2007-2008 sezonunda da Beşiktaş'ın Ertuğrul Sağlam döneminde bir çıkış yakaladığını ve liderliği yakaladığını görüyorduk. Beşiktaş o sezonda da yine 1-0'lık galibiyetlerle, kısır sonuçlarla liderliğe ulaşmıştı. Ama sonrasında bu sistemin çöktüğünü ve Beşiktaş'ın gerilediğini gördük. Yalnız o sezonda Beşiktaş futbol olarak umut veriyordu ve kadro üzerinde gençleştirme hamlelerine baktığımda Beşiktaş'ın geleceğini kurtarmaya yönelik hamleler vardı. Beşiktaş'ın bu sezon durumu aslında 2 sezon önce olanlara benziyor. Yine defansif bir anlayış ve kısır sonuçlar. Ligde iyi gidiyor görünmesine rağmen futbol olarak hiç umut vermeyen bir Beşiktaş. Üstelik o sezonun aksine gençleştirme hamlesi adına bir şey yapmayan ve günü kurtarmaya yönelik kurulan bir felsefe. Mustafa Denizli'nin kariyerine, başarılarına ve tecrübesine asla lafım yok. Geçtiğimiz sezon üç büyüklerin yaşadığı kaosu göz önüne aldığımızda o cendereden sadece Beşiktaş çıkmıştı. Bu da Mustafa Denizli'nin ne kadar kurt bir teknik adam olduğunu gösteriyordu. Ama Mustafa Denizli'nin son yıllarda kariyerine baktığımda ona asla ikinci sezonumu emanet etmem. Beşiktaş'ta geçtiğimiz sezonun aksine bu sezon oynadığı kötü futbolla zaten tezimi kuvvetlendiriyor.
Beşiktaş'ın bu sezon elinde bulundurduğu kadroya baktığımda çok kaliteli defans oyuncuları olabilir ve defansif bir anlayış benimsenir. Benim buna asla lafım olamaz ve büyük saygı duyarım. Ama CSKA Moskova karşısında mutlaka galibiyete oynaman gerekirken çıkarılan kadro, oyuncu değişiklikleri ve sisteme malesef iki çift laf ederim. Manchester United karşısında tarihi bir zafer almışken, CSKA Moskova karşısında gösterilen bu futbolu çok kötü buluyorum. CSKA Moskova maçında da gördüğüm Mustafa Denizli'nin A planının bile olmadığı. Kafasında kurduğu defansif anlayışın her maç farklı versiyonlarını sahaya yansıtıyor. Şimdi düşünüyorum bu sistemde bonservisine 8 milyon avro verilmiş Tabata bile yer bulamazken, Delgado geldiğinde neler olacak. Bu gol sorunsalında Beşiktaş'ın santraforlarının formsuzluğunu göz önüne almak mümkün ama kurulan bu sistemde santraforlar kötü oynamaya mahkum olacaktır. Gerçi biraz daha yetenekli santraforlarla başka şeyler denenebilir ama Mustafa Denizli'nin bugünkü düşünce yapısında böyle varyasyonlara gireceğini sanmıyorum.Son olarak şu örneği vermek gerekir. Beşiktaş'ın 1-2 sezon önceye kadar elinde bulundurduğu kadro içerisinde en potansiyelli futbolcusu ve Avrupa piyasası olan futbolcusu Bobo'ydu. O Bobo attığı gollerle ve gösterdiği performanslarla inanılmaz işler yaptı. Ama Mustafa Denizli geldiğinden bu yana Bobo'nun performansında düşüş bile görmüyorum çünkü herhangi bir performans gösteremiyor. Bobo'nun piyasası birden yere düştü. Nobre uğruna Bobo bir değer harcanmış oldu. O Nobre'yi de bugün görüyoruz. Hiç bir vasfı olmayan ve hiç bir özelliği ön plana çıkmayan bir santrafor durumunda.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder