıkmamasına.Kimse ondan Vicente Calderon'da Atletico Madrid gibi sıkıcı bi futbolu olan takımdan galibiyet beklemiyordu zaten.Çık yenilsen bile kimse bişey demez çünkü sonuçta ilk maçın ama korkaklık yaparak çıkmadı.O gün hastaydım yine de kafeye gidip maçı izlemiştim ama bi an önce bitsin de gideyim eve diye düşündüm çünkü bomboş bi maçtı bizim adımıza senin de dediğin gibi sadece Sneijder'in pozisyonu vardı.Belki de Şampiyonlar Ligi'nde oynadığımız en kötü maçtı

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de duymuyorum aslında, yine de öyle yazayım dedim.

      Sil
  2. Hamza Hamzaoğlu döneminden başlayıp Tudor dönemine kadar çekilecek tüm acıları çektik malesef.

    YanıtlaSil
  3. Neyse ki karanlık günler geride kalıyor.

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir