Türk sineması için belki de hiçbir şey eskisi gibi olmayacak

Günün birinde teknoloji ne noktaya gelir bilmesem de "sinema" tercihinden asla vazgeçmem diye düşünüyorum. Anlamsız pahalı, tekelleşme yüzünden de yapacak çok fazla bir şey kalmıyor ama tadı da başka. Çok daha uygun şartlarda filmler izlemeyi ben de isterim. Günün birinde bu durum düzelecekse de Organize İşler 2 filminde atılan adım sayesinde olacak.

Bir süredir yapımcılar ve tekelleşen sinema grubu arasında "mısır kavgası" diye adlandırılan bir durum vardi ki yapımcıların istediği "sinema kanununun" çıkmasıyla her şey düzelmişti. Organize İşler'in vizyon tarihi normal şartlarda 1 Ocak olacakken Şubat ayına ertelenmiş oldu. Filmin hakları ise vizyona girdikten 6 hafta sonrası için Netflix'e satılmış. Biz bu gelişmeyi yeni öğreniyoruz.

Filmin vizyon tarihi Şubat ayına ertelenince bu süre 2 hafta oldu. Film vizyonda 2 hafta kaldıktan sonra Netflix'de yayınlanmaya başladı. Haliyle bu durum sinema sahiplerini fazlasıyla zora soktu. Ben bu filmi sinemada izlesem de birçok insan henüz izlememişti ve Netflix'de izleme imkanı buldu. İzleyiciler için iyi, sinema sahipleri için kötü bir gelişme.

Sinemada 3 kişi için verdiğim parayı düşünüyorum, bir de Netflix'in aylık üyelik ücretini. Arada önemli bir fark oluşuyor ve haliyle de bu durum devam edecekse "sinema" açısından yeni bir kırılma noktası olacak. Belki sinema yasası çıktı ama "mısır kavgası" diye adlandırılan günlerde yaşananların intikamı bu şekilde alındı. 

Yine söylüyorum, benim ilk tercihim daima sinema olur ama birçok kişi benim gibi düşünmez. 1 ay daha bekleyelim, nasıl olsa film çeşitli platformlara düşecek der. Bugün Netflix ile anlaşılır, yarın Digitürk ya da diğer portallar diye devam ederiz. Tabii bu gelişmenin Netflix açısından Türkiye için attıkları en büyük adım olduğunu söyleyeyim. Etkisi, Türkiye'de çektikleri Hakan: Muhafız gibi dizileri de geçmiştir.

Organize İşler 2'yi değerlendirmek için geç kaldığımı biliyorum. Telefonda listem var ve bu konuda yazılacak birçok film, dizi ya da haber birikti. Bir türlü futbol gündeminden fırsat bulamadığım için yazamadım. Çok daha sık yazmaya çalışacağım, hele ki blogdaki yazı adetini arttırmayı düşündüğüm bu zamanlarda.

Çoğu kişi beğenmediğini söylese de beni eğlendiren, hoşuma giden bir film oldu. İlk Organize İşler filmini bu kadar sevmemiştim. Belki de Kıvanç Tatlıtuğ'un oynadığı "Sarı Saruhan" rolünden dolayı biraz daha fazla sevdim. Net şekilde bu filmin en önde gelen karakteri diyebiliriz. Kötü ama bir yandan bu kadar eğlenceli bir karakteri yaşatmak zor. Kıvanç Tatlıtuğ her rolün hakkını vermeye başladı. Belli bir kalıp içinde değil, komedi filminde dahi o filmin en önde gelen ismi olabiliyor.

Yılmaz Erdoğan'ın yazdığı "komedi" temalı işleri genelde severim. İyi bir hikayesi ve alt metninde mutlaka güç aldığı "dramı" olur. Bu filmde de çok güzel saygı duruşları var. Filmin yüksek bir temposu var. Sürekli bir adrenalin ve aksiyon hali içinde hikaye ilerliyor. Artık herkesin izleyebileceği bir ortamda olduğu için de kaçırmayın derim, keyifli zaman geçirirsiniz.