Tatsız, Tuzsuz Bir Maç {Ankaragücü 0-0 Galatasaray}

Galatasaray durumunu hemen hemen garantileyince, Ankaragücü'nün de fazla bir baskısını görmeyince ortaya böyle bir maç çıkıyor. Üstelik özellikle ikinci yarıda kötü hava koşullarının maça hakim olmasının ardından her iki taraf adına iyi futbol izlediğimizi söylemek güç. Galatasaray işinin büyük oranla garanti olmasından ötürü en hafif sakatlığı bulunan futbolcularını bile bu maçta riske etme gereği duymadı. Kadroya baktığımızda da zaten yedek ağırlıklı bir kadroyla sahaya çıktık. Trabzonspor'un Orduspor karşılaşmasında çok büyük ihtimalla galip geleceğini ve şanslarının fazla olmadığını bilen Ankaragücü ise daha çok kontrollü oynadı, gol atmak için fazla çabalamadı ve ortaya böyle bir maç çıktı.

Galatasaray'ın son haftalarda Keita ve Kewell'ın yokluğunda 4-3-3 dışında biraz daha 4-4-1-1 tarzında bir sistemle oynuyor. Ama total futbolun temel felsefesi olan bol pas ve mücadeleden asla ödün vermemeye çalışıyorlar. Bugün Arda, Elano ve Caner Erkin gibi isimler bu maçta oynamayınca ve onların yerine oynayan futbolcular daha çok defansif ağırlıklı futbolcular olunca {Emre Çolak hariç} Galatasaray'ın da daha kontrollü bir futbol oynadığını gördük. Ayrıca santrafor olarak Nonda'nın oynaması pozisyon dahi bulamamamıza sebep oldu. Ben maça başlayan kadroya baktığımda şu maçı Ufuk Ceylan ve Emre Çolak için izledim diyebilirim. Fizik gücünü henüz yeterli bulmadığım Emre Çolak böyle zeminde doğal olarak fazla etkili olamadı. Ayrıca takımın geneli savunmacı futbolculardan kurulu olduğu için hücumun bütün yükü onun omuzlarına bindi. Doğal olarak Emre Çolak'ın da performansı aynı orantıda düşmüş oldu.

İkinci yarıda ise zeminin daha da kötüleşmesine rağmen Jo'nun oyuna girmesi Galatasaray'ın biraz daha kıpırdanmasına ve hücumda biraz daha aktif olmasını sağladı. Jo iki maçtır sonradan oyuna girerek bizlere neler yapabileceğinden güzel kesitler sunuyor. Bu performanslara baktığımda Nonda'nın daha fazla Galatasaray'da barınamayacağını söyleyebilirim. Ufuk Ceylan konusuna gelirsek bu kalecinin artık gelmeye başladığını söyleyebilirim. Bugün de öyle vay anasını dedirtecek toplar tutmamış olabilir ama en azından güven veriyor. Benim için kalecilik konusunda en önemli unsur kaleme top geldiğinde duyacağım güvendir. Ufuk Ceylan'ın bu performansını görerek Dos Santos'un gelmesinin ardından gidecek isimin Leo Franco olduğunu bir kere daha göstermekten büyük mutluluk duyuyorum. Nonda ve Leo Franco'nun şu hallerini görüp Kewell'la yolları ayırmak kadar kötü bir durum olmayacaktır.

Ankaragücü ise elinde bulunan futbolcu sayısı bakımından tam bir çıkmazın içinde. Şampiyonluk parolasıyla yola çıkıp, şu an durumlarına baktığımızda ilk 10'a zor girecek olmaları Ankaragücü açısından kötü bir durum. Lemerre tecrübeli ve kaliteli bir teknik adam ama kısa zamanda bu Ankaragücü'nü düzeltmesini imkansız görüyorum. Gördüğüm kadarıyla hala arayış içerisindeler ve bu arayışlar bir süre daha devam edecek. Ankaragücü'ne de baktığımızda bugün iyi bir futbol oynamadılar. Zaman zaman zeminin kötüleşmesini fırsat bilip hızlı oyuncu Mehmet Çakır'la Galatasaray savunmasının dengesini bozmaya çalıştılar ama bu futbolun hakkı beraberlikti. Bu arada Ankaragücü'nün Rothen ile anlaştığı söyleniyor. Lemerre gelir gelmez iyi bir transfere imza attı. Belki 6 ay kalıp gidecek ama Rothen'i Ankaragücü'ne kazandırması önemli bir olaydır. Bir de şu Geremi olayında son gelişmeler nedir birisi beni aydınlatırsa çok mutlu olurum.

Stat: 19 Mayıs

Hakemler: Özgür Yankaya, Serhan Malkoç, Serdar Akçer

Ankaragücü: Senecky, Cihan, Koray, Muhammet, Broggi, Mehmet, Kağan, Hürriyet, Murat (Dk. 79 Aydın ), Bilal (Dk. 89 Umut), İlhan

Galatasaray: Ufuk, Serkan (Dk. 84 Çetin ), Emre Güngör, Servet, Uğur, Barış, Mustafa, Mehmet, Ayhan, Nonda (Dk. 72 Jo ), Emre Çolak

Sarı kartlar: Dk. 27 Emre Güngör, Dk. 68 Ayhan (Galatasaray)