7 Aralık 2009 Pazartesi

Defansif Forvet

Yeniden gerçek 4-3-3'e dönmemizin ardından Panathinaikos karşılaşmasının aksine Belediye karşısında futbol olarak büyük keyif aldığımı söyleyebilirim. Ama Panathinaikos karşılaşmasında oynamamız gerektiği gibi oynadık ve kazandık. Belediye karşısında ise oynamamız gereken futboldan çok daha iyi bir futbol oynayarak berabere kaldık. Öncelikle oyunun 75 dakikalık bölümüne baktığımızda mükemmel bir futbol oynadığımızı görüyoruz. Maçın ilk dakikasından bu yana topun kontrolünü elimizde tuttuk, seri paslarla rakibin dengesini bozmaya çalıştık, inanılmaz pozisyonlar bulduk ve iki farklı üstünlüğü bir türlü ele geçiremeyince malesef futbolda bu tip skorlarla karşılaşabiliyoruz. 75. dakikadan sonra Rijkaard'ın dediği gibi profesyonel olamadık ve geri çekildik ama bu geri çekilme olayında bazı etmenleri atlamamak gerekiyor. Hakem konuşmayı pek sevmiyorum ama bu maçta hakemden çok çektiğimizi ve 75. dakikadan sonra psikolojik bir geri çekilme yaşadığımızı söyleyebilirim. Mesela Panathinaikos karşılaşmasında oyunun genelinde oynamamız gerektiği gibi oynadık, maçın sonuna kadar sıfır panikle maçı kazanmasını bildik. Asıl paniği Panathinaikos karşılaşmasında yaşamamız gerekiyorken biz bu travmayı Belediye karşısında yaşıyoruz. Durum böyle olunca futboldan öte malesef başka düşüncelere dalıyoruz.

Bu maçtan bir gün önce Deportivo - Barcelona maçını izledim. Oyunun genelinde Barcelona etkili oldu, golünü bulduktan sonra gayet yavaş bir tempoda maçı götürdü ve maç 1-1'e gelmesine rağmen asla panik yapmadılar. Neticesinde 80'den sonra buldukları iki golle maçı kazandılar. Galatasaray'da da aslında Belediye karşısında bunları gördüğümü söyleyebilirim. Maçın ilk yarısında topu ayağımızda tutmamıza ve gollük pozisyonlarda bulmamıza rağmen yavaş bir tempomuz vardı ama çok seri paslar yapıyorduk. İkinci yarıda ise biraz tempoyu arttırmamız bize golü getirdi ve farkı açacak pozisyonları yakaladık. Yalnız golü bulana kadar asla panik yapmadık ve kafamızda bu maçı zaten kazanacağız düşüncesi vardı. Bu düşünce yapısı Galatasaray'da bazı taşların yerine oturmaya başladığının göstergesidir. Ama 75. dakikadan sonra oyundan düşmek, hakeme rağmen geri çekilmek, Belediye'nin pozisyonlar bulmasına izin vermek Galatasaray'a yakışmadı. Çok rahat kazanacağımız bu maçtan beraberlikle ayrılmak beni çok üzdü.

Galatasaray'ın bu kaliteli futbol oynamayı amaçlayan sistemi olan 4-3-3'de Nonda'nın yerinin olmadığını bu maçta bir kere daha anladım. Yani şu maçta bir Baros'un olduğunu düşününce neler olacağını tahmin bile edemiyorum. Bu maçta Nonda'ya defansif forvet tanımını getirdim çünkü gerçekten öyle oynuyor. Bu sistemde oynayan santraforun yüzünün kaleye dönük ve sürekli dikine koşular yapması gerekirken Nonda bir paratöner misali topları üzerine çekiyor, çok sık orta sahaya geliyor ve ceza sahasına yapılan ortalarda Nonda'yı ilk 18'in içinde göremiyoruz. Yedek kulübesinden geldiğinde yetenekleriyle fark yaratan bir futbolcu olabilir ama uzun vadede {bu sistemde oynayan bir takımda} asla başarılı olamaz. Nonda'nın bu alakasız futbolu Galatasaray'lı diğer hücum futbolcularının performansına gölge düşürdü. Mesela Arda ve Kewell'ın Elano ile müthiş uyum göstermesi ve hücumda öncelikle onun üzerinden oynamaları ortaya güzel bir futbol çıkarmaya sebep oldu. Elano attığı müthiş paslarla Arda ve Kewell'ı mümkün olduğunca besledi ama Nonda'nın sisteme ihanet eden futbolu Galatasaray'ın bazı hücum ayarlarını bozdu diyebilirim.

Maçtan gözüme çarpan notlara gelirsek:

  • Elano bu maçta 4-3-3'ün lideri olduğunu kanıtlamıştır ve Galatasaray'lı futbolcuların Elano üzerinden oynamaları Elano'nun performansını daha üst seviyeye çıkardı. Elano biraz daha hazır olduğunda Galatasaray'da bazı taşları yerine oturtacaktır.
  • Mustafa Sarp maçta gösterdiği hırs ve konuşmalarıyla en azından benim gözümde kahraman olma yolunda hızla ilerlemeye başladı. Formasını yırttığı o kareyi uzun zaman unutmayacağım.
  • Galatasaray futbol olarak bir yerlere gelecek ve bu maçta o ışığı fazlasıyla verdi. Çünkü futbolcular giderek sisteme alışmaya başladı ve futbolcular üzerinde inanılmaz bir hırs var.
  • Leo Franco için artık yorum yapmama gerek yok. Çünkü oynadığı her maçta benim kendisi hakkında yarattığım tezi destekliyor.
  • Baros'un yokluğunda neden ısrarla Nonda ile devam ettiğimizi anlamıyorum. Kewell, Keita hatta Elano bile forvet oynadığında bu sistem içerisinde Nonda'dan daha yararlı olabilir. Çünkü üçü de yüzü kaleye dönük futbolcular ve inanılmaz bir futbol zekaları var.
  • Ligde puan durumu olarak müthiş bir çekişme yaşanıyor. Zirveye oynayan takımlara genel olarak baktığımda futbol olarak umut veren sadece Galatasaray'ı görüyorum. Bu yüzden Belediye beraberliği bile beni fazla yıkmadı. Hala puan farkı bir ve devre arasından sonra çok farklı bir Galatasaray izleyeceğiz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir