Kocaelispor 1-0 Galatasaray, bu kafa yapısı bir yerde duvara çarpacaktı

Türkiye Ligi için konuşuyorum, bu kafa yapısı bir yerde duvara çarpacaktı. Şampiyonlar Ligi öncesi ya da sonrası fark etmeden, oynadığın tüm maçlar "odak" olarak sorunlu. Trabzonspor karşısında dahi "nasıl olsa kazanırız" tadında oynarken, Kocaelispor karşısında da böyle oynayacağını az çok tahmin ediyordun. Öyle de oynadın zaten. Maça yönelik herhangi bir analiz yapıldığına inanmıyorum. 11 yazılmış, çıkın oynayın denilmiş. Futbolcu zaten "kalitem yüksek" noktasında, nasıl olsa kazanırım diyor. Kazanamıyorsun işte. Bir yerde toslayacaktın, o gün geldi. Şampiyonlar Ligi'nde iddia sahibiyken, kendi ligindeki konforu kaybetmiş oldun.

Icardi / Osimhen çift forvetini mutlaka görmemiz gereken diyenlerdendim. Icardi'nin son zamanlarda, sonradan girip de etki edebilen hali aldatıcı oldu. Mutlaka yenilginin etmenlerinden biri bu, çünkü düzenin değişti. Tek etmen mi dersek, elbette hayır. Sallai dışında "şu isim de iyiydi" diyebileceğin kim var? Sallai'nin getirdiği enerji ile sağ kanatta biraz hareket kazabildin. Onun dışında hangi bireysel yetenek ayaktaydı? Osimhen ile karşı karşıyayı kaçırdın, Sane'nin birkaç adam eksiltmesini bekledin. Ya da Sara sonradan oyuna dahil oldu da ne değişti? Icardi konusunun, Frankfurt maçındaki sol stoper Davinson Sanchez'e benzediği doğru ama tek etmen değil. Sorun kafa yapısında, ligde oynadığın bu maçlardaki odağında. Bir daha çift forvet göreceğimizi sanmıyorum zaten.

Koca ilk yarıda isabetli pasın yok. İnanamadığım nokta da o. Kimse attığı pasın şiddetini ölçemiyor. Icardi'yi şu maçta infaz etmek, bana günah keçisi aramak gibi geliyor. Icardi de felaketti, varlığı dahi yoktu ama kim iyi ki? Kocaelispor karşısında "tek" bir hamleyle kafadan dağılıyorsan, zaten maça hiç çıkma. İlk yarıda pozisyonun yok, 2. yarıda Osimhen'in karşı karşıya kaçırdığı ve haksız şekilde iptal edilen golün var. Baskı kurmuş gibi görünüp, etki edemiyorsun. Icardi'yi 2. yarıya çıkarmasan yine bir şey değişmeyecekti. Mevzunun kafada bittiğini düşünüyorum. Odağın düşük, hatta yok. Icardi'nin sahada olmadığı maçlarda da bu sorunu yaşadın. Trabzonspor maçında sonradan girdi işte, kazanabildin mi?

Okan Hoca diyor ki "bazen futbolcularımız önemsemiyor". Bu önemsememeye ben "teknik heyeti" de ekleyeyim. Okan Hoca'nın da bu maçları önemsediğini düşünmüyorum. Nasıl olsa kazanırız diyor, 0 taktik analiz ile 11'i sahaya dizerek oynuyoruz. Odaklanılan maç ile odaklanılmayan maçın farkını görüyoruz. Hadi diyelim ki bazısında odak sorunu var ya da yorgun. Rotasyon ne için var? Kaan Ayhan, Berkan Kutlu, hatta Ahmed Kutucu gibi isimleri oynat. Kaliteyi tartışırsın ama mücadeleyi değil. 3 isim de bugün Kocaelispor'da olsa banko ilk 11 oynar. Ortada bir odak sorunu varsa, elbette teknik heyete yazar. Umarım hayırlı mağlubiyet olur. Franfurt karşısında yenilen farkın hayırlı olduğunu sonrasında gördük. Fenerbahçe dibinde, ligi önemsemek zorundasın. Şampiyon oldum diye bir şey yok.

Avrupa dönüşü sorun olabilir ama dağılamazsın. İşin özü budur. Herkes odaklanmak zorunda. En başta teknik heyet. Çünkü bu tablona ona yazar. Şampiyonlar Ligi'ndeki kalite nasıl onlara yazarsa, lige dönüşte yaşanan düşüş de yazar. Her sezon sonu deniliyor ki "rotasyon kalitemiz düşük". Hamle yapıyor, artık alternatifli kadrom var diyoruz. Sonra yine rotasyon gelmiyor. İlkay Gündoğan'ın sakatlanmasıyla birlikte dağıldık resmen. Kocaelispor karşısında rotasyon yapmak senden bir şey götürmez. Şans bulanların bir hedefi olur, en azından mücadeleden düşmezsin. Her maçı aynı şiddette oynayamazsın ama en azından kazanma odağını yitirmezsin. Maçın belli anlarında vitesi yükseltip de işi bitirebilirsin, o kaliten var. Umarım ders olur, ne diyelim. Artık ligi önemsememe gibi bir lüks kalmadı.

Okuyan ve yorum atacak arkadaşlar için;

Blog'daki tanıtımları da es geçmeyelim.

En azından 1 tık atarak, destek olmanızı bekliyorum :)