Hidayet'in basketbol hayatı her yaşta gelişim üstüne kurulmuş. Çocuk yaşlarda oynadığı Efes Pilsen'den, Sacremanto'ya, Spurs'e, Orlando'ya sürekli gelişim gösterdi. Bunun neticesinde hak ettiği kontratı alarak Toronto'ya geçti. Hidayet Toronto'ya giderken aslında akıllılık yaptı. Daha az paraya şampiyonluğa oynayacağı bir takımda da forma giyebilirdi ama o geleceğini garanti altına alıp önüne güvenle bakmak istedi. NBA'de çoğu basketbolcu için kontratı kaptı sonra yattı deyimini kullanabiliriz. Toronto'da aslında kadro yapısı itibariyle böyle bir yer. Çok önemli isimlerin serbest kalacağı bu sezon sonunda da Bosh'da eğer şampiyonluğa oynayabileceği bir takıma giderse Toronto iyice yatma yeri olacak. Ama Hidayet'in karakter yapısında mücadeleden asla kaçmaya yer yok. Bu sezonda 30 yaşına gelmesine rağmen kendisini geliştirip All-Star olmaya ve Toronto Raptors'u mümkün olan en yukarı seviyeye çıkarmak için gayret gösterecektir. Bu arada Hidayet Türkoğlu transferi en çok Bosh'a yaramış olmalı. Çünkü takımda Calderon gibi bir organizatörün yanına Hidayet gibi bir isim daha eklenince Bosh her kanaldan beslenebilir ve geçtiğimiz sezon D.Howard - Hedo işbirliklerinin çok daha iyisini izleyebiliriz.Haberde Hidayet Türkoğlu'nun baskı altında faul yüzdesini arttırdığı görülmüş. Zaten son iki sezonda Orlando Magic'de lakabı bay son çeyrek olmuştu. Çünkü maçın en kritik şutlarını o kullandığı gibi, hücum organizasyonlarının yükünü komple üstlenmişti. Bu da Hidayet'in en önemli özelliklerinden birisi oldu. Toronto Raptors'un da maçın kritik dakikalarında Hidayet'e başvuracağını düşünebiliriz. Önümüzde 2010 Dünya Basketbol Şampiyonası var ve senelerdir bu şampiyona için yapılanıyoruz. Bu yapılanmanında en önemli oyuncusu Hidayet Türkoğlu. Bu yıl yapılan Avrupa Şampiyonası'nda zorlu geçen sezonun yorgunluğunu şampiyonada oldukça fazla hissetmişti. Toronto'da baskı biraz daha azalacak çünkü beklentiler oldukça aşağıda. Bu da Hidayet için çok önemli bir artı olacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder