İbra konusundaki fikrimi biliyorsunuz. Galatasaray tarihine geçecek bir ayıp olduğunu ve büyük kırılma noktaları yaratacağını düşünüyorum. Başkan iyidir, kötüdür konusu değil. Ben de birçok noktada Mustafa Cengiz'i eleştiriyor ve beğenmiyorum. Benim kıyas yaptığım nokta yakın geçmişti. Geleceğe dönük baktığımda ise 200 - 300 kişinin Galatasaray'ın kaderini tayin etmesi.
İbra oylamasından bu yana Mustafa Cengiz'in yapacağı basın toplantısını bekliyorduk. Vereceği mesajlar, bundan sonraki stratejisini merak ediyordum. Böyle bir açıklamanın da 6 dakikada bitmesini beklemezsiniz. Üstelik 1 saat ertelemeyle diyelim. Bunun için mi bekliyorduk, herkes bu 6 dakikada mesajı aldı mı ya da.
Çok sevdiğim arkadaşım Egemen Yıldırım'ın atmış olduğu twiti paylaşıyorum. Bu konu üzerine görmüş olduğum en iyi tespit;
"Tarihte ibra edilmeyen 2. başkansın, toplantıyı 1 saat erteliyorsun ama çıkıp 5 dakika konuşuyorsun. Haklı olduğun bir konuda, 'yine' yanlış iletişim stratejisiyle haksız duruma düşürüyorsun sayın başkan. 5 dakikalık toplantı, başkanlık döneminin özeti adeta."
Mustafa Cengiz'in tüm başkanlık dönemindeki en büyük eksikliği "iletişim" oldu. Bu Dursun Özbek döneminde de vardı, o da büyük oranda iletişimden kaybetti. Mustafa Cengiz döneminin ise hem iletişimi kötüydü, hem de başkan olmanın egosuyla kendini her fırsatta ön plana çıkarmaya çalıştı. Bir Galatasaray başkanının "tribünden maç izlemesi" mesaj niteliği taşımamalı mesela. Daha bunun 10 Kasım mesajı var ve bu konuda birçok örnek verilebilir.
İbra konusunda haklı olsa da 6 dakikalık basın toplantısıyla antipatiyi yeniden doğurdu. Oysa taraftarın büyük çoğunluğu ibra konusunda ona hak veriyordu. O ise bu 6 dakikalık basın toplantısında anlamsız bir popülizm içine girdi. Beknaz Almazbekov'in hareketiyle konunun ne alakası var, neden o görüntü üzerine bir sahiplenme. Merak edilen birçok soru olsa da kimse cevap bulamadı. Haliyle havada kalıyor her şey, haklı olduğu noktada dahi kötü iletişimle sınıfta kaldı.
Basın toplantısı da değil, basın açıklaması. Efekt yaratmaya ne gerek var o zaman, kulübün çeşitli iletişim olanakları var, oradan da bu mesaj verilir. Beklenti yaratılıyor, sonra da o beklentinin altında eziliyorsunuz. Genel kurulun hakkını tanımayacağınız, hukuk yollarını sonuna kadar deneyerek hakkınızı aramaya çalışacağınızı zaten biliyoruz. Hakkıdır da, bir şey demiyorum.
Önümüzdeki günlerde bir şeyler değişebilir. Belki çekilir, belki yönetimden istifalar gelir, belki de işi son ana kadar uzatır ve görevinin başında mümkün olduğu kadar kalmaya çalışır. İlk seçimli kurulda başkan adayı olamaması kendi adına kayıp olacak. İbra edilmemenin böyle bir tarafı var işte. Ben bu konuda haklı olduğunu da düşünüyorum ama şu basın toplantısıyla kendisini haksız duruma düşürebiliyor. Bundan sonraki süreç adına da "iletişim" konusunda hiçbir beklentim yok.
Mustafa Cengiz'in tüm başkanlık dönemindeki en büyük eksikliği "iletişim" oldu. Bu Dursun Özbek döneminde de vardı, o da büyük oranda iletişimden kaybetti. Mustafa Cengiz döneminin ise hem iletişimi kötüydü, hem de başkan olmanın egosuyla kendini her fırsatta ön plana çıkarmaya çalıştı. Bir Galatasaray başkanının "tribünden maç izlemesi" mesaj niteliği taşımamalı mesela. Daha bunun 10 Kasım mesajı var ve bu konuda birçok örnek verilebilir.
İbra konusunda haklı olsa da 6 dakikalık basın toplantısıyla antipatiyi yeniden doğurdu. Oysa taraftarın büyük çoğunluğu ibra konusunda ona hak veriyordu. O ise bu 6 dakikalık basın toplantısında anlamsız bir popülizm içine girdi. Beknaz Almazbekov'in hareketiyle konunun ne alakası var, neden o görüntü üzerine bir sahiplenme. Merak edilen birçok soru olsa da kimse cevap bulamadı. Haliyle havada kalıyor her şey, haklı olduğu noktada dahi kötü iletişimle sınıfta kaldı.
Basın toplantısı da değil, basın açıklaması. Efekt yaratmaya ne gerek var o zaman, kulübün çeşitli iletişim olanakları var, oradan da bu mesaj verilir. Beklenti yaratılıyor, sonra da o beklentinin altında eziliyorsunuz. Genel kurulun hakkını tanımayacağınız, hukuk yollarını sonuna kadar deneyerek hakkınızı aramaya çalışacağınızı zaten biliyoruz. Hakkıdır da, bir şey demiyorum.
Önümüzdeki günlerde bir şeyler değişebilir. Belki çekilir, belki yönetimden istifalar gelir, belki de işi son ana kadar uzatır ve görevinin başında mümkün olduğu kadar kalmaya çalışır. İlk seçimli kurulda başkan adayı olamaması kendi adına kayıp olacak. İbra edilmemenin böyle bir tarafı var işte. Ben bu konuda haklı olduğunu da düşünüyorum ama şu basın toplantısıyla kendisini haksız duruma düşürebiliyor. Bundan sonraki süreç adına da "iletişim" konusunda hiçbir beklentim yok.
Başkan gerçekten tatmin edici bir toplantı yapmadı. Ama klasik Galatasaray işte. Kendi topuğuna sıkmayı çok sever. Bu camia potansiyelini bu olgu yüzünden hiçbir zaman tam anlamıyla kullanamadı. Oradaki bu ibra etmeyenlerin aksine, biz taraftarların tek derdi başta futbol takımının ve hocamızın ve diğerlerinin bundan etkilenip etkilenmemesi. Aramızdaki en büyük fark da bu arma aşkıdır. Biliyoruz ki onların derdi çok daha başka şeyler. Başkanı sevmeyebilirler, ama şampiyonluk yolunda şu dönemeçte yapılmayacak iş yaptılar. Bunu düşünmeleri gerekirdi, kendilerince buna artık fedakarlık mı derler ne derler şu dönemde böyle kaotik bir işe kalkışmamalıydılar. Allah Fatih hocamın yardımcısı olsun.
YanıtlaSilBeklenti oluşturdu, bekledik ama 6 dakika ile geçiştirdi. Sorulması gereken birçok soru varken.
SilAdnan Polat liseli değildi ama ibrasızlığı hak etmişti. Mustafa Cengiz'in de hataları olsa da ibrasızlık gerektirecek kadar kötü bir şey yapmadı. Keşke böyle gitmeseydi.
YanıtlaSilBence de. İyi bir başkan değildi belki ama bunu da hak etmemişti.
Silherşeyi geçtim, beknaz ne alaka ? 10 tane adam var orada hepsi okumuş, kültürlü, donanımlı kişiler. ama bi tanesi de çıkıp demez mi başkanım bu beknaz ne alaka, o kaar beklenti varken 5 dk'lık basın toplantısı(!) mi olur diye ...
YanıtlaSilBeknaz'ın o olayı olmasa ne paylaşacaklardı, 6 dakikanın 3'ü inecek miydi.
SilBeknaz örneği ''dürüst olduğumuz için ibra edilmedik'' anlamını taşıyor bilginiz olsun
YanıtlaSilO örnek olmasa ne paylaşacaklardı?
Sililk başta kızdım ama iyi oldu boş ver.. bu liseciler öyle hain öyle kalleş ki her kelimeyi kullanıp mağdur edebiyatı yapabilirler.
YanıtlaSilhukuki süreç başladı, ben görevimin başındayım dedi başkan. gayet yeterli.
Bence kısa sürdü ve istediğimi alamadım :(
Silbeknaz olayında mesaj bence şu: "böyle ahlaklı bir gs oluşturmak için temelden çalışıyoruz. savaşımız böyle ahlaklı olmayanlarla"
YanıtlaSilMutlaka mesaj o da o olay olmasa mesaj ne olacaktı?
SilBasın toplantısı ilk aşamada beklentilerin altında kalmış gibi görünsede hukuki süreç başlayacağı için kararın etkilenmemesi adına bu şekilde yapılması mantıklı görünüyor (Genel kurulu etkilememek adına Fatih Terim ile sözleşme imzalamayı kurul sonrasına bırakmaları gibi düşünülebilir). Çünkü hukuk yoluna gidilmesi kararı verildikten sonra bu toplantıda söylenecek her söz mahkemede değerlendirilecekti ve kararı etkileme ihtimali olacaktı. Oylamanın tekrar tekrar yaptırılması iddiaları da mahkemeye iletilecektir sanıyorum (Gerçi bu hile yapıldığı anlamına gelir ki mahkemenin konusu olmayabilir).
YanıtlaSilMustafa Cengiz diplomasiyi ve memuriyeti çok iyi biliyor. Dolayısı ile akılcı bir strateji izleyecektir. Hukuki sürecin sonlanmasının ertesinde de daha geniş kapsamlı ve kendi yorumlarını içeren bir basın toplantısı yapılacağını düşünüyorum.
Saygı ve Sevgilerimle...
İletişim konusunda tüm başkanlık döneminde sınıfta kaldı. Mahkemeye gidişi doğru tabii, hakkını sonuna kadar aramalı.
SilToplantı, süresi ve içeriği beni bir şekilde anlaştıkları fikrine yaklaştırdı. Poker suratlı liseciler her türlü fırıldaklığa müsaittir. Mustafa Cengiz'i bir şekilde ikna etmiş olabilirler. Önümüzdeki günlerde netleşir. Bu arada lisecilerin ihanetleri olağan durum. Tulum, Helvacı, Aysal, Özbek, Cansun.. uzar gider liste. Ancak bu defa ihanette seviye atladılar. Takım şampiyonluk yolunda giderken, bekleyen ödemeler, anlaşılması gereken futbolcular varken kaos ortamına soktular kulübü. Bu aşamada yapmazdılar kumpasları. Bir yerde iyi oldu gerçek yüzleri görüldü. Benim olsun da isterse batsın kulüp.
YanıtlaSilKüçük olsun benim olsun mantığıdır bu. Bu potansiyele rağmen ilerleyememenin nedeni de kendileri.
Sil