İlkay Gündoğan'a ne ara bu kadar bağlandık bilmiyorum ama "bağlandık işte". İlkay Gündoğan'ın sakatlandığı dönemde, takımın oyun olarak ne denli düştüğünü görüyoruz. Bodo ve Ajax maçlarını kazanınca bu durum çok konuşulmasa da, Türkiye Ligi'nde etkisini yaşıyoruz. Hücumun yaşadığı "üretememe" sorununun temelinde onun yokluğu var mesela. Sane ve Osimhen ile birlikte ideal 3'lüyü kurduk derken, İlkay Gündoğan'sız kalmak bizi çok etkiledi. Hücumu yöneten, kilit açan, en önemlisi de seni saha içinde yöneten futbolcu. Kaptanlar farklı olsa da, iplerin İlkay Gündoğan'ın elinde olduğunu düşünüyorum. O geri döndüğünde bir şeyler rayına girecektir.
Türkiye Ligi özelinde, Galatasaraylı futbolcuların "umursamama" hali var. Kimi buna rehavet de diyebilir. Nasıl olsa kazanırız havasıyla, rakibin Trabzonspor ya da Beşiktaş olsa dahi bu şekilde hareket ediyorsun. Kalitemiz yüksek, en iyi futbolcu grubu bizde düşüncesi yanlış. Bu anlarda liderlerin ön plana çıkıp, takımı kenetlemesi lazım ama böyle bir etki alabildiğimizi söylemek güç. İlkay Gündoğan sahadayken senaryo farklıydı ama. Bu havayı kaldıracak, herkesi oynadığı maça odaklayacak isim kendisi. Saha içinde güçlü bir lidere ihtiyaç duyduğumuz zamanlardayız. "Oyun" olarak bakınca da bu durum böyle.
Senkron kelimesini sık kullanırım. Şu Galatasaray'ın senkronu da İlkay Gündoğan. Bağlantıyı sağlayan, oyunu yöneten isim. Başakşehir karşısında gördük, Sane'yi doğru noktada topla buluşturmanın anahtarı onda. Osimhen için de önemli, arkasında böyle bir aklı arıyor. Herkes için bu durum böyle. Oynadığımız 4-2-3-1 özelinde her şey o forvet arkasının etrafında gelişiyor. İlkay Gündoğan ve Mertens farklı tarzlar ama kendi meziyetleri özelinde takımın en önemli isimleriydiler. Mertens daha hareketli ve bitirici bir isimdi, İlkay Gündoğan ise yönlendirici. Hücum kalitemiz düştü, üretemiyoruz, bulduğumuz gol sayısı azaldı. Türkiye Ligi özelinde yazıyorum bunu. Rakipler kapanırken, set diye bir şey kalmadı.
İlkay Gündoğan'sızlığa alternatif üretemiyor olmak sıkıntılı elbette. Onun yokluğunda bu denli düşmemek lazımdı. Şampiyonlar Ligi'nde baskımız ile o eksikliği yaşamadık ama Ajax veya Bodo maçında alınan galibiyetler daha farklı olabilirdi diyoruz. Ligde yaşadığımız sorun ise odak. Daha çok onun liderliğini aramak. Aklı da mühim elbette, alametifarikasının etrafındaki takım arkadaşlarını büyütmek olduğunu biliyoruz. Belki Barış Alper Yılmaz'a dahi etki edecekti. Sane ve Osimhen'in ise çok aradığı kesin. Neyse ki dönüyor. Aralık ayında bir başka zorlu viraj var ve odağı yükseltmemiz gereken zamanlardayız. İlkay Gündoğan'ın varlığı hiç olmadığı kadar önemli olacak.
Okuyan ve yorum atacak arkadaşlar için;
Blog'daki tanıtımları da es geçmeyelim.
En azından 1 tık atarak, destek olmanızı bekliyorum :)

Milli ara sonrası umarım geri döner.
YanıtlaSilÖn tarafta ciddi bir skor bulma krizi yaşıyoruz bence. Barış çok kötü. Yunus da yok. İcardi zaten yok. Osimhen ve Sane dışında skora katkı yapan kimse kalmadı.