Kayserispor 0-4 Galatasaray, eleştirdiğimiz takımın yüksek kalitesi

Barış Alper Yılmaz'ın yokluğunda, 4 farkla gelen Kayseri deplasmanı galibiyeti. Genele bakınca da, özellikle "savunma" tarafındaki eleştirilerimize rağmen "gol yemeden" alınan 3'de 3. 2'si de deplasmanda geldi ve 3 maçta attığın 10 gol var. Kayserispor deplasmanı özeline inelim, 20 civarı şut atmışsın, 4 gol bulmuşsun. Savunmadaki bazı hataları konuşuyoruz, rakip ceza da kesebilirdi ama kalite olarak çok yukarıdasın. Transferlerin gecikti, belki de geçen sezona oranla daha eksik durumdasın, beklenmedik kaosların içine düşünüyorsun ama üstün kalitesin. Tesadüf 3'de 3 değil bu. Bahsettiğimiz sorunlar da bence "konsantrasyon" kaynaklı. Nasıl olsa kazanırız diye bakılıyor. Kazanılıyor da.

Oyun tarafında sorun var ama. Karagümrük karşısında da geride eksik yakalanıp, pozisyonlar verdin. Hücum odaklıyız, savunmayı mümkün olduğunca öne çekiyoruz ama verdiğimiz boşluklar var. Kayserispor, Karagümrük'ün yaptığı hücum presi yapamasa da, boşlukları iyi kullandı ve pozisyonları var. 2. yarının hemen başında 2'yi bulmasak, Galatasaray'ın bu pozisyonları yemesi halinde panik olduğunu görebilirdik. Hataya çok müsaittik. Merkezde üstünlüğü ele aldık diyemem, özellikle Abdülkerim Bardakcı'nın tarafı zaaf gösteriyor. Jakobs'un da savunma etkisini hiç beğenmedim. Çok basit faullerle, rakibe duran top imkanları verdi. Bunlar aşılır elbette, transferler olacak.

Hücuma dönünce de "final anlarında" yapılan pas hataları önümüze çıkıyor. İlk yarının belli dönemlerinde, Sane ve Yunus Akgün'ün etkisini gördük. İstikrar sağladılar diyemem, kesit kesitti bu etki. Jakobs & Eren Elmalı kanadıyla, Kayserispor'un Gökhan Sazdağı tarafına bir önlem var ama Jakobs ile rakibi durduramadık ki. Eren Elmalı da 2 gol attı, büyük özveri gösterdi ama hücumda "akıl" noktasında -1 yazıyorsun. Futbolcunun profiliyle alakalı bu durum. Sane ve Yunus Akgün'e baktı iş, bence Sane iyi iş çıkardı. Yunus Akgün ise Osimhen'e atamadığı pasların üzerine yediği fırçayla, bitirme anında da kayboldu ve maçın fişini erken çekemedin. 

Oyuncu değişikleri de riskli aslında. Icardi'yi oyuna alırken, 4-4-2'ye döndük. Boşluk bulup pozisyon bulduğumuz kadar, boşluk verip rakibin pozisyonlarını da izledik. Sara & Kaan Ayhan değişikliğine rağmen merkezde eksiksin. Icardi'nin oyun aklı ve bağlantı oyunu elbette bir noktada etki etti. Zaniolo'ya attığı harika pas asistin asisti oldu ve fişi çektin. Sonrasını konuşmaya gerek yok. Rakip dağıldı ve 4. gol geldi, 5 de olabilirdi. Osimhen & Icardi'li düzende kurguyu merak ediyorum. 4-4-2 işi riskli, her koşulda 3'lü savunma gerekir. Maç adına iyi nokta, Barış Alper Yılmaz'sız attığın 4 gol. Eksikliğini asla aramadan, takım içinde bulduğun çözümlerle birlikte bence yine rahat bir maç oynadın.

Lemina merkezi tutarken, bu denli boşluk vermiyordun. Lemina yokluğu da "orta saha" transferi gerekliliğini tekrar ortaya koydu. Merkezimizde "rotasyonun kalitesi" maalesef düşük. Ligi her koşulda geçersin ama Şampiyonlar Ligi'nde cezayı keserler. Abdülkerim Bardakcı yerine de mutlaka daha hızlı ve atlet bir stoper gerekliliği var. Singo ile sağ beki çözebilirsin ama bu transfer "sol stoper" düşünceni iptal etmemeli. Önümüzdeki hafta transfer konusunda görüntüyü net şekilde ortaya koyar. Zaman da kalmadı, bu hafta bir şeyler olacak. Eksiğin çok, belki de birkaç transfer yapacaksın. Ne denli iyi aksiyon alabileceksin onu merak ediyorum. Nokta atış yapman gereken yerde "fırsat" kovalayacaksın. Bu iyi değil.

Okuyan ve yorum atacak arkadaşlar için;

Blog'daki tanıtımları da es geçmeyelim.

En azından 1 tık atarak, destek olmanızı bekliyorum :)