Galatasaray'da tutmadığına şaşırdığınız 3 futbolcu söyleyin desem?

Yine nostaljiye uzandık ve Galatasaray'da tutmadığına şaşırdığınız 3 futbolcuyu sizlere sormak istedim. Sizin de yanıtlarınızı mutlaka yorum bölümüne bekliyorum. Benim ilk sıramda Nzonzi var. Fernando'nun Galatasaray'a net katkısı olsa da, Melo başka noktadaydı. Hem oyun tarzları biraz daha farklıydı, hem de Fernando'nun sakatlık dönemleri çoktu. Yine de Fernando'nun ayrılığının yarattığı boşluğu da yıllarca hissettik. Bagena'yı alacağız diye çıktığımız yolda, Fernando'yu kaybettik. Transferin sonuna doğru gelen Nzonzi, şartları itibarıyla da müthiş işti. İstikrar sembolüydü çünkü, pek kötü maçını hatırlamazdım ama Roma'nın onu bu denli kolay bırakması ilginçti. Galatasaray dönemine gelirsek, biraz da kadro yapısının kurbanı oldu. Nzonzi, Seri ve Lemina bir arada olmadı, çünkü 3'ü de 6 numarada oynamak istiyordu. Seri / Lemina bir arada oynarken dahi problemdi. Nzonzi de Fransa Milli Takım'ındaki yerini kaybettiği an saldı zaten. 0 aidiyet duydu, sorun yaşattı. Galatasaray macerası da sadece yarım sezon sürdü. Ben ise onun yıllarca bu formayı giyebileceğini düşünüyordum. O dönem Falcao gibi bir isim gelmesine rağmen, benim için en iyi transfer Nzonzi'ydi.

Seferovic'i 2. sıraya yazarım. Galatasaray'ın genlerine inersek, oyun içi katkısı, pres gücü yüksek forvetten genelde net katkı alınır. Elmander bunun en büyük örneğidir. Müthiş gol sayıları yoktur ama oyun içi katkısıyla fark yaratır. Bu anlamda daha farklı örnekler de sayabilirim. Galatasaray, bu tarz forvetleri sever yani. Okan Hoca'nın Rizepor ve Başakşehir günlerine dönersek, Muriqi ve Crivelli gibi örnekler vardı. Yine müthiş gol sayıları olmayan ama oyun içi katkılarıyla fark yaratmış forvetler. Seferovic geldiğinde beklentim tam anlamıyla buydu. Müthiş gol sayısı beklemesem de, oyun içi katkısıyla fark yaratır dedim. Kötü de başlamadı aslında ama bir anda kesildi. Ümraniyespor maçında kaleye vurmayıp, pas zorladığı o pozisyonda kaldı. O kaçan gol de gün sonunda Icardi'yi getirip, Okan Hoca'nın forvet tarzını değiştirdi. Seferovic o dönem Gomis'e dahi formasını kaybetti ve onun da Galatasaray kariyeri yarım sezon sürdü. Aidiyet duyabilecek bir isimdi ama Icardi öyle bir etki yarattı ki Seferovic'in yüzüne bakmamak doğal. Galatasaray sonrası paraşütsüz düşüşü de devam etmekte.

Çoğunuz şaşıracak ama 3. sıram Pandev. Burada da Türkiye'nin forvet geni ön plana çıkar diye bekledim. Galatasaray'da bu durumun pek karşılığı olmasa da, Türkiye'ye düşüş içinde gelen etiketi olan çoğu forvet, burada yeniden doğar ve müthiş performans verir. Eto'o sundan, Robinho'suna kadar, Adebayor'undan, Gekas'ına kadar bir dolu örnek. Say say bitmez, hatta ayrı bir yazı konusu diyelim. Pandev de Galatasaray'da özüne döner ve müthiş katkı sunar diyordum. Daha "sahte 9" tadında, oyun aklıyla ön plana çıkacak forvetti. Fizik durumu o kadar kötü geldi ki tüm sezon toparlayamadı. Dzemaili'nin yüzüne bakmayan Hamza Hamzaoğlu, Pandev'e çok şans verdi ama Türkiye Kupası dışında katkı vermedi. Pandev'i kazanabilsek, uzun yıllar forvet konusuna yön katabilirdik. Bu tarz forvet bulmak kolay değildi çünkü. Galatasaray'dan ayrıldı, neredeyse 40 yaşına kadar Serie A'da boy gösterdi, ciddi katkılar verdi. Gerçi Pandev sonrası da düşüş yaşayan ve burada toparlanabilir dediğimiz çoğu forvetten katkı alamadık. Mitroglou bir örnek, başka isimler de var. Türkiye'de işleyen, Galatasaray'da pek işlemiyor.

Zaha'nın da bu soruya net cevaplardan biri olduğunu düşünüyorum. Nwakaeme'nin süpürdüğü ligi, Zaha'nın sallaması lazımdı. Angelino yine net örnektir, tutturamadık. Son yıllarda profil olarak gelen en iyi sol bekti. Misimovic'i bu soruya cevap olarak yazmam, onun tutmaması Hagi ile alakalı. Misimovic devam edebilse, kariyeri farklı şekillenebilirdi. Elano diyenler var, onun da tutmayacağı az çok belliydi. 1 ay içerisinde oynayacağı maç sayısını sözleşmesine ekleten bir futbolcudan çok şeyler beklememek lazım. Falcao'nun sakatlıkları çoğu şeye mani oldu, yine de sahada kaldığında katkı aldığın anlar var. Bu durum da onu kapsam dışına çıkarıyor. Felipe'yi yazanlara hak veriyorum, bu sorunun net yanıtlarından. O da  Fatih Hoca'nın gazabına uğradı diyelim. Saf yetenekti, "koşmuyor" üzerinden yarım sezonda sildik attık. Saracchi'nin sakatlık geçmişi vardı maalesef, Galatasaray'da da aynısını yaşadı. Performans üzerinden tutmadı diyemem. Emre Akbaba'nın ise beklentiyi tam anlamıyla karşılamadığı doğru ama yaşadığı 2 ciddi sakatlık var. Bunu atlamamak gerekiyor.