18 Nisan 2018 Çarşamba

"Galatasaray gibi bir takım" söylemini tekrar duymaya başladık


Son yıllarda yakaladıkları çıkışla Başakşehir de büyükler arasında sayılıyor. Futbol kültürleri yok ama istikrarlı şekilde şampiyonluk yarışının içindeler. Geçmişte biraz olsun saygım vardı, az parayla büyük işler başardıklarını görüyordum. Son yıllarda ise o durum değişti, onların arkasında olan gücün kimsede olduğunu düşünmüyorum. Adebayor, Clichy, Arda Turan gibi isimleri alabilecek konuma geldiler. Şampiyonluğa oynayacak takım kadar para harcıyorlar, haliyle de "taraftarları yok" üzerinden yapılacak her yorumun altı boşaldı.

Başakşehir'in bir sırrı da büyük maçlarda aldıkları iyi sonuçlar. Abdullah Avcı bu anlamda iyi bir taktik adamı ve kendi sahası veya deplasman fark etmeden büyük olarak adlandırdığımız maçlarda istediklerini alıyorlar. Galatasaray karşısında da büyük bir üstünlükleri vardı. Hatta son yıllarda işi farka doğru da götürdüler. Rahatlıkla kaybetmemizi geçtim, farklı skorlar görmeye başlamıştık ki Galatasaray'ın içine düştüğü konumu özetleyen bir görüntü.

Çok eskiye inmiyorum, Tudor dönemine bakalım. Başakşehir'le 2 kez karşılaştı ve 4-0, 5-1'lık mağlubiyetler aldı. Oyun anlamında varlık dahi gösteremediğimiz maçlar. Bu iki maçın ortak noktası rakibe odaklı kadrolar çıkarmamız ve alınan önlemlerin bir işe yaramaması. Rakibe göre kurgulanmak ayıp değil, iş ne kadar başarılı olduğunla alakalı. Fatih Hoca'nın Selçuk İnan yerine Donk tercihi de kendi içinde bir önlem ama başarılı işte. 

5-1 kaybettiğimiz maçı hatırlayın. Anlamsız bir orta saha düzenimiz vardı. Badou Ndiaye, Tolga Ciğerci, Belhanda, Fernando bir aradaydı ve çizgi oyuncusu kullanmadık. 4-1-2-1-2 gibiydi diyebiliriz ve o sezon bu oyunu daha önce görmedik bile. Maçtan sonra akıllarda ne kaldı dersek de Adebayor'un şovu, Elia'nın Mariano / Maicon arasını efsane işleyişi. Oysa rakibin çok kritik eksikleri vardı ama bizim kafamızda kazanmak yoktu ki. 

Devamında da Başakşehir sosyal medyasının diline düşüyorsunuz. Paylaşımları tekrar hatırlatmama gerek yok, hepiniz hatırlarsınız. Östersunds'a elendiğimiz gün dahi Chedjou üzerinden atılan mesajlar. Galatasaray'ın kendi benliğini unuttuğu ve Başakşehir gibi bir takımın dahi bizi "büyük takım" olarak düşünmediği günler yaşadık. Şu maçlara favori olarak çıkamadık, istisnasız her büyük maçı hemen hemen kaybettik. Bu sadece Tudor'la da alakalı değil, yakın geçmiş böyle.

Fatih Terim farkı burada ortaya çıkıyor. Rakip seni yeniden favori olarak tanımaya başlıyor, maç sonu yaptıkları açıklamalar böyle. "Galatasaray gibi bir takım" söylemini tekrar duymaya başladık. Bu tarz maçların yeniden favorisiyiz ve Fatih Hoca'yla birlikte bu benliği tekrar hatırladık. Saraçoğlu'nda oynanan oyun, Trabzonspor karşısındaki rahat galibiyet ve Başakşehir karşısındaki kritik 3 puan. Hala Tudor / Fatih Terim kıyası yapan var mı bilmiyorum, varsa da söyleyecek sözüm yok.

Abdullah Avcı'nın ezberi bozuldu aslında. Tudor, Riekerink gibi hocaları bulamadı karşısında. Visca için de bu geçerli, istisnasız her Galatasaray maçını iyi oynardı ve o da Carole, Latovlevici gibi beklere alıştı. Karşısında Nagatomo'yu görünce varlık gösteremedi. Adebayor da böyle, cirit atardı Galatasaray savunması karşısında ama Serdar Aziz nefes dahi aldırmadı. Donk'u dahi ayaklandıran bir takıma dönüştük, bu da Fatih Terim efekti oluyor. Abdullah Avcı'nın böyle bir tablo karşısında bu duruma düşmesi doğal oluyor..

7 yorum:

  1. Tudor ile Terim'i kıyaslayan ağır futbol cahilidir. Başarı farkını geçtim birisi son derece tecrübeliyken diğeri kariyerinin başında.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. aradaki farkı acizane şöyle özetleyim terimle sezona başlasaydık şimdi şampiyonluk turları atıyorduk

      Sil
    2. Kadro da böylelikle emin olun ki farklı oluşurdu. 11 için iyi oyuncular alındı ama kadro mühendisliği kötü oldu.

      Sil
  2. akhisar maçından sonra birkez daha gördüm ki terimin bir B planı yok.olması gerekir mi ayrıca tartışılır.barca nında B planı yok ama barca real madrid münih ayrı seviyedeler.

    ilk maçı 2-1 kazanmışsın.sanki ilk maçı 3-0 kaybetmişsin havasında diziliyor sahada takım.topu rakibe verip tuzak kurma diye bişey yok.oysa bu maç tam tuzak kurmalık.akhisar ilk yarıda maç 0-0 iken defalarda kontrada yakaladı.akhisarın arayıpta bulamadığı bir dizilişi terim yaptı.galatasaray adına.

    terimin A planı çok iyi ve bunu ilerleyen zamanda dahada iyi yapacağını söyledi başakşehir maçı sonrası basın toplantısında.hücum pres oyun planı.bu heyecan verici bir durum.fakat eldekilerle başka bir düzen kurmak günü kurtarmak için gerekli bir çözüm ve B planı.terimin bunu hiç düşündüğünü sanmıyorum.

    akhisar maçı bana yıllar evvel çelsiden 5 yediğimiz maçı hatırlattı.tabi o dönemin sonunda uefa kupası geldi.ama ben genede teknik adamların taktik esnekliğe sahip olması gerektiğini düşünüyorum.özellikle eldeki kadronun yapabileceklerini hesap etmeliler.bunu yapmadıklarında ise akhisar maçı süprizleri olması işten bile değil.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle yanılıyorsun hoca en son başakşehiri senin dediğin futbolla yendi burada ki hatası lato maicon tolga yasin sinan ve selçuğa güvenmek evet rakibi kitleyeblirdi ama oyuncular oynamazsa hoca ne yapsın gomis teki arzunun yarsı bunlarda olsaydı maçı almıştık

      Sil
    2. oyunculardan bahsetmiyorum.sahaya diziliş olayı bu.maç 0-0 iken geride bu kadar boşluk bırakmanın yani defansı çok öne çıkarmanın bir manası var mı?
      ben olsam sinan gümüş forvete koyup ikinci bölge alan savunması yaptırıp hızlı hücumlarla oynatırdım takımı şu maç özelinde.bunlar lig maçı değil.mutlak kazanmak zorunda olduğun maçlar değil.terim tam akhisarın istediği şekilde bir dizilişle sahaya çıktı.elinde yasin gibi sinan gibi geniş alan seven oyuncular var.bunlara alan yaratacak bir diziliş olmalı idi.
      maç öyle şekilde başladı ki sanırsın ilk maçta galatasaray 3-0 mağlup olmuş.bu kadar risk almanın böyle dizilmenin mantığı yok.adeta taktik maktik yok bam bam bam dizilişi idi.her maçıda defansı ileriye çıkarıp pres yapıp kazanamazsın.bazende ikinci bölgede oyunu sıkıştırman ve sinan yasine geniş alan yaratman lazım.

      Sil
    3. B planı yok, çünkü b planı yapacak yeterlilikte kadrosu bulunmuyor. Haliyle A planını mümkün olduğunca güçlü tutmak zorunda. 12 - 13 kişilik rotasyonla farklı planlar uygulayamazsınız.

      Sil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir