Tanjeviç'in Kazanma Stratejisi

Slovenya karşısında son hücumda Tanjeviç'in bu maçı ya kazanacağız ya kaybedeceğiz demesi bile benim için yeterlidir. Tanjeviç'i Milli Takım'ın başına geçtiğinden bu yana çok savundum yazılar yazdım, bunu forumlarda belirttim hatta Tanjeviç özellikle Fenerbahçe'nin başına geçmesinden sonra hala onu savunmam büyük tepkiler aldı ama benim duruşum değişmedi. Yarattığı altın jenerasyonla geldiğinden bu yana söylediği 2010 hedefine ulaşacağız. Slovenya maçında iki sayılık bir oyun oynayarak maçı uzatmaya da götürülebilirdi ama kazanacağız hedefi koyması büyük olay. Bana sorarsanız gayet mükemmel bir hücum kullanıldı ve boş durumdaki Engin Atsür'ün o hücumu da son derece doğruydu. Engin maç başından bu yana fazla oynamamış hatta şut kullanmamış olabilir ama o pozisyonda en boş basketbolcu oydu. Bu yüzden Ender Arslan'ı öncelikle kutlamak gerekiyor. NBA'i de düşününce akıllara Hidayet Türkoğlu geldi ama kendisi yoğun baskı altındaydı. Sloven oyuncular zaten direk ona odaklandılar. İki kişinin üstünden zor bir şut kullanıp kaçırsa daha mı iyi olacaktı. O hücumda son derece doğru oynadık ama olmadı. Aldığımız riskte son derece doğruydu. Tanjeviç'in maç sonunda son hücumla ilgili yaptığı açıklama şu yöndeydi:

''Bizim aklımızda Ender'in içeri dalıp Hidayet'le ikili oynaması vardı. Ancak Ender dip çizgide Engin'i gördü ve bu gerçekten çok iyi bir karardı. Bana göre müthiş bir son hücum ettik. Çizsem, böyle bir hücum çizerdim. Son toplar maçlara heyecan katıyor. Bunu çok yapmaya başladık. Hayata renk katıyorum böyle yaparak. Bir köprünün üzerinde yürüdüğümüzü düşünün, küçük adımlarla ilerliyoruz ve bir top rakibimizi belirliyor. Bundan sonraki maçlarda 20 sayıyla kazanıp maçı son topa bırakmak istemiyoruz ama bu adrenalin, bizi biz yapıyor''.

Maça bakarsak son derece şanssız olduğumuzu söyleyebilirim. Slovenya'nın etkili guardlarına karşı Avrupa Şampiyonası elemelerinde olduğu gibi Engin ve Sinan'la başladık. Amaç guardlara etkili savunma yapmaktı ama bu olmadı. Çok erken geriye düştük sonradan toparlandık ama maçı kazanamadık. Maçı kaybetmemize rağmen büyük dersler çıkardığımızı düşünüyorum ve ayrıca bu maçta büyük artılar kazandık. Öncelikle Hidayet Türkoğlu yeniden aktif olmaya başladı ve bu Milli Takım için çok önemli. İkinci olarak 19 sayıdan geri dönerek çok önemli bir mesaj verdik. Takım savunmamız bizim bu şampiyonada başarılı olmamızı sağlayan etkendi biz savunmayı birinci planda tuttuğumuz sürece önümüzde kimse duramaz. Rakip şimdi Yunanistan oldu. Slovenya'ya göre daha güçlü bir takım diyebilirim. Eski görüntüsünde olmasada hala savunma sertlikleriyle önemli işler yapıyorlar. Diamantidis ve Papalukas gibi isimleri kadroda olmamasına rağmen asla hafife alınmamalılar. Ayrıca Schortsanitis'de biz Yunanistan'la ne zaman karşılaşsak bizlere çok ters geliyor. Hatta bu adam 2006 Dünya Basketbol Şampiyonası'nda ABD'nin de çok canını yakmıştı. Avrupa'nın Shaq'ı diyebiliriz onun için. Dev bir cüssesi var ve rakip savunmaların dengesini oldukça bozuyor. Bana sorarsanız ben Slovenya maçını ölçü olarak görmüyorum ve kendi oyunumuzu oynarsak Yunanistan'ı da geçeriz.