Arjantin Milli Takımının başına geçtiğinde herşey masal gibi başlamıştı. Güney Amerika elemelerinde Arjantin istediğini alacak gibiydi ayrıca Pekin 2008'de gelen altın madalya ile Arjantin halkı büyük mutluluk yaşıyordu. Ülke federasyonu bu mutluluğu katlayayım diyerek Arjantin'in idolü olan Maradona'yı teknik direktörlüğe getirdi. 1994 ve 1995 yılında sadece iki kere teknik direktörlük deneyimi yaşayan Maradona'yı koskoca Arjantin'in başına geçirmek elbette büyük riskti. Maradona'nın ismiyle bile futbolcuları etkileyeceği bir gerçek. Arjantin Federasyonu'da bunu düşünerek zaten böyle bir değişim içine girdiler. Hatta Maradona'nın yanına da zamanında onu Dünya Şampiyonu yapan teknik direktörü getirdiler. Beklentileri Maradona'nın ismiyle futbolcuları etkilemesiydi ve futbol olarak fazla birşeye karışmamasıydı. Ama Maradona öyle fırtınalar yarattıki Dünya Kupası'na mutlaka gitmesi beklenen yıldızlar topluluğunun şansını bir anda zora soktu. Arjantin 22 puanla beşinci sıraya kadar düştü. Üstelik Uruguay, Venezuella hatta Kolombiya'nın bile sıcak nefesi Arjantin'in üzerinde.
Maradona Arjantin'in başına geçtiğinden bu yana gelene gidene puan kaybeder duruma geldiler. Dünya Kupası elemelerinde son üç maçı kaybettiler üstelik Brezilya'ya kendi sahalarında yenilerek büyük bir tokat yediler. Arjantin diyorum sıkışınca çıkışa geçer mutlaka Dünya Kupası'nda yer alır diyorum ama aldıkları sonuçlar cidden inanılmaz. Messi, Tevez, Rodriguez, Milito, Cambiasso, Gago, Agüero gibi daha bir sürü yıldız futbolcuyu Dünya Kupası'nda izleyememek büyük kayıp olacak. Ayrıca şu da var Maradona'nın gelişi Messi üzerinde de hiç olumlu olmadı. Messi'nin Milli Takım performansı giderek düşüyor. Bunda yanlış mevkide oynatılmasınında etkisi var ama Maradona aşısı tutmadı. Maradona skandallarla gündeme gelmeli, gol seviçleriyle gündeme gelmeli (gerçi Arjantin gol attığında futbolcuları kucaklayarak geliyor), Küba ziyaretleriyle gündeme gelmeli. Biz ise Veron'u Milli Takım'a almasıyla Ortega'yı Milli Takım'a düşünmesiyle konuşuyoruz. Ayrıca Riquelme'nin de Milli Takım için ne kadar önemli olduğunu bir kere daha anladım. Bunca yıldızlar topluluğu içinde bir tane oyun kurucu adam yok. Avrupa'da iş yapamadı, süründü gitti diyoruz ama Arjantin'in kralı Riquelme. Onun orta sahada varlığı koşmasada, mücadele etmesede çok önemli. Bu arada eğer Arjantin, Portekiz gibi takımlar Dünya Kupası'na gidemezse bizleri heyecan katsayısı çok düşük bir şampiyona bekliyor. Dünyanın en iyi iki futbolcusu Messi ve Cristiano Ronaldo diyoruz ama ikisinide Dünya Kupası'nda izlemeyebiliriz. Böyle büyük futbolcuları izlemedikten sonra, Türkiye olmadıktan sonra ne yapayım ben Dünya Kupasını.
Arjantin Milli Takımının başına geçtiğinde herşey masal gibi başlamıştı. Güney Amerika elemelerinde Arjantin istediğini alacak gibiydi ayrıca Pekin 2008'de gelen altın madalya ile Arjantin halkı büyük mutluluk yaşıyordu. Ülke federasyonu bu mutluluğu katlayayım diyerek Arjantin'in idolü olan Maradona'yı teknik direktörlüğe getirdi. 1994 ve 1995 yılında sadece iki kere teknik direktörlük deneyimi yaşayan Maradona'yı koskoca Arjantin'in başına geçirmek elbette büyük riskti. Maradona'nın ismiyle bile futbolcuları etkileyeceği bir gerçek. Arjantin Federasyonu'da bunu düşünerek zaten böyle bir değişim içine girdiler. Hatta Maradona'nın yanına da zamanında onu Dünya Şampiyonu yapan teknik direktörü getirdiler. Beklentileri Maradona'nın ismiyle futbolcuları etkilemesiydi ve futbol olarak fazla birşeye karışmamasıydı. Ama Maradona öyle fırtınalar yarattıki Dünya Kupası'na mutlaka gitmesi beklenen yıldızlar topluluğunun şansını bir anda zora soktu. Arjantin 22 puanla beşinci sıraya kadar düştü. Üstelik Uruguay, Venezuella hatta Kolombiya'nın bile sıcak nefesi Arjantin'in üzerinde.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder