4-3-3'ün Kaderi Orta Sahanın Elinde

Öncelikle Galatasaray'ın Milli Takımlar için verilen arayı iyi geçirmediğini söyleyebilirim. Rijkaard'ın uygulamaya çalıştığı sistemin takıma oturması için belirli bir zamana ihtiyaç var ve bu tip alınan kötü skorlar asla umudumuzu kırmamalı. Maçın geneline baktığımızda Galatasaray'ın sezonun en kötü futbollarından birisini oynadığını söyleyebiliriz ama çok net 4-5 tane gol pozisyonu yakaladığını görüyoruz. Yani kötü oynadığında bile maç kazanma potansiyeli olan bir kadroya sahibiz. Ama bugün orta sahanın yarattığı kötü futbolun takım üzerinde bıraktığı etkiyi izledik. Galatasaray savunmasının çok fazla pozisyonlar vermesinin ardından Barış Özbek - Mehmet Topal ve Mustafa Sarp ile defansif aksiyonu daha aktif futbolcularla oynamaya başladık. Bu orta sahada topun kontrolünü daha fazla elimizde tutuyorduk, daha az pozisyon veriyorduk ama sezonun başında gösterdiğimiz mükemmel futbolu fazla izleyemiyorduk. Bu orta saha düzeni ile sezonun geçmeyeceği belliydi ve mutlaka bir noktada patlat verecektik. Çünkü oynamaya çalıştığımız sistem galibiyete şartlanma ile değil iyi futbol oynayarak takıma daha iyi oturacaktı ve belirli bir istikrar yakalayacaktık. Manisaspor maçına baktığımızda ise gerek hücum anlamında gerekse savunma anlamında çok verimsiz bir maç oynadığımızı söyleyebilirim.

4-3-3 sisteminde orta sahada oynayan futbolcular ne kadar yönlü oynamayı başarırlarsa ortaya o kadar kaliteli bir futbol çıkıyor. Manisaspor karşılaşmasında Mehmet Topal'ın iyice defansa gömüldüğünü gördük, Ayhan Akman'ın her zaman olduğu gibi hızlı futbolun bir numaralı baltalayıcısı olarka izledik. Mustafa Sarp ise bu ikilinin olumsuz futbolunda istediği verimi bir türlü veremedi. Mustafa Sarp için sürekli yanında oynayan orta saha futbolcuları olumlu futbol oynadıklarında performansını arttırıyor diyorum. Bu orta sahanın verimsiz futbolunda doğal olarak savunma ve hücum hattında da belirgin sıkıntılar oluştu. Öncelikle orta saha egemenliğini rakibe kaptırdığımız için oyunun kontrolü genelde Manisaspor'da göründü ve çok etkili ataklar yaptılar. Yine defansin arkasına atılan topla sıknıt yarattı ve rakibin hızlı ataklarında tehlikeler yaşadık. Barış Özbek'in futbolunu fazla sevmem ama kendisini bu maçta aradık diyebilirim. Onun takıma getireceği dinamizm çok önemliydi. Özellikle onun getireceği dirençle beraber Mustafa Sarp'ın da ona ayak uydurması sonucunda daha dengeli bir Galatasaray izlemek mümkündü. Galatasaray orta sahasında aslında Elano, Linderoth veya Arda'dan ikisinin mutlaka oynaması gerekiyor. Bu futbolcuların takıma getireceği iki yönlü futbol sayesinde gerçek anlamda total futbolu izlemeye başlayacağız. Ama orta sahada kullanılan bu defansif kurgu bazı maçlarda böyle sıkıntılar yaşamaya devam edecektir.

Elano için ayrı bir parantez açmamız gerkeiyor çünkü Galatasaray'ın şu an en çok eleştirilen futbolcularının başında geliyor. Brezilya Milli Takımı'nda gösterdiği müthiş performansın ardından bunu Galatasaray'a henüz yansıtamadı. Manisaspor karşılaşmasında İngiltere maçında olduğu gibi sağ açık olarak başlamasına rağmen beklenen etkiyi alamadık. Bunu etrafında oynayan futbolcuların kalite düzeyine de bağlamak mümkün ama hala Elano Türkiye için tam anlamıyla hazır değil diyebiliriz. Onu sağ açık yerine orta sahanın sağ iç bölgesinde izlemeyi tercih ederim. Bugün yine oyunun iki yönünü oynadı, defansa katkısı büyüktü hatta mükemmel paslar attı ama iyi futbolu oyunun geneline yayamadı. Mesela ben bu sistemde sol ve sağ açıklarda oynayan futbolcuların büyük ahenk içinde oynamalarını gerektiğini düşünüyorum. Kewell'ın iyi futboluna Elano'nun da yaklaşamadığını düşünüyorum. Nonda konusuna gelirsek kesinlikle bu sistemin forvet oyuncusu değil. Arkasında oynayan oyunculara iyi pas dağıtımı yaptı ve geriye çok fazla gelip top aldı ama bu sistemin forveti rakibi yıpratacak ve sürekli ileri koşular yapacak. Baros'u malesef bu anlamda çok arıyoruz diyebilirim.

Ayrıca Manisaspor'u büyük maçlarda asla geriye çekilmediği ve kendinden ödün vermedikleri için kutlamak lazım. Oyunun genelinde asla defansa kapanmadılar ve kontrollü oynayarak {özellikle orta saha hakimiyetini ellerinde tutup} Galatasaray kalesine etkili geldiler. Galatasaray orta sahasıda bu maçta düşünce savunmanın bizlere pek güven verdiğinizi söyleyemeyiz. Hücum anlamında da formsuz olunca beklenen bir puan kaybı yaşadık. Bu maçtan çıkarılacak büyük dersler var ve umarım bu hatalara tekrar düşmeyiz. Keita ve Arda'nın da takıma gireceğini düşünürsek hücum anlamında daha etkili olacağımız günler yakındır diyorum.

Maçtan gözüme çarpan notlara gelirsek:

Kewell geçtiğimiz sezona oranla çok daha formda ve Galatasaray'ın hücum konusunda liderliğini üstlenmiş durumda. Her maç attığı ve attırdığı güzel gollere alışmış durumdayız.

Tribün anlamında geçtiğimiz sezona oranla daha fazla taraftar çekiyoruz ama taraftarların takımı ateşleme adına büyük sorunları var. Beşiktaş taraftarına baktığımda sürekli takımı ileri itiyorlar ama bizim taraftarlarımız malesef takımı duraksatıyor.

Servet Çetin ve Gökhan Zan uzaktan baktığımızda sert ve agresif savunma oyuncuları gibi görünseler bile rakibi yeterince ısıramıyorlar. Ayrıca uzun atılan toplarda rakip santraforlarla mücadele etme anlamında büyük sıkıntılar yaşıyoruz.

Linderoth'un özellikle savunma anlamında henüz tam olarak hazır olmadığını söyleyebiliriz.

Hakan Balta'nın sezon başından bu yana kötü futbolunu asla es geçmememiz gerekiyor. Bu sistemde bizlerin hücumcu beklere ihtiyacı var ve Hakan Balta bunu karşılamak konusunda sıkıntılar yaşıyor. Caner Erkin'e ne kadar tam olarak bek diyemesek bile daha fazla kullanılması şart.

Yaser Yıldız'ın Galatasaray'da gösteremediği performansı Manisaspor'da gösterdiğini söyleyebiliriz. Özellikle bu maçta sanki hayatının maçını oynarmış gibi etkiliydi.

Maçın 1-1'e gelmesinin ardından Keita birden kahraman olmak istedi ve gereksiz çalımlara girişti. Onun hızlı futbolunu en iyi şekilde kullanacağımıza Keita hücumda takımı durduran isim oldu.