20 Aralık 2022 Salı

Tozlanmış parçalı #23; Lukas Podolski


Yanlış zaman dedikleri olay, Podolski'nin Galatasaray'a transferi için fazlasıyla geçerli. 2011 - 2012 sezonunun hem yaz, hem de Ocak ayında adı Galatasaray ile anıldığında doğru zamandı. Tabi o zaman da zirve günleri içerisindeydi ve Köln'den Arsenal'e transfer olmuştu. Alabilseydik, Fatih Hoca'nın o Galatasaray'ı içerisinde muhteşem bir transfer olacaktı. Galatasaray'a transferi biraz geç oldu ve maalesef kötü bir takım içine girdi.

14 yabancılı düzen içerisinde, 7 yabancıyla sezona girdiğimiz dönem. Podolski de en büyük transferimiz. Şampiyon bitirdiğimiz sezonun ardından, maalesef kalite anlamında düşmüştük. Podolski'nin transferi de o kaliteyi toparlayamadı. Bir noktada takım iddiasını yitirdiğinde, Podolski de büyük maçlar harici piyasaya çıkmaz olmuştu. Sakatlandığı dönem oldu, bir ara ortalarda da göremedik. Ama ne zaman iş derbiye ya da kupa finaline baktı, maçı sana getiren Podolski oldu.

2015 / 2016 sezonunda toplamda 43 maçta 17 gol 10 asist. Lig istatistiği de 13 gol 9 asistti. Bakınca muazzam rakamlar. Sezona kanat olarak girmişti, sonrasında forvete geçti. Burak Yılmaz takımdan ayrıldıktan sonra da, gol yükü neredeyse tek başına ona kaldı. Bir ek daha, Podolski'nin bu form yükselişinde, 2016 Dünya Kupası'nda yer alacak olması da etkendi. Dünya Kupası'nda yer aldı ve şampiyon oldular. Sonrasında maalesef biraz da hedefsiz kaldı.

Hedefsiz kalmasında diğer etmen, 2. sezonunda da iyi bir Galatasaray takımı kurulamamış olması. Bu sefer transfer yapılsa da, yine kalite düşük kaldı. Toplamda 32 maça çıktı ve 17 gol 8 asisti vardı. Türkiye Kupası'nda 5 maçta 10 gol attı. Bu da biraz rakiplerin zayıflığı kaynaklı. 2. sezonuna sakat girdi, toparlanması da 1.5 ayı buldu. Geri döndüğünde, yine takımın 1 numaralı forvetiydi. Ocak ayında da, sezon sonu için Japonya'ya transferi açıklanmıştı. Tudor göreve geldikten sonra da, eski etkisini göremedik.

Podolski de, Drogba da maç seçen futbolculardı. Drogba'nın şansı, iddialı ve güçlü bir takım içerisinde yer alması. Podolski ise zayıf takımlar içerisindeydi. Buna rağmen tabelasıyla ön plana çıktı, tüm büyük maçlarda zirvedeydi. 3 tane de kupası var Galatasaray'la. Daha iyi bir Galatasaray içerisinde görmek isterdim, özellikle de Fatih Hoca'nın takımlarında. Takımda kalsa, ertesi sezon Fatih Hoca geri dönmüştü mesela. Bence Podolski'nin de atımlık kurşunu vardı. Japonya serisi sonrası Antalyaspor'a geldiğinde, yine büyük maçlarda o kurşunu görmüştük.

4 yorum:

  1. İki sene kadar kalıp bonservisle gitmesi bile güzel. Konudan biraz bağımsız ama satma konusunda yada oyuncu degersizlestirme noktasında problemliyiz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doğru, o detayı atladım. Bonservis bedeli de kazandırmıştı.

      Sil
    2. Çin’e yada orta doğuya satmak yerine yönetim beceriksizliği medeniyle bu adamı hemen hemen aldığımız paraya bırakmış olmak çok üzücüydü. O dönemde Çin’de kıyamet gibi bonservisler dönüyordu. Dünya kupası kazanmış oyuncuyu bile pazarlayamamıştık.

      Sil
    3. Kötü yönetildiğimiz döneme denk geldi neyse ki.

      Sil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir