Gazetede gördüğümde bu fotoğrafı kesmiş ve duvarıma asmıştım

Nostaljiden devam edelim. Olumsuzu konuştuk, sıra geldi olumluya. Yine çok daha önceki yıllarda bu konu hakkında yazmıştım. Benim için önemli bir fotoğraf. Gazetede gördüğümde bu fotoğrafı kesmiş ve duvarıma asmıştım. Geçen yazıda dedim ya, sezon içinde ne yapabileceğinizi yaz döneminde yapmış olduğunuz transferler az çok belli ediyor. Bu 4'lü bana olabildiğince güven vermişti.

2001 - 2002 sezonu Galatasaray adına büyük bir kabuk değişimiydi. Uefa Kupası günlerinden kalan birçok futbolcu o dönem ya futbolu bıraktı, ya da Avrupa transferini gerçekleştirmişti. Ekonomik zorluklar da varken o futbolcuların yerini doldurmak zordu. Ağırlıklı olarak kiralık isimlere yönelmiş ve müthiş katkılar almıştık. Bu fotoğraftaki yerliler ise bonservisleriyle takıma katılmış, Mondragon'un ise ertesi sezon bonservisi alınmıştı.

Lucescu'nun imza sezonu diyorum. Kadro yapısıyla güçlü dediğimiz Galatasaray'ın neredeyse yüzde 70'i takımdan ayrılsa da takımın Avrupa kimliğini korumayı başarmıştı. Lig şampiyonluğu bir yana, asıl başarı Avrupa'daydı. O dönem Şampiyonlar Ligi 2 grup halinde oynanıyordu ve biz de 2. tur gruplarına yükselmiştik. Çıkamadığımız grupta da Barcelona, Liverpool ve Roma gibi takımlar vardı. Hepsine kök söktürdük, birçok maçta galibiyeti kaçırdığımız an oldu. 5 beraberlik aldık.

Şu 4'lü içinde tutmayan tek isim Berkant Göktan. Beklenti dahilinde gelişim göstermediği için bunu yazıyorum. Ümit Milli Takım formasını giydiği dönemde altın çocuktu. Bayern Münih'den transferi de bana göre büyük olaydı. Galatasaray'da ise kısmen katkı verdi diyelim. Lucescu döneminde şans bulduğu ve iş gördüğü maçlar var. Fatih Hoca döneminde ise bir tek Juventus maçını hatırlarız, büyük oynamıştı. Bizden sonra Beşiktaş'a gitti, orada da yarım sezon bile kalamadı. 

Ayhan Akman'ın Galatasaray kariyeri beklenilenden uzun sürdü. Beşiktaş'a Ahmet Yıldırım gibi bir ismi vererek takas etmiştik. Üstüne verilen parayı konuşmuyorum bile. Kısa vadede Beşiktaş, uzun vadede ise biz kazançlı çıktık. Galatasaray'da geçirdiği yıllarda forma giymediği mevki kalmadı gibi bir şey. Stoper dahi oynamışlığını hatırlıyorum. Futbolu bıraktığında da arkasında uzun ve başarılı bir Galatasaray kariyeri bıraktı.

Ümit Karan da dönemin en iyi yerli forvetlerinden. Gençlerbirliği'nden transfer edildiğinde o günlerin en iyi işlerinden biri olmuştu. İlhan Mansız'ı da bekliyordum hatta, keşke alabilseydik. Geldiği ilk sezon da özellikle Şampiyonlar Ligi'nde müthiş iş çıkardı. Fatih Hoca dönemi biraz sallandı, Hagi dönemi kadro dışıydı, Gerets dönemi zirvesini yaşadı. Attığı birçok gol var, Galatasaray'ın en önemli kozlarından biriydi.

Mondragon da büyük bir istikrar abidesi. Bugün Muslera'yı konuşuyoruz, bana sorarsanız Galatasaray'ın gördüğü en iyi kaleci. Mondragon / Muslera dönemi arası ise büyük bir boşluk. Mondragon da Galatasraay'da geçirdiği yıllarda büyük iz bıraktı. Büyük maçları var, kendisiyle alakalı hatıralarımız genellikle iyi. Bu konuda daha detaylıca yazacağım tabii. Bonservisinin alındığı ve sözleşme yenileme dönemlerinde geçirilen ilginç süreçler var.