12 Kasım 2009 Perşembe

Sinemaskop {Twilight-Alacakaranlık}

Kimi filmler vardır hemen hemen herkes izler, farklı tatlar bulur, inanılmaz popülerdir hatta bu popülarite için izlemeyeni dövüyorlar şeklinde bir tabir bile geliştirilmiştir. İşte Twilight'da bu filmlerden birisi. Stephenie Meyer'in aynı isimli kitap serisinin ilkinden uyarlama olan film kitabı okuyanlarla filmin fanatiklerini yer yer karşı karşıya getirse de genel olarak beğenmeyen yok. Film bir vampir hikayesini anlattığından korku filmi olarak düşünülse de {ki ben öyle düşünmüştüm} diğer vampir filmlerinden bir çok noktada farklılık gösterdiği için eleştirilere maruz kalmıştır. Önce biraz kitaplardan bahsetmek istiyorum. Stephenie Meyer kitabı 3 bölüm halinde yazmış. İlk kitap Alacakaranlık, ikinci kitap Yeni Ay ve üçüncü kitap Tutulma. Kitaplar birbiri ardına olayları anlatıyor. İlk kitap olan Alacakaranlık'ta Edward isimli vampir ile Isabella isimli genç kızın birbirlerine aşık olmalarını, ikinci kitap olan Yeni Ay'da ve üçüncü kitap olan Tutulma'da da ikilinin hikayesini okuyabilirsiniz. 4. kitap olan Breking Dawn ile 5. kitap olan Midnight Sun hakkında ise çok ayrıntılı bilgiye sahip değilim. Duyduğum kadarıyla ikilinin yakınlaşmalarını, ayrılıklarını, evliliklerini hatta çocuklarının olacağını okuyacakmışız. Kitaplardan ilki şu cümle ile yankı buldu;
3 şeyden kesinlikle emindim. 1.'si Edward kesinlikle bir vampirdi. 2.'si bu ne kadar güçlü olduğunu bilmediğim bu vampir yani benim kanıma susamıştı. 3.'sü bu vampire kayıtsız ve geri dönülmez bir şekilde aşıktım.

Şimdi filme dönecek olursak film 2008 yapımı ben daha geçtiğimiz haftasonu izledim. Böyle çok methedilen filmleri bilhassa izleyenlerin etkisinde kalmamak adına bir süre geçtikten sonra izlemeyi seviyorum açıkçası. Dolayısıyla bu filmi izlemem bir sene gecikmeli oldu. İyi de oldu. Filmle ilgili bilgileri vermeden önce benim filmden gördüklerimi anlatayım. Bir genç kızın annesinden ayrılmasını, yeni bir ortama girmesini, yeni bir okula başlamasını ve hiç tanımadığı insanlarla yavaş yavaş ısınmasını mükemmel anlatmışlar. İki baş karakterden Bella'nın hikâyesi çok iyiydi fakat Edward ile yan yana gelmelerini biraz sıradan buldum. Aynı sınıfa düşüp aynı grup içinde yer almak falan hemen hemen her filmde izlediğimiz ayrıntılardı. Her filmde izlediğimiz ayrıntılardan bir diğeri ise tüm korku filmlerinde olduğu gibi bu filmin de balta girmemiş ormanların ve puslu dağların arasında çekilmiş bir yapım olmasıydı. İki eleştirinin dışında filme diyebileceğim en ufak bir kötü cümle yok. Edward karakterinin milletin yanıp tutuştuğu kadar yakışıklı olmadığını söyleyebilirim son olarak. İkilinin ilk karşılaşmaları sanırım kantinde olmuştu. Vampir olan Edward'ın herkesin zihnini okuyabilip yalnızca Bella'nın zihnini okuyamaması onu çarpan ilk ayrıntıydı. Sonra birbirlerinden uzak kalmaya çabalasalar da bunu başaramayan bir çift gördük. En sonunda karşı koymaya son verip aşklarını yaşamaya başladılar. Öyle ki Bella, tamamı vampir olan Edward'ın ailesiyle tanışıp samimi olmuştu bile.

Nihayetinde bir gün başka vampirler ile karşılaşır Bella. Saklamaya çalışsalar da Bella'nın insan olduğunu farkeden vampir James onu istemektedir. Bir şekilde punduna getirip yakalar. Kanını içmeye başladığın anda ise Edward ve ailesine yakalanır. Edward için hayatının en zor anları başlamıştır bu dakikadan sonra. Bella'nın kanına karışan zehri emerek dışarı atmak zorundadır. Fakat vampir olduğu için ya duramazsam endişesi de taşır. Başka çaresi kalmadığı için Bella'nın kanını emmeye başlar. Bella gözünü açtığında ise bir hastane odasında buluruz kendimizi. Edward hayatını kurtarmış, tedavisini kamufle etmek için de bacağını kırdığını söylemiştir herkese. İkilinin birlikte gittikleri baloda dansları ile son bulur film. Filmin sonunda Bella; vampir olmak istediğini söylese de Edward buna izin vermez. Genel olarak aşkın çok güzel işlendiğini ve benim dışımda hâlâ izlemeyenler varsa izleyin arkadaşım diye telkinde bulunacağımı söyleyebilirim. Korku filmlerinden pek hazetmeyen ben bu filmde rahatsızlık hissetmedim. Rahatsızlıktan kastım elbette korku :) Filmle ilgili genel bilgilere geçecek olursak;

Yönetmen Catherine Hardwicke
Senaryo Melissa Rosenberg, Stephenie Meyer
Oyuncular Kristen Stewart, Robert Pattinson, Billy Burke, Ashley Greene, Nikki Reed
Filmin Türü Fantastik, Gerilim
Orijinal Adı Twilight
Yapımcı Firma Goldcrest Pictures
Yapım Yılı 2008
Yapım Ülkesi ABD
Orijinal Dili İngilizce
Filmin Süresi 122 dakika
Resmi Sitesi http://www.twilightthemovie.com
Dağıtıcı Firma Tiglon Film
Vizyon Tarihi 16.01.2009

Özet;

On yedi yaşındaki Isabella Swan babası Charlie ile birlikte yaşamak üzere küçük bir kasaba olan Forks, Washington’a taşınır. Burada yüz sekiz yaşında bir vampir olup, on yedi yaşında görünen gizemli sınıf arkadaşı Edward Cullen ile tanışır. Edward’ın ilk başlarda romantizmden uzak durmaya çalışmasına rağmen sonrasında birbirlerine aşık olurlar. Üç göçebe vampir James, Victoria ve Laurent geldiğinde Bella’nın hayatı tehlikeye girer ve Edward’ın ailesi Alice, Carlisle, Esme, Jasper, Emmett ve Rosalie onun hayatını çok geç olmadan kurtarmak için uğraşırlar.

Filme dair söyleyebileceğim son şey ise 2. filmin haftaya cuma vizyonda olacağı.

1 yorum:

  1. Güzel kız, yakışıklı erkek, kötü oyunculuk. Rol yapma yetenekleri yok. Rezalet. 90'lı bir kız oynatmışlar tamam güzel eyvallah. Konuşmayı beceremiyor ama henüz. O hastanedeki sahnede mesela. Sonra eleman da rol yapmayı beceremiyor. Mesela o kayalıklardaki sahnede kayaya dayıyor kızı sonra dengesini kaybediyor gibi oluyor eliyle yoklayıp bulamayınca kayayı. Bi dikkatli bakın o sahneye. İki gün önce izledim filmi ve inanılmaz sıkıldım. Çok kötü bir film. Kole vampirleri hikayesi de çok sıkıcı. Senaryoda da çok çatlaklar var.

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir