6 Mart 2018 Salı

İlki "seviye" ikincisi "istikrar"

9. yıl yazılarının 4. bölümü, konuğumuz Tansu Gürsel. Bu köşede blog için olduğu kadar benim için de tarif edemeyeceğim dostlarımı ağırlıyorum. Ağabeylerimden biri, tanıdığım ilk günden bu yana ben kendisi böyle gördüm. O da üzerime titredi, ne zaman ihtiyacım olsa bir kez hayır demedi. Blog kaynaklı birçok dost edindim, Tansu Ağabey'in de değerini, kıymetini tarif edemeyeceğim..


Seninle ilk yazımızı 2012'de yazmışız, aradan geçen 6 yılda değişen bir şey olmadı. Ne zaman yardım istesem, ricada bulunsam bir gün dahi beni geri çevirmedin, bu anlamda hakkını ödeyemem. Ayrıca özel hayatımızda en kıymet verdiğim dostlarımdan, ağabeylerimden birisin. Bu Burak Eren'den kurtulmanın bir yolu var mı yoksa böyle iyi mi :) ?

Tansu Gürsel: Hakikaten epeyce uzun bir süre olmuş. 2012 dün gibi aklımda olsa da altı sene ciddi bir süre. Bu süre zarfında gerçekten de güzel ve farklı konulara değindik. Yaşlanmışız :) Elbette düşünceler karşılıklı. Samimiyetinden şüphe duymadığım ve seviyesini hiçbir zaman kaybetmeyen Burak Eren'den kurtulmak için önce bunu istemek gerek. İsteyen varsa onlara sorarsın. Böyle iyi :)

Aslında seni tanıyan tanır. Benden de eski blogger'sın, Futbol Sandığı en azından benim adıma unutulmayacak, çok keyifli bir blogdu. Devamında da kopmadın aslında, özellikle de son dönemde idarecilik boyutunda. Futbol Sandığı'nı da tekrar paylaşayım hatta;


Şunu sorayım, blogger olayı senin için ne ifade eder? Tekrar dönmeyi düşünür müsün yoksa eski günlerde mi güzeldi bu olay?

Tansu Gürsel: Futbol Sandığı benim de unutmadığım güzel bir blog sayfası hakikaten :) Blogger olayının benim için anlamı elbette çok büyük. Bir gün blog için açtığım e-posta adresine gelen bir mesajla başladı benim için birçok şey. O gün Yunanistan'dan gelen mesajı ciddiye almasaydım belki 10 senedir oradaki dergiye Türkiye ligini yazıyor olmayacaktım. Belki çok sevdiğim Karabükspor'da yöneticilik bile yapmamış olabilirdim. Normalde inşaat sektöründeyim fakat futbol yazarlığı gibi kafamı dağıtabileceğim, keyif alarak yaptığım bir işim daha varsa bunun için yolu açan en önemli etken blog tutmuş olmamdır.


Seninle konuşmadığımız konu kalmadı aslında. Tudor'un geliş sürecinde ters düşmemize rağmen bir gün sırtını bana dönmedin. Derbilerden girmişiz, Lualua'lardan çıkmışız, Süper Lig ya da x futbolcu ya da teknik direktörüne kadar bizler için yorumlamışsın. Sportif Cümleler'i sorayım sana, senin için ne ifade eder?

Tansu Gürsel: Sportif Cümleler ismi geçince benim aklıma öncelikli olarak gelen iki kelime var. İlki "seviye" ikincisi "istikrar". Üslup hiçbir zaman bozulmadı. Ana akım medyadaki nice içerikten daha kaliteli ve düzgün içeriğe Sportif Cümleler sayesinde ulaşabildik. Ayrıca detay yakalama ve başkalarının fikirlerini de alarak içerikte zenginlik, çeşitlilik yakalama noktasında çok başarılı bir blog, daha doğrusu artık bir portal oldu benim için. Tüm bunlara insanları yönlendirme konusunu da ekleyebiliriz. Özellikle Tudor konusundaki emeklerini es geçmek olmaz :)

Tansu Gürsel / Burak Eren isimleri bir araya geldiğinde akla gelen ilk isim Tudor değil aslında, Mustafa Denizli. O günleri anmadan geçmeyelim, önce linki paylaşıyorum;


Aynı görüşteydik aslında seninle, sadece sen biraz daha benim bu fikrimi pekiştirmiştin. Hamza Hamzaoğlu sonrasında Mustafa Denizli tercihini destekledik, nedeni de o gün olmasa bugün dahi olsa mutlaka bu iş olacaktı. Denemeden bilemezdik, maalesef acı bir tecrübe oldu. O günler için ne söylemek istersin, beklentimiz neden karşılanmadı?

Tansu Gürsel: O günü hiç yaşamamış olsak ve bugün Terim milli takımda olsa ve Denizli gündeme gelse eminim ki yine aynı şeyi konuşurduk. Denizli bir gün mutlaka denenecekti ve Galatasaray'daki geçmişinden ötürü başarılı olacağına dair inanç yine büyük olacaktı. Fakat herkes yanılır, biz de yanıldık. Denizli bizi yanılttı aslında. Yanına yardımcı almadan geleceğini bilemezdik. Çok şaşırtıcı işler yaptı. Bugün Bayern bile Jupp Heynckes'i emeklilikten döndürüp en üst seviyede kayıpsız ilerlerken o dönemde Mustafa Denizli de Galatasaray için iyi bir geçiş dönemi hocası olabilirdi. Kötü fikir değildi. Sadece uygulamada eksik kalındı. Eminim kendi de bizim kadar şaşırmıştır.


Benim için büyük bir saygı figürüsün ve herkesin de sana karşı sevgisi çok büyük. Senin gibi bir insan olmayı çok isterim ama başaramam, çeyreğin kadar olabilsem ne mutlu derim. Tansu Gürsel'i sormak istiyorum, sırrın nedir ağabey?

Tansu Gürsel: Güzel düşüncelerin için çok teşekkür ederim ama tabii ki öyle büyütülecek bir adam değilim. Herkes şahsında, kendi özellikleriyle kıymetlidir. Ne sen Tansu Gürsel olabilirsin ne de ben Burak Eren olabilirim. En güzeli kendimiz olmak. O zaman anlam kazanıyoruz. Kendimizle barışık olalım, zaaflarımız ve eksikliklerimizden şikayet etmek yerine onları kabullenelim yeter. Sırrıma gelince, suyu sıcak ekleyeceksin. Daha fazlasını söyleyemem, çok gizli :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir