31 Mart 2018 Cumartesi

Şu gün dahi izleyemediğim hücum organizasyonları


Bu tarz fotoğrafları gördüğümde boş geçmediğimi biliyorsunuz. Nostalji benim yaşam kaynağım, dolayısıyla da bloga yansıması olacak. Eminim ki bundan memnun olmayan yoktur. Eskileri hatırlamanın hoş bir tadı var, hayal kırıklıklarını konuşurken dahi büyük keyif alıyorum. Fotoğrafı da nereden bulduğumu hatırlamıyorum, kaynak sahibi arkadaş hakkını helal etsin.

Hangi maç olduğunu bilmesem de 2008 - 2009 sezonu benim için keyifliydi. Uefa Kupası'nda Hamburg karşısında yaşanan hayal kırıklığına, ligi de 5. bitirmemize rağmen yazıyorum. Kendi ayağımıza sıktığımız bir sezon olduğunun da altını çizelim. Bu sezonu nasıl berbat ederiz diye düşünsek böylesi olmazdı.

O sezon Uefa Kupası'nın finali Saraçoğlu'ndaydı ve finali oynamak öylesine mümkündü ki. Uefa Kupası'nı hedef olarak gördük mü bilmiyorum bile. Skibbe yönetiminde Avrupa'da üstün bir performans izliyorduk. Bunu hem oyun hem skor anlamında söylüyorum. Sakatlıklardan çok çektik, özellikle de stoper konusunda alternatif kalmadı bile. Biz ise o ortamda Meira'yı sattık, ligde başarısız adı altında Skibbe'yi gönderdik. Hamburg rövanşında stoperde Kewell oynuyordu. Bu güzel bir hikaye olabilir de içine düştüğünüz durumu net özetler.

Devre arasında hamle yapma, elde olanı da kaptır derken böylesine güzel bir sezonun hayal kırıklığı ile tamamlanmasını kabul edemiyorum. Turuncu forma da o sezonun en güzel hikayelerinden mesela, unutulmaz bir formaydı. Hala da o tadı arıyoruz ve neden bu renkte bir formamız olmadığını anlayamıyorum. Alternatif renk denemelerine karşı olsam da turuncu bana keyif vermişti ve bu anlamda tutan tek formamızdır.

Arda, Lincoln, Kewell ve Baros 4-2-3-1 hücumunun verdiği keyif ya da. Şu gün dahi izlemediğim hücum organizasyonları vardı. Özellikle iç sahada oynadığımız maçlarda gümbür gümbürdük. Ligde deplasman sorunu yaşadık ama Uefa Kupası'nda deplasmanda da fazlasıyla üstün bir takımdık. Bu takımın bir de Nonda gibi bir yedek forveti vardı. Yedek forvet konusunda bir yazı yazacağım ama şunu diyeyim, Nonda gibisi sonrasında gelmedi. 

Yazık oldu, şu fotoğraf üzerine daha güzel bir hikaye yazmak isterdim. Fotoğraftaki maçı bilmiyorum bu arada, bilen arkadaşlar yorum kısmına yazarsa sevinirim. Bu tarz yazılar da gelmeye devam edecek, nostalji can kaynağımız. Özellikle kendi izlediğim dönemi sizlere aktarmaktan inanılmaz keyif alıyorum..

8 yorum:

  1. O sezonun devre arasına şampiyonluğun en büyük adayı olarak girmiştik ve organizasyon anlamında çok güzel goller atıyorduk

    YanıtlaSil
  2. süper takımdı. 2 farkla kazanıyordu maçları en az bir dönem.. medyanın kurbanı oldu.

    YanıtlaSil
  3. Daha önce yorumlarımda belirtmiştim galatasaray da izlediğim son 30 yılın en iyi hücum dörtlüsüdür. Bu takım Uefa finalini çık rahat görebilirdi. Büyük kaptan Bülent korkmaz'ın!! Kulakları çınlasın!! Ayrıca adnan polat'ı da meira'yı en önemli avrupa maçımızdan önce satıp kendi ayağına sıktığı için asla affetmiyorum!! Yorumunuza da sonuna kadar katılıyorum eğer o zaman sosyal medya olsaydı taraftar bu takımı yedirmezdi!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. En iyi dörtlü bilmem de en keyif veren dörtlüydü diyebilirim :)

      Sil
  4. Bu tarz yazıları okumayı seviyorum.Nostalji işini de çok iyi yansıtıyorsun blogda.Eskiden bazı anlar hayal kırıklıkları yaşamış olsak bile bu tür yazıları okuyunca insan hafif bi tebessüm ediyor.Ben de Arda, Kewell, Lincoln, Baros hattının verdiği heyecanı sonradan alamayanlardanım.Kolay kolay da böyle bi dörtlü bulacağımızı sanmıyorum.Güzel günlerdi

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir