13 Aralık 2009 Pazar

19 Numaralı Mucize

Geçtiğimiz sezonla karşılaştırdığımızda Kewell'ın gerçek anlamda bu sezon büyük patlama yaptığını söylememiz mümkün. İstatisliklerine baktığımızda Liverpool'da oynadığı 5 sezonda 93 maçta 12 gol attı, geçtiğimiz sezon ise 26 maçta 8 gol atmıştı. Bu sezona baktığımızda ise 15 maçta 8 gol attığını görüyoruz. Şimdi Liverpool'da ki performansına baktığımızda çok sakatlık geçirdi ve Premier Lig'in zorluk derecesini göz önüne alabiliriz veya geçtiğimiz sezon çoğu maçta kendi mevkisinde oynamadığını söyleyebiliriz ama bütün bunlar Kewell'ın Rijkaard'la beraber yaptığı çıkışı asla gölgeleyemez. Sezon başında Kewell'ın yedek kaldığı sıralarda takımdan ayrılacak söylemlerini çok duyduk ama bu performansı neticesinde Galatasaray onu takımda tutmak için elinden geleni yapıyor. Kewell öylesine mükemmel bir profesyonel ve saygı duyulan futbolcu ki hangi mevkide oynadığının onun için pek bir önemi yok, Fenerbahçe deplasmanında bile ıslıklanmayan tek Galatasaray'lı futbolcuydu.

Skibbe döneminde sol tarafta Arda'nın oynadığının düşününce aslında Kewell'ın biraz ekstra bir transfer olduğu göze çarpıyordu. Bu yüzden dönüşümlü oynadıkları gözükse bile genellikle Kewell sağ tarafta oynadı ve buna rağmen elinden gelenin en iyisini gösterdi. Bu sezon ise Arda'nın oyununa kattığı yönlü futbolu göz önüne aldığımızda Kewell'ın oynadığı maçlarda sol kanatta oynadığını ve Baros'un olmadığı maçlarda son performansını değerlendirirsek forvet oynayacağını görebiliriz. Kewell'da açıklamalarında dediği gibi kaleye ne kadar yakın oynarsa futbolu o kadar keyif veriyor ve katkılı oluyor. 4-2-3-1'in aksine 4-3-3'de üçlü forvetin solunda oynadığından kaleye çok yakın oynuyor. Sağ tarafta Arda veya Keita oynadığında her iki futbolcuya ayak uydurabiliyor. Yani Arda'nın kanat performansını değerlendirdiğimizde topla daha fazla oynayan, içeri kat etmeye çalışan bir futbolcu görüyoruz. Kewell ise içeri kat edebildiği gibi, dikine de çok iyi oynayabiliyor ve hepsinden önemlisi çok iyi bir bitirici. Ayrıca geçtiğimiz sezon Kewell'ın temposunun düşük olduğunu ve 90 dakikayı bile çıkarmasının zor olduğunu görüyorduk. Bu sezon ise üst üste 90 dakikaları rahatlıkla oynuyor ve temposu gayet iyi durumda. Hasta olduğundan bahsedilen, son yıllarını sakat olarak geçirmiş bir futbolcunun 32 yaşında bu tempoyu yakalamasını sadece çok iyi bir profesyonel olduğuna bağlayabiliriz. Antalyaspor maçından sonra yaptığı açıklamalara baktığımızda:

Kewell, forvet oynaması ile ilgili yöneltilen soruyu, daha Leed United ve Liverpool takımlarında da birçok kez forvet oynadığını belirterek, “Forvet oynamamın tuhaf karşılanmasını anlamıyorum. Her şeyden önce futbol oynamayı seviyorum. Solda, sağda, ortada veya forvette oynamak çok da fark etmez. Bu zamanda bir futbolcu verilen yerde oynamalı” sözleriyle yanıtladı. Golü kimin attığının önemli olmadığını belirten Harry Kewell, “Önemli olan galibiyet golünü atıp takımın kazanmasını sağlamak” dedi. Kewell, Galatasaray’daki geleceği ile ilgili olarak, daha önlerinde altı ayın olduğunu belirterek, bu sürenin sonunda teknik heyet ve yönetimin vereceği karar sonrasında her şeyin belli olacağını söyledi.

Galatasaray'da genç bir futbolcu olsam öncelikle örnek alacağım futbolcu mutlaka Kewell olurdu ve Florya'da 1 dk bile bu adamın yanından ayrılmazdım. Futbolu falan geçtim, nasıl yürür, nasıl giyinir, ne yapar, nasıl yemek yer gibi kısacası adamın bütün kodlarını ezberlemeye çalışırdım. Maç sonunda mükemmel açıklamalar yaptı. Özellikle söylediği bu zamanda bir futbolcu verilen her yerde oynamalı sözünün altını çiziyorum. Çünkü günümüz futbolunun tanımı budur. Günümüz futbolu kendisine yön verebilen ve bir çok özelliği beraberinde barındırmış futbolcuları istiyor. Galatasaray kadrosuna baktığımızda ise Kewell, Keita, Arda, Elano gibi bu tanıma uyan futbolcuları görüyoruz. Bu takımın başında da günümüz futbolunun en büyük yaratıcılarından ve temsilcilerinden olan Rijkaard'ı görünce Galatasaray'ın uzun vadede başarısız olma ihtimalini çok düşük görüyorum. Kewell'ın forvet performansına baktığımızda Nonda'dan kat ve kat üstün olduğu ortada. 4-3-3'ün santraforunun gerektirdiği gibi dikine futbolu en iyi şekilde uyguladı. Bu yüzden Galatasaray hücumları daha olgun ve kaliteli oldu.

Son olarak Kewell'ın sözleşme olayına yorum bile yapmaya gerek yok. Kewell'ın Galatasaray'da oynadığı her dakika benim için büyük gurur meselesidir. Yedek kalır sorun etmez, stoper eksikliğini görür ben oynayabilirim der yani ben Hagi'leri, Hakan Şükür'leri falan da gördüm ama Galatasaray tarihinde en sevdiğim futbolcu Kewell oldu. İnşallah sözleşmesini uzatır ve takımda kalır. Çünkü bu performansını Dünua Kupası'nda Avustralya Milli Takım'ına da taşıyacağını düşünüyorum. Orada da gündem olan bonservisi bedava Kewell'ı herkes takımına katmak isteyecektir. Galatasaray'ın bu devre arasında elini çabuk tutması gerekiyor.

3 yorum:

  1. GS maçlarını izlerken Kewell sayesinde -oyun ne kadar kötü oynansa bile- oyundan keyif alıyorum.Çünkü o elinden gelen çabayı gösterdiği için bugün bu dereceye kadar yükselebildi.Umudu vardı ve hiç bir zaman yitirmedi.Sezon başında hep yedek olmasına karşın çok çalıştı ve şu an geldiği nokta takdire şayan.Dediğimiz gibi o bir orta saha veya forvet değil kesinlikle ''futbolcu''.Nereye verseniz orda oynar.

    Ayrıca belirttiğin gibi GS'deki genç yeteneklerin peşinden ayrılmaması gerektiğini düşünüyorum.Sadece futbolunu değil, harika bir insan, mükemmel bir aile reisi nasıl olunur öğrenmeliler Kewell'dan.Hatta Servet'i özel olarak giyim, kuşam konusunda eğitmeli :)

    Umarım kontrat yenilenir ve en az 2 yıl daha kendisini renklerimiz altında izleriz.

    YanıtlaSil
  2. SENİ SEVİYORUZ KEWELL HEP BOYLE OYNAYARAK NE KADAR İYİ BİR GALATASARAYLI OLDUĞUNU BU SEZON DAHA İYİ GOSTERDİN HEP BOYLE OYNA

    YanıtlaSil
  3. bu nasıl bir dengedir, bu nasıl bir oyun tarzıdır.. top bir adamın ayağına bu kadar mı çok yakışır ! yaradana kurban hep böyle kal, hep burda kal !

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir