Galatasaray 3-1 Paok, zor maçı iyi futbolla geçmek çok keyifli

Paok maçının zorlu geçeceğini biliyordum. Fenerbahçe maçına benzemeyecekti, karşında "düzen" takımı var. Kadro kalitesi olarak senin çok gerinde ama organizasyonuyla ayakta. Galatasaray, bu maçta oldukça dengeli ve doğru oynadı. Paok karşısında haldır haldır önde basamazsın. İlk yarıda belki 1 kez geldiler ama geriden oynadıkları uzun paslar isabetliydi. 45'de Davinson Sanchez uyudu, Günay Güvenç sayesinde 0-0'la devreye girdin. Kontrollü ve dengeliydik. İmkan da bulduk ama bu tarz maçlarda daha bitirici olmak gerekiyor. 2. yarı da dahil olmak üzere çok kaçırdık. Özellikle de 1-0 sonrası. Maçı rahatlıkla 2'ye hatta 3'e taşımak mümkünken, atamayana atarlar kuralı geçerli oluyor. Neyse ki kaliteli oyunculara sahipsin ve "sakinliğin" ile 2-1'i yakaladın.

Fenerbahçe maçının 11'ini kağıt üzerinde korumak doğru olsa da, bu maç biraz rotasyon istiyordu. Yorgunluklar var, 1-2 farklı dokunuş olabilirdi. Başta da Mertens. Bu tip Avrupa maçlarında fizik olarak maalesef geride kalıyor ve onu ısrarla sahada tuttuk. Gerçi tüm değişiklikler adına geç kaldık. 1-0 öne geçtikten itibaren bazı değişiklikler gerekirken, 78'lere kadar bekliyoruz. Geniş kadrolar "hamle" yapabilmek için kuruluyor. 2-1'e gelmese oyun, yapacağın değişiklikler kaos üzerine mi olacaktı? 2-1 hayat öpücüğü oldu ve biraz daha oyunu tutma odağıyla geç ama doğru hamleler yaptın. Icardi bitirdi, Kerem Demirbay seni merkezde nefeslendirdi, Jelert öne taşıdı. Bu hamleleri daha erken yapabilmek ve takıma nefes aldırmak gerekiyor.

Paok'un odağı, Galatasaray'ın hataları üzerineydi. Önde bastılar, geriden oyun kurmamıza mani olmaya çalıştılar. Galatasaray'ın savunmasını öne çıkardığını bildikleri için de, geriden savunma arkasına sürekli uzun top denediler. 45'de bu tarz bir pozisyon bulabildiler, başka da imkanları yoktu. 2. yarıda bu şekildeydi, Paok'un çok fazla pozisyonunu izlemedik. Baskı kurmaya çalıştıklarında da arkada güçlü durduk. Abdülkerim Bardakcı geri dönmüş, Jakobs ve Kaan Ayhan çok iyi maç çıkardı. Davinson Sanchez'in atletizmi de seni güçlü kılıyor. Ağustos ayında "savunma" alarm verirken, Eylül ayından itibaren takımın arkadaki odağı özüne döndü. Altını tekrar çizelim, Paok iyi ve organize bir takım. Kadro kaliten yukarıda, iç saha avantajın var, kazanmak da zorundasın ama bu o kadar kolay değil.

Osimhen, önde çok yırtıcı. Rakip savunmanın tüm dengesini tek başına bozuyor. Havadan, yerden fark etmiyor. Belki şu ana kadar golü yok ama asistleriyle seni ayakta tutan isim. Yunus Akgün'le de iyi bir 2'li oldular, birbirlerinin dilinden anlıyorlar. Yunus Akgün'ün ön alandaki hareketliliği de önemli. Sara sürekli rakip ceza sahası çevresinde ve orada organizasyonu güçlü bir Galatasaray oluştu. Set deniyor ya, bu işte. Sara da seviyeyi çok yukarı taşıdı, hatta kaliteli belirliyor. Barış Alper Yılmaz'ın da 2. yarıdaki etkisi büyüktü ama son tercihleri iyi değil. İlk yarıda ise kayıptı. Yorgun olduğunu düşünüyorum ve bu da doğal. Kasımpaşa maçında rotasyon gelecek zaten, bazı isimler kenara gelmek zorunda. Maç trafiği yüksek, tempolu oynamaya çalışıyoruz. Fenerbahçe deplasmanı sonrası Paok'a karşı oynamak da son derece yıpratıcı.

Kazanarak başlamak önemliydi. Tottenham maçına kadar 3'de 3 ciddi ve olası hedef. Tottenham'ı da iç sahada yenebileceğimizi düşünüyorum. O gün geldiğinde taşlar tam anlamıyla yerine oturmuş olur. Okan Hoca, Osimhen / Icardi'yi bir arada kullanmanın adımını Kasımpaşa karşısında atacaktır. 3-5-2'yi bekliyoruz, gerçek anlamda o adım gelecek. Icardi, iyi döndü ve Osimhen'in öne çıkışıyla da asla arka planda kalmak istemeyecek. Paok karşısında bir noktada 4-4-2'ye döndük ama kurgunun bu olacağını düşünmüyorum. 3-5-2 beklentim devam etmekte, çift forveti en iyi taşıyacak formasyon bu. Paok maçına dönersek, Avrupa'ya galibiyetle başladık. Zor maçtı, iyi futbolla kazanmak keyifliydi. Burada üst üste kazanmaya devam ederek, Avrupa özgüvenini törpüleyeceğiz. Lig araç, Avrupa amaç olacak. Avrupa Ligi'nde yapacaklarımız, sezonu ne denli başarılı bitireceğimizi belirleyecek.