Futbolcuya Değil Topa Sert Olmak Lazım

İyi futbolun temel unsuru iyi futbolculardır. İyi futbol iyi futbolcularla oynanır ve ligimizin kalitesini de kaliteli futbolcular belirler. Türkiye Süper Ligi'nin belirli bir noktaya gelmesini istiyorsak bu iki unsuru göz ardı etmememiz gerekir. Ama ülkemizin geneline baktığımda bir kaos futbolu söz konusu. Yani bazı takımlarımız önceliğini iyi futbol oynamanın haricinde rakibi durdurma mantığı üzerine kurmuş. Rakibe bol miktarda faul yapayım, onları yıldırayım, yıldız futbolcularını etkisiz bırakayım ve bu şekilde başarılı olurum mantığı var. Bunu sadece Galatasaray için söylemiyorum aynı şekilde zamanında İlhan Mansız'da bu sert futboldan çok çekti. Hatta çok eskilere gidersek Rıdvan Dilmen'i bu ülke ağız tadıyla izleyemediyse bu alakasız sert futbol yüzündendir. Benim bildiğim bütün önemli liglerde öncelikle yıldız futbolcular korunur. Hatta NBA'de yıldız oyunculara özgü fauller bile çalınıyor. Tabii ki NBA'de ki durum burası için örnek olamaz ama en azından Premier Lig'e bakabiliriz. Bir futbolcunun kasıtlı olarak sert girdiği herhangi bir pozisyonda kırmızı kart veriliyor. Hakemlerin futbolcular üzerinde mutlak otoritesi söz konusu. Ülkemizde ise bunları yapan bir hakem yerden yere vuruluyor ama UEFA'da 1. kategori hakemleri arasına girebiliyor.

Benim değinmek istedim durum Adnan Polat'ın açıklamalarıdır. Ama burada asla duruma popülist yaklaşmıyorum. Aynı şekilde şimdi ve zamanında Fenerbahçe'li, Beşiktaş'lı yıldız futbolculara da bunlar çok yapıldı. Adnan Polat yaptığı açıklamalarda '' Şunu görüyorum ki saha içinde tabir çok hoşuma gitmese de “kasap” diye taraftar tarafından adlandırılan futbolcular çok vicdansızca yıldız futbolcuları tekmeleyerek durdurmaya çalışıyorlar '' şeklinde ifadeler kullandı. Bu bence de çok doğru ve yerinde bir açıklama. Son olarak Galatasaray'ın oynadığı Denizlispor ve Antalyaspor maçlarına bakarak bunları söyleyebilirim. Önceliğini futbol oynama haricinde Galatasaray'ı durdurmak üzerine kuran bu takımlar malesef yıldız oyunculara çok sert oynayarak futboldan söz etmemize engel oldular. Hatta Denizlispor maçında çekilen bazı fotoğraflar var. Bazı futbolcular topa müdahaleyi bırakıp direk ayağa giriyorlar. Bu ortamda kaliteli futboldan, seyir zevkinden, marka değerinden söz etmemiz mümkün değil. Futbol oynamak istemeyen bu takımlara karşı oynanan maçlar doğal olarak son derece futboldan uzak, bir kaos görüntüsünde geçiyor. Sonrasında ise Galatasaray'ın sağlık kurulunu falan eleştiriyoruz. Tamam sağlık kurulunun sakatlık tespit olayında bütün kusurları var ama oluşan sakatlıklar sürekli darbeye bağlı.

Hafta sonunda Sivasspor - Fenerbahçe, iki gün önce ise Fenerbahçe - Bursaspor maçlarını izledik. Öncelikle bu maçlarda söyleyebileceğimiz ilk kelime kaliteli futbol oldu. Fenerbahçe bu maçları mükemmel futbol oynayarak kazandı. Rakiplere baktığımızda sertlikten uzak, futbollarını oynamaya çalışan takımlar. İşte bu tip maçlar ligimizin kalitesini belirli bir noktaya taşıyacak. Onun dışında yıldızları durdurmak için oynanan kaos futboluyla bir yere gelebileceğimiz yok. Burada kimseyi suçladığımız, şu futbolcu kasap gibi hareket ediyor dediğimiz kimse yok. Sertlik tabii ki olacak ama futbolun içinde oldukça. Mesela Fenerbahçe'liler dışında herkes Lugano'ya oldukça antipatik bakarlar. Ama bilinmesi gereken durum Lugano'nun ligimizin şu an en iyi stoper oyuncusu olduğudur. Lugano'da yapı itibariyle sert bir futbolcu ama yapacaklarını futbol içerisinde yapıyor. Onun sorunu hırsıyla alakalı bir durum. Yani illa sert oynayacağım diyen isimlerin biraz Lugano'yu örnek almalarını öneriyorum. Yani futbolcuya değil topa sert olmak lazım.