Okan Hoca'nın, Eren Elmalı transferi üzerindeki isteği ve etkisi önemli

Ara transferde adını ilk konuştuğumuz isim Eren Elmalı'ydı ama en son gerçekleşen transfer oldu. Gün sonu gelmemesi de sürpriz olmayacaktı. Trabzonspor'la pazarlık süreci çok uzamıştı ve sanırım gerçekleşmeyecek diye düşünüyorduk. Şenol Güneş'in geciktirdiği bir transfer süreci. Daha doğrusu, Trabzonspor'un "ülke futboluna" kazandırma noktasında geciktirdiği bir potansiyel. Kasımpaşa günlerini biliyoruz çünkü, gümbür gümbür geliyordu. Yerli sol bek, ülke futbolunun büyük kıtlığı. X futbolcunun takımı Kasımpaşa olunca, Galatasaray adına o iş imkansıza yakın oluyor. Trabzonspor bu transferi gerçekleştirdi ve futbolcunun potansiyelini köreltti. Şans bulma, bulamama hadisesi değil bu. Transfer sirkülasyonu içerisinde, yetenekli futbolcuların körelmesi.

Galatasaray, tam da bu noktada Eren Elmalı için şans. Sol bek için "yerli" alternatif üretmek isterken, çok fazla seçeneğiniz yok. Rıdvan Yılmaz, sürekli sakatlanan ve maliyeti olan bir sol bek. Alanyaspor'lu Yusuf Özdemir ise bence bu seviyeler adına yetersiz. En doğru isim Eren Elmalı'ydı ve bu transferin bir şekilde gerçekleşmiş olması bizi güçlü kıldı. Rizespor maçını bir kenara koyalım (o maçta da sonradan girip kanadını tuttu), her maçta ilk 11. Kötü oynadığı bir maç da hatırlamıyorum. Çok uçup, kaçmıyor, elbette Roberto Carlos değil bu çocuk. Zaten öyle beklentimiz de yok. Orayı doldurmaktı mesele. Eren Elmalı de sol beki doldurdu ve temposunun takımı yükselttiğini görüyoruz. Jakobs döner mi bilmem ama oldu da dönerse, orada güçlü bir rotasyon oluşuyor.

Jakobs da sakatlığını tam olarak atlattı. Oynadığı döneme bakınca, rakamlar ligin en iyi sol beki olduğunu söylüyordu. Oynamadığı maçlar, oynadığı maçların sayısını geçince bu durumun bir önemi kalmadı. 3'lü savunma oynarken, kanatları da "bek" gibi saydığımızdan, o sorunu bir şekilde aştık ama Jakobs geri döndüğünde yeniden 4'lü savunmaya geçtik. 3'lü oynamayı beklerken, Eren Elmalı'nın son gün transferi de 4'lü savunma oynamaya yönelikti. Frankowski'den fark yaratmasını beklerken, 4'lü savunmaya alışmasını bekliyoruz. Eren Elmalı ise ayağının tozuyla görevini yapıyor. Sol bek konusu, Galatasaray'ın kara deliği gibi. Bu durum da sadece Okan Hoca dönemine ait değil. Uzun yıllardır orada istikrar yakalayamadık. Çok da iyi isimler geldi ama olmadı. Eren Elmalı / Jakobs rotasyonundan bu anlamda umutluyum.

İlk sezona inelim, bir önceki sezonun hayal kırıklığı olan van Aanholt ile başladık. O süreçte Emre Taşdemir'den katkı aldık, Kazımcan Karataş'ı da kazandık. Adekugbe'nin ise büyük bir atılım yapabileceğini zaten beklemiyorduk. 2. sezonda Angelino büyük bir hayal kırıklığıydı. Köhn'ün de kalite olarak geride kaldığını gördük ama temel sıkıntı bu bekletin 3'lü savunmalı düzenlere uygun olmasıydı. Barış Alper Yılmaz, Kaan Ayhan gibi isimleri ise sık sık o rotasyonda izledik. Bu sezon yaşadığımız hikayeyi anlatmaya gerek yok. Jakobs, sahadayken mesele yoktu. Onun sık sakatlıkları, bizi arayış içine itti ve Eren Elmalı ile orayı doldurduk. Macaristan maçına bakınca, Milli Takım da Eren Elmalı gibi bir potansiyeli kazanmış oldu. Burada da Okan Hoca'nın bu transfer üzerindeki isteği ve etkisi önemli. Kasımpaşa dönemi daha fazlasını vaat ediyordu. Bakalım o potansiyele tekrar ulaşabilecek mi?