29 Ekim 2009 Perşembe

Galatasaray'da Kaleci Sorunsalı

Galatasaray'ın kadrosunda üç tane çok değerli kaleci olduğunu görüyoruz. Taffarel ayrıldıktan sonra onun yerini Mondragon'la doldurmuştuk ve uzun yıllar Mondragon büyük öz güvenle Galatasaray'ın kalesini korudu. Yalnız Mondragon ayrıldıktan sonra kaleci olayında bir türlü dikiş tutturamadık. Mondragon'dan sonra Aykut Erçetin'in kaleye geçeceğini düşünüyordum ve kendisine bir numara verilerek ona olan güven bir bakıma gösterildi. Ama Orkun Usak transferiyle Aykut ikinci kaleci durumuna düştü ve sezonun büyük bir bölümü öyle geçti. Sonrasında Aykut sezonun en kritik anlarında görev aldı ve ben başarıyla Galatasaray kalesini koruduğunu gördüm. Yalnız yine de bizlerde bir güvensizlik bırakıyordu bu yüzden iyi bir yabancı kaleci alma isteği duyduk. Sonraki sezon De Sanctis kaleye geçtiğinde çok dengesiz performanslar gösterdi. Bir maç iyi oynadıysa ikinci maç olmadık işlere imza attı. Kalecilikte bildiğiniz gibi istikrar ve güven duygusu vermek çok önemlidir. De Sancits'den de bu güveni alamadığımız için kendisinin bonservisini alma ihtiyacı doğmadı ve tecrübeli kaleci Leo Franco transfer edildi. Transfer döneminin sonlarında ise büyük gelecek vaad eden Ufuk Ceylan'ın transferiyle de önemli bir kaleci rotasyonuna sahip olduk. Bu arada Aykut Erçetin'in transfer olacağını düşünürken onun takımda kalması en azından benim için sürpriz oldu.

Leo Franco bu sezona iyi başlamış görünsede hatta hakkında Mondragon'umuzu bulduk yazıları yazdırsa bile son maçlarda yaşadığı form düşüklüğüyle en azından bende bir güvensizlik belirdi. Leo Franco çok tecrübeli bir kaleci ve kariyerine baktığımızda bir ağırlığı var. Ama Galatasaray'ın savunmasında yaşanan hataları göz önüne almama rağmen Leo Franco çok fazla hatalı işler yapmaya başladı. En azından topu ayağında tutma huyu bile beni deli ediyor. Defansımız geriye pas attığında Leo Franco kendine güveninden mi bilmiyorum ama topu ayağında tutuyor, rakip yanına kadar gelmesine rağmen çok riskli işler yapıyor. Bunu çoğu maçta gözlemliyordum ve Rapid Bükreş maçını izlerken mutlaka o topu kaptıracağını düşünüyordum. Neticesinde de Fenerbahçe maçında bu hataya iki kere düştü ve birisi penaltı ve golle sonuçlanmış oldu. Galatasaray savunmasınında zayıf olduğu bu zamanlarda kalecinin bizlere vereceği güven çok önemli. Leo Franco tecrübesiyle defansta bulunan futbolcuları yönlendireceğine olmadık hatalar yapmaya başladı. Elbette iki maçla Leo Franco'yu harcamak istemiyorum ama Galatasaray'ın diğer iki kalecisine baktığımda acaba onlara haksızlık mı yapıyoruz diye kendime sormadan edemiyorum.

Türkiye'de çok fazla Türk kaleci yetişmiyor. Yetişen kalecilerde ya beklenen kalitelerde olmuyorlar ya da önlerinde yabancı kaleciler olduğundan fazla forma şansı bulamıyorlar. Aykut Erçetin aslında bunları oldukça fazla yaşadı. Galatasaray'a geldiğinde önünde Mondragon gibi bir kaleci vardı ve yıllar içerisinde ondan çok şeyler öğrendiğini düşünüyorum. Şu an Galatasaray kadrosunda bulunan futbolculara baktığımda Galatasaray'da en uzun süredir oynayan isimler arasında yer alıyor. Yani artık camianın bir parçası oldu ve transfer olmasını beklememize rağmen sürekli takımda kaldı. Aykut'u Galatasaray'da fazla izleyememize rağmen Kalli'nin ayrıldığı dönemde şampiyonluğa uzanan yolda gösterdiği performans aslında benim için yeterli referanstı. Aykut çok yetenekli bir kaleciydi ve Türk futbolunda önemli yerlere gelebilirdi. Ama şanssızlıklar onun önünü kesti diyorum. Orkun Galatasaray kalesini devraldığında Aykut aslında birinci kaleci olacaktı ama sakatlığı yüzünden oynayamadı. Sonrasında da ancak sezonun sonlarına doğru forma şansı bulmaya başladı. De Sanctis'in önünde ise oynamaya başladığında yaşanan şanssızlıklardan sonra yedek kulübesine resmen hapsedildi. Leo Franco'nun transferini bende destekledim ama Bucaspor karşılaşmasında gösterdiği performansa bakınca kendimi biraz olsun suçladım. Bir maçta yapılacak değerlendirme elbette sağlıksız olabilir ama Türk kalecilerinin çok arka planda kaldığı dönemde Aykut ve Ufuk Ceylan gibi kalecilerin yedek kalması çok iyi bir durum değil.

Aynı şeyleri Ufuk Ceylan içinde söylemek mümkün ama onun yaşı genç sayıldığı için hala zamanı var. Geldiğinde hemen ikinci kaleci olmasını beklememize rağmen Rijkaard haksızlık yapmamak adına önceliğini Aykut Erçetin'e vermiş durumda. Ufuk Ceylan'ın da Aykut Erçetin gibi şanssızlıklar yaşamasını istemem ve Ufuk'a çok güveniyorum. Transferinde de onca futbolcunun takasta kullanılması ve bu kadar uğraşılması zaten ona olan güvenin göstergesi. Manisaspor'a şart koyup idmanlara çıkmaması ve bundan ödün vermemesi ile bizlerin kalbinde yerini zaten hazırladı. Sezer Öztürk'de bugün yolundan dönmese Galatasaray forması giyiyor olabilirdi. Neticeye gelirsek ülkemizde Türk kaleci sorunsalı var ve Volkan Demirel'e hala bir alternatif bulabilmiş değiliz. Fatih Terim bile çaresizlikten 36 yaşına gelmiş Rüştü'yü Milli Takım'ı bırakmasına rağmen kadroya alıyordu. Galatasaray'ın elinde böyle yetenekli Türk kaleciler varken onları kullanmamız gerektiğini düşünüyorum. Leo Franco belki bundan sonra yapacaklarıyla güvenini yine tazeler ama benim güvensizliğimi kazanmaya başladı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir