1 Ocak 2020 Çarşamba

Sneijder ve Selçuk İnan'ı birbirinden ayıramadım


FCN Blog'un Twitter hesabında 2010'lu yılların Galatasaray adına enleri sorulmuştu. Ben de yazmıştım ama burada biraz daha detaylandırmak istedim. Biraz nostalji olsun ve sizler de yorum bölümünde katılım gösterirseniz sevinirim. 2010 - 2019 arası Galatasaray adına iyi başlamış, yine şampiyon olarak tamamlanmış ama son dönemde Avrupa kimliği tarafında çok kan kaybetmişiz.

En iyi transfer ile başlayalım. Sneijder ve Selçuk İnan'ı birbirinden ayıramadım. 28 yaşındaki Sneijder'i Inter'den transfer etmek tarif edilemez bir işti. Ne kadar düşüşte olsa da 2 yıl öncesinde Avrupa'nın en iyisi olduğu söylenen bir futbolcudan bahsediyorum. Ödülü alamaması büyük bir haksızlıktı. Selçuk İnan transferi ise kırılma noktasıydı ve ligde kartlar baştan dağıtıldı. Galatasaray'ın ayağa kalkmasındaki en büyük etkenlerden.

En kötü transfer konusunda yazabileceğim birçok isim var da, Tarık Çamdal'ı kim geçebilir ki. 4.75 milyon avro'luk bonservise mi yanalım, 1.6 milyon avro'ya çıkan yıllık ücretine mi? Sağ / sol bek oynadı ve yetersizliğiyle ülke futboluna damga vurdu. Maalesef o yerli kıtlığında ben de gaza gelmiş ve bu transferi istemiştim. Şimdi düşünüyorum da cidden yazık.

En iyi futbolcu ise Muslera. Bu istikrarın üzerine yazılabilecek çok fazla bir şey yok. Birçok iyi isim gördük, iddialı futbolcular izledik, büyük performanslar. Yine de hepsinin bir düşüşü ya da gelgiti var. Muslera ise çizgisinden şaşmadı ve ilk geldiği günden bu yana ülkede en iyisi. Bugün de Galatasaray'ın en büyük kozu.

En kötü futbolcusu da Tarık Çamdal. Fiyat / performans olarak düşünmek isterim, yol da aynı yere çıkar. Neredeyse hiç forma giymeden giden futbolcuları bu listeye almam. Fiyat / performans temel noktam olur ve Tarık Çamdal gibi bir efsaneyi tekrar anarım. Sağ bekte de en kötüsü, sol bekte de. Yazık giden paralara.

En unutulmaz maçını yazmak ise zor. Karlı ve Sneijder'in golüyle kazandığımız Juventus maçı da söylenir, 3-2'lik Real Madrid galibiyeti de. Benim tercihim ise Süper Final olur, Fenerbahçe'nin Stadı'nda şampiyon olduğumuz gün. O an yaşadığım stres ve heyecanını tarifi yok çünkü. Bir daha cesaret edip o maçı izleyebilir miyim emin değilim.

En kötü maçı için ise çok uzağa gitmiyorum. Bu sezon kaybettiğimiz 6-0'lık Real Madrid deplasmanı diyeyim. 10 - 0 bitmediyse Muslera'ya duacı olalım. Galatasaray'ın herhangi bir maçta bu kadar varlık gösteremediği an çok azdır. Büyük bir azaptı ve en kötü maç olarak yazabilirim. Üst üste 3 tane başarılı pas yapabildik mi emin değilim.

En iyi golü için ise Arena'da Sneijder'in gecesi diyorum. Kendi sahamızda 2-1 kazandığımız Fenerbahçe derbisi. 2 golü de birbirinden ayırmıyorum, 2010'lu yılların en iyi golleri benim için. Aldığım haz ve heyecanı düşünerek bunu yazıyorum. Büyük futbolcu işte. Çok kötü oynadığın bir derbide sahneye çıktı ve sana galibiyeti getirdi. Sanıyorum ki o günden bu yana da Fenerbahçe'yi yenemedik. 

En büyük hayal kırıklığı ise Frank Rijkaard. Bunun nedenleri var tabii. Elindeki kadroyla doğru orantılı bir konu. Yine de fark etmiyor, hayal kırıklığını onun üzerinden tanımlıyorum. Beklemediğim ölçüde gelişen 2 sezon izledik. Aslında Prandelli dönemini de buna yaklaştırabilirim. Büyük hocalar olsalar da çeşitli nedenlerden burada olmadılar.

10 yorum:

  1. Bana kalırsa, en kötü oynadığımız maç, Mustafa Denizli yönetiminde çıktığımız Atletico Madrid deplasmanıydı. Hani Real'den 2 kere 6 yedik belki, PSG'den de fark yedik ama, hiçbirinde Denizli'nin Galatasaray'ı kadar kötü bir Galatasaray görmedim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. denizli o maça çıkamamıştı bile :) tt arena'da incelemeler yapmam gerekiyor falan demişti. korkmuştu.

      Sil
    2. Atletico maçını ben de düşündüm aslında. 2-0 yenildik ama yine 10-0 yenileceğimiz bir maç. Jem Karacan falan 11 başlamıştı. Çok acı çektim o gün de.

      Sil
  2. En iyi transfer: Fatih Terim
    En kötü transfer: Cavanda
    En iyi futbolcu: Muslera
    En kötü futbolcu: Eray İşcan
    En büyük hayal kırıklığı: Prandelli dönemi.
    En unutulmaz maç: Orduspor maçı, geri dönüşümüz.
    En kötü maçı: Sami Yen'deki Tuzla maçı.
    En iyi gol: Eren Derdiyok, Rizespor golü.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cavanda olmaz, en kötü imkansız. Kar getirerek satılan isim :)

      Sil
  3. Selçuk İnan'in transferi bizim moral motivasyon kazanmanıza neden olmuştu. Sonrasında Burak Yılmaz'in bize gelmesine de yol açtı. Sneijder elbet büyük yetenek dünya yıldızı ama Selçuk transferi daha faydalı oldu.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen öyle. Kırılma noktası oldu, inandırdı bizi bir şeylere.

      Sil
  4. Ben de bir ekleme yapayım:

    Değerinin altında gidenler: Bruma ve Podolski
    Değerinin üzerinde gidenler: Carole ve Cavanda

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cavanda'nın o piyasası vardı. Geldiği gün de yazmıştım. Belçika Milli Takım var cv'de, yaş da uygun olunca yetiyor. Beni şaşırtmadı.

      Sil
  5. En iyi transfer : Muslera
    En kötü transfer: Diagne
    En iyi oyuncu: Muslera
    En kötü maç: İki sezondur bütün maçlar ama ağırlıklı olarak bu sezon oynadığımız lig, Avrupa bütün maçlar.
    En unutulmaz maç: Real Madrid'den 6 yediğimiz maç.
    En güzel gol: Sneijder ve Drogba'nın birlikte oynadıkları ilk maçta attıkları gol.

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir