Sezonun en kötü hatırası da Torrent oldu

Tazminat mı, hak ediş mi ne derseniz deyin, bu konuda Torrent'i suçlamam. Yaşanacak süreci tahmin ediyorduk. En azından beni şaşırtan bir nokta yok. Parasını son kuruşuna kadar istedi. Fesih işinin doğru ya da yanlışlığı ileride belli olacak. Torrent, Fifa tarafında mutlaka paraısnı alacaktır. Bugün olmadı, sonrasında bu olur. Bu kötülük Torrent'e değil, Burak Elmas ve yönetimine yazar. Bunun tanımı benim için kötülüktür. Bu durumu aklamaya çalışan üye, taraftar ya da hesaplar, bu kötülüğe alet olmuştur.

Saha içi tarafına gelince, Torrent'in yaptığı kötülükler de var. Takım hedefsiz kalmış, ligi bitirme peşinde. Bu tarz ortamlarda, gelecek sezonun kurgusu yapılır. Torrent de gelecek sezonu düşünüyorum, kalmak istiyorum diyordu ya, altını doldursaydı işte. Bu ortamda yeni isimler kazanılır. O isimler de ağırlıklı olarak gençler olur. Hiçbirine şans vermedi, hatta kadroya dahi almadı. Bilindik, ezber, yarın burada olmayacak futbolcularla devam etti.

Bu da Galatasaray'ın geleceğine yapılmış bir kötülüktür. Saha içi performansına gelince, tarihin en kötülerinden biri olduğunu istatistikler kanıtlıyor. Kötü bir dönemde gelmiş olsa da, bu göreve uzun zamandır hazırlanmıyor muydu? Kendisiyle çok öncesinden görüşüldü ve takımı izlemeye aylar önce başladı. Yardımcı antrenörlüğe tamamdı. 1. adam oldu, bu görevi de havada karada kabul etti. Bu seviyede bir teklif alamayacağından emin çünkü. Futbol aklı olmayan, ona böyle bir görev verir.

Günü kurtarmanın tanımı Avrupa kupalarına katılımdı. Torrent sayesinde bu "ligde kalmak" oldu. Ligde kalmayı da kesin başarı sayıyordur. Barcelona serisi ve aradaki Beşiktaş maçında iyi iş çıkarınca bir şans daha verelim dedik ama olmadı işte. Sonrasında her geçen zaman daha da kötüledik ve bu sezon bizim için acı içinde geçti. Sezonun en kötü hatırası da Torrent oldu. Bir daha böyle felaket sezon ve teknik adamlar görmeme dileğiyle.