Şampiyonlar Ligi'nde ilk maç ve skora baktığımızda o kadar üzüntülü olduğumuzu düşünmüyorum. Fena bir başlangıç değildi, özellikle de gelecek adına bu sezon ilk kez bazı izlenimler vardı. Mehmet Köksal da (@SirArsenalist) bizler için hem bu maça, hem de geleceğe yönelik taktik / teknik izlenimlerini paylaştı.
İyi futboldan ziyade doğru futbol oynandı gibi bir görüş var. Belki hücum
tarafında yine organizasyondan uzaktık ama en azından pas ve tempoyu
belirleme konusunda ipleri de elimizden bırakmadık. Sen bu oyunu nasıl
buldun, gelişmesi gereken taraflar neler olacak?
Mehmet Köksal: Ben Galatasaray’ın kötü oynamadığını fakat rakibin zayıf noktalarını zorlayacak
şekilde doğru veya akıllı bir oyun ortaya koymadığını düşünüyorum. Yani üç puan için
tüm şartlar ayağımıza kadar geldi fakat uzanıp bunu almadık. Peki neden böyle
söylüyorum, Brugge nasıl oynadı? Brugge sahada enlemesine genişleyerek pres
yaptı ve preslerindeki asıl amaç rakipten top kapmak ve bunlarla hızlı çıkmak değildi.
Rakibin oyununu Nzonzi üzerinden bozmaya çalışan ve rakibi sıkıştırarak uzun
oynamaya çalışan ardından ikinci topları süpürmeyi amaçlayan bir anlayış ile
sahaya çıktılar. Mitrovic ve Deli gibi hava hakimiyeti iki oyuncuyla o bölgeye düşen
topları süpürmeyi başardılar. Üçlü oynamalarının sebeplerinden biri de buydu. Bu
şekilde zaman zaman yaptıkları şok prese 7 kişi dahil oldu. Genelde santrforlardan
biri Nzonzi üzerine oynarken merkezdeki oyuncu stopere kadar baskıya çıktı. Lemina
ve Seri top çıkarmak için öne geldiğinde ise diğer orta saha oyuncuları onları takip
etti. Fakat Lemina ve Seri’nin bu gelişleri genelde rakibin dengesini bozdu ve sayı
olarak avantajlı olan sarı-kırmızılı ekibin daha rahat baskıyı kırmasını sağladı.
Aynı
şekilde bu gibi sebeplerden dolayı maç boyunca Brugge stoperlerin önünde büyük bir
boşluk vardı. Görselde de gözüktüğü gibi arkadaki yeşil alan Galatasatay’ın rakibini
kırma noktasıydı fakat kullanılmadı. Buraya Babel’in inisiyatif aldığı zamanlar
haricinde hiç ekstra oyuncu girmedi. Babel veya Falcao burada topla buluşarak
rakibin ağır stoperlerini öne çektiği pozisyonların neredeyse tamamı tehlikeli oldu.
Ayrıca yine bu stoperlere ve önündeki oyuncuya verimli bir pres yapılmadı. Zaman
zaman yapılan bu doğru preslerin de Galatasaray’a pozisyon olarak döndüğünü
gördük. Genelde bireysel bir şekilde gelişti ve ana aktör Lemina’ydı. İlk yarıda bu
şekilde kazandığı toplar hep pozisyon oldu. Seri’nin Falcao’yu kaçırmaya çalıştığı pas
veya Babel’in çektiği şut gibi. Dolayısıyla rakibin bu kadar bariz zaaflarının yeterince
üzerine gidilmediği ve doğru bir oyun oynanmadığını düşünüyorum.
Belhanda'nın yokluğu handikap olsa da Nzonzi / Seri / Lemina hattında bu
sezon ilk kez umutlandım diyebilirim. Seri'nin pas, Lemina'nin da işin savunma
tarafında etkisi önemliydi. Bu isimler henüz tam anlamıyla hazır değil. Sen orta
saha performansını nasıl buldun ve ilerleyen dönemde görüntü nereye doğru
evrilir?
Mehmet Köksal: Bu üçlünün artıları olduğu gibi eksilerinin de olduğunu düşünüyorum. Öncelikle 3
stoper oyununu kayarak oynayan ve diğer 7 oyuncuyu rahatlıkla hücuma katabilen
bir takıma karşı oynadı Galatasaray. Hem çizgi üzerinde oynayan kanat beklerini
hem de içlerde oynayan 8 numaralarını rahatlıkla çizgiye indirebilen bir takım.
Dolayısıyla Feghouli ve Babel’den fazla Seri ve Lemina’nın bu oyuncu takiplerini
yapması gerekiyordu. Brugge ikinci bölgenin ortasındaki ikili oyunları veya ön
taraftaki üçgenleri iyi kurdu. Aynı zamanda santrforlarının da çok hareketli oyuncular
olduğunu hesaba katarsak sürekli tetikte olmanız gerekiyor. Lemina ve Seri işin
savunma tarafında bu oyunu gerçekten iyi oynadı. Bir çok kez ceza alanı yan
çizgilerinde eşleştikleri oyuncuyu karşıladıklarına şahit olduk. Nzonzi’den bu konuda
bahsetmeye bile gerek olmadığını düşünüyorum.
Hücum tarafında ise özellikle
Nzonzi’nin çok zorlandığını düşünüyorum. Üzerinde sürekli markaj olduğu ve Brugge’ün asıl amacının onun top dağıtımını engellemesi olduğu için bunu bireysel
olarak değerlendirmek çok mümkün değil. Fakat hafta sonu Kasımpaşa karşısında 88
pas denemesinde sadece 3 hata yapan oyuncu geçen gece 68 pas denemesinde
tam 17 pas hatası yaptı. Ayrıca bu üçlünün takımı öne çekemediğini de gördük.
Lemina bu konuda geçer not alsa da tam olarak hazır değildi, Seri ise biraz fazla
ayağına top istedi. Top takım arkadaşındayken öne doğru boş koşu yaparak top
istemek yerine birkaç adım geri çekilerek top almayı tercih etti bu da takımın
merkezdeki hızını çok yavaşlattı.
Fatih Hoca için bu maçta "galibiyeti düşünmedi" gibi bir yorum var. Oysa
Lemina / Emre Mor değişikliğiyle bu konuda hamle yaptı, hatta o 15 dakikada
da büyük bir baskı vardı. Sen hocanın hamleleri için ne düşünüyorsun? Bu
maçta doğru olan kaybetmemek miydi yoksa kazanmak gerçekten de mümkün
müydü?
Mehmet Köksal: Lemina tam olarak hazır değil. Zaten Fatih hoca da maçtan önce 60 dakika
oynamasının bile olumlu bir şey olduğundan bahsetti. Dolayısıyla Galatasaray ana
planı Lemina’nın oynama süresi kadardı. Mutlaka ikinci bir ana plana daha ihtiyaç
vardı. Hoca bu tercihini Emre Mor’dan yana kullandı ve Feghouli’yi merkeze çekti.
Daha iyisi olabilirdi fakat bu da doğru bir hamleydi. Bu hamleden sonra
Galatasaray’ın 10 dakika kadar bir zaman diliminde etkili olduğunu gördük.
Feghouli’nin biraz daha 10 numara gibi pozisyon alması ve yukarıda bahsettiğim
stoperlerin önündeki boşluğu kullanması bunun en büyük sebebiydi. Dolayısıyla ben
Fatih hocanın maçı tam anlamında doğru okuyamadığını düşünüyorum. Bu üçlü
stoperin önüne Falcao’nun yanına 65-70 gibi gelebilecek bir Andone hamlesi
Galatasaray’ın maçı koparmasını sağlayabilirdi. Andone hem hataya müsait
stoperleri rahatsız eder hem de sarı-kırmızılı ekip orada sayısal olarak fazla olup o
bölgedeki boşluğu daha rahat kullanabilirdi. Deplasmanda bir puan kesinlikle yeterli
bir sonuç buna itirazım yok sadece üç puanın iyi olmayan futbola rağmen gelebilirdi.
Bek sorunu herkesin gördüğü bir gerçek. Tempo tarafında sorundan
bahsediyorsak, bunda bek etkisinin düşük kalması önemli etmen. Kanatlar da
merkez gibi oynuyor ve o alan boş boşalıyor. Maalesef bekler de orayı
dolduramıyor. İlerleyen haftalarda Ömer Bayram ve Şener Özbayraklı gibi
isimler formayı alabilir diye düşünüyorum. Mevcut kadro içinde bek sorununu
aşabilmek mümkün mü, mümkün ise de sence nasıl olacak?
Mehmet Köksal: Bekler şu anda bir problem gibi duruyor fakat ben oyuncu kalitesinin o kadar da kötü
olmadığını düşünüyorum. Oyun içindeki birkaç dokunuşla mevcut bek ikilisinin
performansının artabileceğini düşünüyorum. Mesela Fatih hocanın iki sene önceki
şampiyonlukta Belhanda’yı öne çıkarıp pres yaptırarak kanat oyuncularını
dinlendirdiğini ve Garry ile Feghouli’nin enerjilerini daha verimli bir şekilde
kullandığını görmüştük. Dolayısıyla basit bir örnek vermek gerekirse; Babel’i çizgi
üzerinde kullanarak, Nzonzi’yi stoperin arasına sokmak yerine Yuto ile stoperi
üçleyip, Mariano’yu kanatta biraz öne yaklaştırarak kullanılabilir. Bu aklıma ilk gelen
örneklerden birisi bunların sayısını artırmak mümkün. Onun haricinde ise aynı yapıda
çok daha tempolu, mücadele gücü yüksek ve git-gel yapabilecek oyunculara ihtiyaç var. Ömer ve Şener bu tarife oldukça uyuyor. Bu yapıda bu tarz isimlerin şansları her
zaman yüksek görünüyor. Zaten muhabbetlerimizde de sürekli konu oluyor takım
içerisinden Jimmy gibi devşirme bir ismi de sol bekte görebiliriz. Yine aynı şekilde
Lemina’yı da sağ taraf için düşünmek mümkün.
2.yari bazi bolumler disinda bir hayli kotuyduk bence,ozellikle rakibin cok rahat geldigi ve cok pas hatasi yaptigimiz zamanlar oldu,eger bir dokunus yapmayip zaman lazim dersek lig de gider elden
YanıtlaSil4-4-2 beklentisi var, ben de bekliyorum :)
Silgarry kaçırsa anlarım ama babel'e yakışmadı. hangisini atıcan abi?
YanıtlaSilburası cl. burada yakaladığın anda affetmeyeceksin. karşı karşıya kaçmaz.
Onu ben de yazdım, sonra bir maçta Babel'i mi siliyorsun dendi. Oysa alakası yok :) Yorumuna net katılıyorum. Bu seviye hata affetmez.
Silhatırlayın, beşiktaşı 2 sene önce sami yende fernando ve rodrigues'in golleriyle 2-0 yenerken(negredonun karşı karşıya aşırtıp üstten auta attığı maç) ikinci yarıda durum 1-0 ken babel bomboş durumda muslera ile karşı karşıya kaldı ve çok kötü bir plase ile topu auta attı. mesela brugge maçındaki pozisyon falcao'ya, onyekuru'ya veya burak'a gelse yüksek ihtimal gol olurdu. çünkü bu adamların temiz ayak içi plaseleri var. babelde o yok. olmadığı için zaten sanki ceza sahasının dışındaymış gibi ayağının dışıyla sert bi şut attı. o pozisyon yine aynı boş durumda, ama 5-6 metre daha geride olsaydı gol atma şansı daha yüksek olurdu. bu kaliteden ziyade oyuncuların gol atma tarzlarıyla ilgili bence. babel'in uzaktan atacağı/attığı golleri onyekuru atamaz, onyekurunun karşı karşıyadaki temiz plaselerini de babel. ama ikisi de kaliteli oyuncu
SilGol kaçar ama seviye CL olunca çok fazla fırsat oluşmuyor. Haliyle de değerlendirmek gerekiyor. Ama bu futbolcuyu silip atmak değil, pozisyonu eleştirmek :)
SilPiyasa da yorumcuyum diye dolanan bir çok kişiyi cebinden çıkarırsınz başarılı analiz
YanıtlaSilTeşekkür ederiz :)
Sil