Kimi kesim de, çareyi uzaklarda aramayalım, içeriye bakalım diyor

Kimi kesim de, çareyi uzaklarda aramayalım, içeriye bakalım diyor. Alanyaspor'lu Maestro ile Göztepe'li Dennis'i kast ediyorlar. 2 isim de Türkiye Ligi'nin potansiyel sahibi yabancıları arasında. Süper Lig'de kafaya oynayan takımlara uğramadan, Avrupa'ya transfer yapan yabancılar var. Her böyle hamle sonrası, "bu ismi biz niye almadık ki" sorusu sorulabiliyor. Kimini kaçırmamamız gerektiği doğru olsa da, kimi bende soru işareti. Maestro ve Dennis için de bu görüşe sahibim. Her 2'sinin de kendine has, çok iyi özellikleri olsa da, söz konusu Galatasaray'a olası transferi sonrasındaki yeterlilikleri. Biraz da iş fiyat / performans. İstenen bonservisler çok yüksek.

Maestro'ya bakınca, özellik olarak Galatasaray'a uyuyor aslında. Dripling özelliği var çünkü. Bu özellik, Galatasaray orta sahasında yıllardır aradığımız ama bulamadığımız bir şey. Maestro'nun temposu ve enerjisi işimize de yarar. Lemina'ya çok benzetiliyor ama savunma sertliği henüz o düzeyde değil sanki. Tabii genç futbolcu, sürekli gelişim gösteriyor. Adana Demirspor günlerinde de bu potansiyeli gösteriyordu. Alanyaspor, bu transferle birlikte akılcı iş yaptı ve mutlaka güzel bir para kazanacak. Buradaki korkum, istenen bonservisin altında ezilme potansiyeli. Maestro, bana henüz o güveni vermedi.

Dennis ise daha klasik bir 6 numara özelliği gösteriyor. O da tempolu, sertliği olan bir 6 numara ama pas tarafı beni düşündürüyor. Avantajı, TFF'nin koyduğu 10+4'lük yabancı kontenjanının +4'üne uyacak olması. Atlanıyor ama o kriterin gelecek sezonu bizi zorlama olasılığı var. Bu kurala uyacak yabancılar da almak zorundayız. Dennis'in Avrupa'dan talipleri var, potansiyeline inanıyorum ama Göztepe'nin oynadığı oyunla, Galatasaray oyunu farklı. Gelişebilir, pas özelliği yükselebilir de ama bize direkt katkılı bir isim gerekmez mi? Yatırım olarak bakacaksak bir derece. Nokta atış arıyorsak ise daha net isimlere gitmek gerekecek.

Bu 2 hamlenin artı bir noktası daha var. O da maaşlar olur. Malum, maaşlar sürekli yükseliyor. Uygun diye tarif edebileceğimiz ücrette bir yabancı kim kaldı? Geleceğe yatırımların güzel yanı bu. Bonservisler belki yükseliyor ama maaştan kurtarıyorsun. Maestro ve Dennis gibi yabancılar için 10 milyon avro'larda bonservisler konuşuluyor. Bence bu rakamlar fazla ama Türkiye'nin gerçeği maalesef böyle. Ümit Akdağ için dahi 8 milyon avro isteniyor. Geçen sezon, Ahmed Kutucu için 6 milyon avro verdin. Türkiye sınırlarından yabancı alma işi riskli. Galatasaray'da gidişat ne olacak derseniz, son günleri beklemeye devam edip, bu isimlere gideceğiz. Bundan eminim. O zaman da, en başında niye gitmedik ki denilecek.

Okuyan ve yorum atacak arkadaşlar için;

Blog'daki tanıtımları da es geçmeyelim.

En azından 1 tık atarak, destek olmanızı bekliyorum :)