
Bu iki olgu dışında Kasımpaşa hücumuna asla alkış tutmuyorum. 3-0 öne geçtikten sonra bomboş hücumlarda, 2'ye 1'lerde topu o kadar kötü kullandılar ki gerçekten çok şaşırdım. Gökhan Güleç ve Cenk boş pozisyonları kaçırma konusunda derslik görüntüler sergilediler. Düzgün ve zamanında pas atmaları durumunda rahatlıkla 5-0 olacak maç ilk yarı biterken 3-1 bitti. Bunun dışında Kasımpaşa'nın gösterdiği mücadeleyi, direnci alkışlıyorum. Maçı kazanmayı sonuna kadar hakettiler. Beşiktaş'ta ise bugün Ferrari'nin sakatlığında farklı bir savunma hattı oluşturuldu ve İbrahim'lerin olduğu bu savunmayı hiç beğenmedim. Orta sahada da bütün yük Ernst'e kalınca {maçın da 3-0 olduğunu göz önüne alırsak} Kasımpaşa istediği hamleleri yaptı ve orta saha üstünlüğünü ele geçirip rakibini durdurmasını bildi.
Beşiktaş'ın bu maçta diğer öne çıkan özelliği ise hücum hattının ne kadar verimsiz olduğudur. Kasımpaşa gerek duran toplarda, gerek savunma organizasyonlarında hata yapacağım diye bağırıyordu. Zaten Yusuf'un attığı gole bakarsak golün oluşumuna asla laf etmiyorum ama Kasımpaşa savunmasının yerleşme sıkıntısını gördük. Bu savunmaya karşı Bobo, Nihat ve Yusuf çok etkisiz kaldılar. İkinci yarıda oyuna giren Holosko ve Nobre gibi futbolcularda bu etkisizliği devam ettirdiler. Sanırım bu maçta Beşiktaş adına konuşabileceğim en iyi noktalar Ernst'in mücadelesi ve Necip Uysal'ın ben geliyorum sesleriydi.
İkinci golde kaleci çıkışmasaydı, o kafayı vuracak adamı tutan oyuncu var mıydı acep? Adam bomboş kafaya yükselmiş, kaleci çıksa ne olacak çıkmasa ne olacak?
YanıtlaSilDenizli'nin seçimleri (Uğur, Nihat, İ.Kaş) ve defansın rezaleti maçın skorunu tayin ett. Kalecinin bir hatası yoktu.
(2. golde kaleci hatası var yerini okuduktan sonrasını okumadığımı da belireteyim, bence yoktu :))
2. golde defansta hata olur ayrı konu. Zaten bu dörtlü yanlış. Sivok yedek kalmamalı. Ama kalecinin o topta çıkmaması lazımdı.
YanıtlaSil