Konyaspor 1-5 Galatasaray, Mertens'i özlemişiz

Galatasaray'ın oyunu oldukça güçlü. O kadar doğru zamanda senkron oturdu ki çarkın ne denli güçlü döndüğünü izliyoruz. Tek maçlı yarı final, telafisi yok ama ufaktan da olsa rotasyon dokunuşu gerekliydi. Okan Hoca da "rotasyonu" çok abartmadan düzenini işletmeye devam etti ve farklı bir Konya deplasmanı yaşadık. Konyaspor da Recep Uçar'la birlikte çıkışa geçmiş, düşme potasının dışına çıkmış ve kupayı kendisine hedef etmiş bir takımdı. 5-1'lik skor ve güçlü oyun değerlidir. Çifte kupa olmazsa olmaz. Avrupa'da hayal kırıklığı yaşadığın bu sezonda, en azından Türkiye Kupası'nı da kazanarak, yeni sezon için "kredili" başlamak gerekiyor.

Mertens'i özlemişiz. O da sahada olmayı özlemiş. Osimhen'le kurdukları bağlantı, hücumun kalitesini belirledi. Osimhen'e attırdığı gol, Mertens'in Galatasaray günlerinin imzasıdır ve Icardi hatırladı. Merkezi Lemina / Torreira ile tuttuğun sürece mesele yok. Lemina'nın varlığı, Torreira'yı 8 numara kılıyor ve ön alan baskısını güçlendiriyoruz. Mertens de oldukça diriydi ve ön alandaki hareketlilik ile sonuca gittik. İlk yarıda fişi çekip, 2. yarıda farka gittik. İlk yarıda farka gidememenin sebebi Sallai'yken, 2. yarıda farka gitmenin sebebi de oydu. İlk yarıda "bilekleri dönmüyor derken", 2. yarıda "kadife ayakları" izledik. Attığı 2 gol, kalan haftalar adına "bitirme" noktasında özgüven sağlar diye düşünüyorum.

Maçın adamı kim dersek, Mertens'i işaret ederiz. 3 asisti var ve etkisini 90 dakikaya yaydı. Çok rahat oynadı, çünkü arkasında güçlü bir 2'li vardı. Osimhen ön alanda hareketli, Sallai kanatta çalışkan. Mertens'in etkisi, Yunus Akgün'ün çok fazla devreye girmemesine sebepti. Eyüpspor maçında yine Sara'ya döner ve 3'lü orta sahadan ödün vermem ama kalan haftalar adına Mertens'i opsiyon olarak düşünmeye devam ederim. Maç 2. yarıda öyle bir noktaya geldi ki birçok yeni opsiyonu yaratabilirdik. Ahmed Kutucu'nun özverisi vardı mesela, atamadı. Cuesta, çabaladı ve fena görüntüsü yoktu ama 1-2 ıskası var. Berkan Kutlu'nun son maçlarda oyuna sonradan girip, hareketlilik getirmesini seviyorum. Yusuf Demir ise şimdiye kadar kazanılması gereken ve rotasyona yazılması gereken bir opsiyondu.

Sahaya iyi yerleşip, rakibe alan vermiyorsun. Bunun da sebebi Lemina / Torreira 2'lisi. Merkeze bu isimleri yazdığın an, çevresini dilediğin gibi donat. Bu sürede kazanılamayan tek isim Frankowski. Bazen oluyor aklını ortaya koyuyor ama bu çok kısa bir kesit. Kesemediği ortaların 3'lü ya da 4'lü oynamayla alakalı olmadığını düşünmeye başladım. Konyaspor'un ürettiği tüm ataklar Frankowski'nin arkasına atılan toplar. Sallai bek, Frankowski önde olabilir denilse de, Sallai'nin kanattaki üretiminin ardından, Barış Alper Yılmaz'ın yokluğundaki isim belli. Oyunumuz güçlü, sahaya iyi yayılıyoruz ve alan bırakmıyoruz. Oyun da güçlenerek ilerliyor, Galatasaray her geçen maç daha rahat üretir oldu. Kalan haftaların sorun olacağını düşünmüyorum.