Galatasaray 3-0 Kasımpaşa, son haftalardaki gelişen oyun

Kasımpaşa, Galatasaray'a en ters gelen takımların başında. Emre Belözoğlu ise Okan Buruk'a yarayan bir teknik adam. Bu 2 olgunun mücadelesinde, Emre Belözoğlu baskın çıktı diyelim. Şaka bir yana, Galatasaray'ın son haftalarda gelişen oyununun herkes farkında olmalı. Yunus Akgün'ün geri dönüşü, gelişen oyununun belki de en önemli parçası. Sezon içinde, Barış Alper Yılmaz ve Davinson Sanchez gibi "form olarak düşüşte" dediğimiz isimlerin geri dönüşüyle de, o keyif veren Galatasaray'ı yeniden izliyoruz. Alternatif olarak hala kısıtlıyız ama oyun çok güçlü ve takım da artık 2. yarılarda düşmüyor. Haliyle de sonuç alıyoruz.

Skor 3-0, gün sonu adına gayet iyi. Yine de bu sonu ilk yarıda almak mümkündü. 2. yarı gidişatı içinde de bu farka daha erken ulaşmak mümkündü. Kasımpaşa'nın 11'ine bakınca, tamamen savunma odaklı, geride kalabalık kalıp, öndeki atlet isimlerle geçiş kovalamaca oyunu kovaladılar. Skoru erken bulduk, yine de bu katı savunmadan ödün vermediler. Galatasaray ise pozisyon bulmaya devam etti. Barış Alper Yılmaz'ın hızı ve fizik gücü, oynadığı kanadı süpürdü. Yunus Akgün ve Sane gibi inceci futbolcularla birlikte de kapalı savunmaları aşmak kolay. Sane'nin geçen maçlara oranla etkisi az gibi görünse de, belli anlarda noktayı koyacak işleri yapıyor. Yunus Akgün'ün varlığı ise Galatasaray'ın güçlü oyunuyla doğru orantılı.

Galatasaray'ın olmazsa olmazı, ön alanda yaptığı pres. Düşüş yaşadığımız haftalarda, bu pres gücünü maç içinde erken kaybediyorduk. 2. yarıdaki düşüşleri hatırlayın. Son haftalarda oyunumuz güçleniyor. Galatasaray'ın pres oyunu da daha uzun sürelere yayılmaya başladı. Icardi'nin fizik durumu da son haftalara göre daha iyi. Doğal olarak çok hareketli değil ama seni eksik hissettirmiyor, atmaya da devam ediyor. Barış Alper Yılmaz, Sane ve Yunus Akgün'ün arasında güçlü bir uyum var. İlkay Gündoğan, biraz daha 6 numara gibi oynayıp, aldığı faullerle seni rahatlatıyor ve geriden pasla çıkmanın anahtarlarından. Beklerin de sürekli hücumu zorlamakta. Yine iyi bir Kazımcan Karataş izledik mesela. 2-0'ı buldun, ön alanda çılgınlar gibi basmaya devam ettin. Sonrasında 3 de geldi, 4 de olurdu.

"Yeni transfer" diyeceğimiz kazanımlar var. Ahmed Kutucu'nun oyun şiddeti yine çok yüksekti, farkı açmanın anahtarlarından biri o. Sara'nın formu bence yükselmeye devam etmekte. Barış Alper Yılmaz da geri döndü. Yarın Singo'yu da bu denkleme yazınca, ligin 2. yarısı adına kendi içinden gerçekleştirdiğin birçok yeni kazanım olacak. Galatasaray, yine en doğru zamanda ivmeyi arttırıyor. Bu haftalarda yükselerek devam etmek, yeni kazanma serileri demek. Eksikler dönüyor, transferi konuşmaya başlayacağız. Formu düşük dediğimiz isimler de özüne dönmeye başladı. Ligin ilk yarısındaki genel tabloya bakınca da, türlü sıkıntıya ve eksiğe rağmen "tabloyu" gayet iyi buldum. Elbette daha farklı olabilirdi ama Şampiyonlar Ligi sezonlarında, geçen sezonlarda olan kazanma istatistikleri imkansız.

Galatasaray adına eleştirdiğimiz diğer yan "topla oyun". Top sende kaldıkça üretemiyordun. Yunus Akgün'ün dönüşü, Sane'nin varlığı gibi etmenler "üretebilmene" sebep. En katı savunma karşısın da dahi skoru erken alıp, farkı yakalayacağın pozisyonlar yakalıyorsun. İnceci eksiği var derken, Yunus Akgün'ün yokluğu üzerine bunu konuşuyorduk. Takımdaki klas futbolcu sayısı artıyor, genel manada fizik gücümüz de artmakta. Üzerine koyarak ilerlemeye devam. Süper Kupa için de umutluyum. Transfer konusunda biraz erken davranabilirsek, her şey çok daha güzel olacak. İlk 11'e 6-8 numara hamlesi yaptıktan sonra, ihtiyaç duyduğun transfer sayısı 2-3 olacak. Onlar da alternatif tarafında. Kendi içinden gerçekleştirmiş olduğun hamleler var, bunlar şu an çok daha değerli.

Okuyan ve yorum atacak arkadaşlar için;

Blog'daki tanıtımları da es geçmeyelim.

En azından 1 tık atarak, destek olmanızı bekliyorum :)