Arda Turan 23, Caner Erkin 22 yaşında. CV'lere baktığımızda bu ikili Genç Milli, Ümit Milli, A Milli ve Manisaspor'da beraber oynamışlar. Yani eskiden gelen bir tanışıklık, arkadaşlık söz konusu. Sonrasında Caner Erkin'in Galatasaray'a katılmasıyla beraber yeniden aynı forma çatısı altında buluşmuşlar. Galatasaray forması altında geçen sürece baktığımızda ise bu ikili sürekli birbirini övmüş, özellikle Arda Turan her fırsatta Caner Erkin'den bahsetmiş, maç içerisinde topu almış ve duran toplarda sürekli Caner Erkin'in kullanmasını istemiş falan filan...
Öncelikle bu ikilinin genç olduğunu ve bu tip durumların zaman zaman yaşanabileceğini söylememiz gerekiyor. Ama bu gençlerden birisi takım kaptanı olursa, genç yaşta sorumluluğu alırsa yaşından 6-7 yaş daha olgun hareket etmesi gerekiyor. Liderlik, doğuştan gelen bir özelliktir ve aklı selim insanların yapabileceği bir iştir. Sezon başında Arda Turan'a 10 numara ve kaptanlık verildiğinde çok sevinmiştim. Hatta 2009'un Mart ayında benim bir hayalim var deyip, 10 numara ve kaptanlığın Arda'da olması gerektiğini belirtmiştim. Çünkü gidişatı gidişat değildi ve bu çocuğa sorumluluk yüklenmesi gerekiyordu. Malesef Arda Turan, bizim gibi bir insan. Bizim gibi diyorum çünkü bizler taraftarız, ateşliyiz, heyecanlıyız. Arda ise Galatasaray'ın futbolcusu ve kaptanı. Bu yüzden hareketlerine daha hakim olmalı. Takım kaptanlığı, herhangi bir Galatasaray futbolcusuna dayak atma falan hakkı getirmez. Çıkan herhangi bir olayda, durumu çözmeyi, arkadaşlarını barıştırmayı falan gerektirir. Arda'nın önünde de Bülent Korkmaz, Hakan Şükür, Tugay Kerimoğlu gibi örnek alınması gereken kaptan profilleri var.
Gelelim Caner Erkin'e. Bu çıkan kavga büyük ihtimalle kendisi yüzünden oldu. Zaten volkanik dağ misali gezinen Arda'ya da çatınca lavlar yükselmeye başladı. Caner'in başına birgün böyle birşey geleceğini tahmin ediyordum. Çünkü bu kadar özgüvenin sonucu böyle birşey olabilirdi. Birinin kendisine dur demesi lazımdı ve bu dur yakışmayan bir şekilde oldu. Kendisi Galatasaray'da kiralık oynuyor ve takımda kalıp kalmayacağını belirleyecek haftalara girmiş durumdayız. Bu kadar fazla eleştiri alırken, kendisine sürekli şans veren bir Rijkaard var. Son yıllarda güvenilmediği kadar, güven duygusunu Galatasaray'da tatmış olmalı. Onun da daha aklı selim hareket etmesi, biraz saygılı olması gerekiyor. Ne olursa olsun, isterse askerlik arkadaşın olsun karşında takım kaptanı var.
Son paragraf ise Rijkaard'a. Şu kavga sırasında takımın başında Fatih Terim gibi bir teknik adam olsaydı, bu ikili orada dayak yerlerdi ve yüzde 90 ihtimalle kadro dışı kalmışlardı. Gerçi hangi Türk teknik adam olursa olsun bu sonuçlar doğabilirdi. Ama Rijkaard durumun farkında. Hemen gitti Arda'yı kolunun altına aldı, Caner'i gönderdi ve olay tatlıya bağlandı. Bunu yazma sebebim ise bu olay karşısında Rijkaard'ı fazla yumuşak bulanlar falan olacaktır. Adamı avlamak isteyen kurtlar her anı kolluyorlar.
Son olarak söz yine Arda Turan'a. Kendisi Metin Oktay'la bir tutuldu, sürekli ruhtan bahsedildi ve Galatasaray'ın tabulaşmaya en yakın isimlerinden birisi. Ama böyle olmaz. Sürekli her yerden kendisinin üstüne geliniyor ve Arda Turan şu ana kadar bunu kaldırabilmiş değil. Kaldırabilir mi zaman gösterecek ama sezon sonunda yolların ayrılması beni şaşırtmaz.
20 Nisan 2010 Salı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Kaldıramıyor bu bi gerçek artık.
YanıtlaSilfutbol fundementali "topu alayım önüme gelene basayım çalımı basayım çalımı" dan ibaret olan, şutu arapası, duran topu olmayan bir tuhaf şişirme balon arda turan. son iki yıldır yaptıkları verdikleri halleri hareketleri ortada. şu anda takım içinde dört oyuncuyla küs olduğunu az önce lig tv deki eleman söyledi. bugüne kadar hangi kafa maçta ne yapmış arda diyorum bana "iki yıl önceki liverpool maçında ne güzel oynadı aç seyret" ya da "isviçre maçında gol attı" diyorlar başka da birşey yok. ulan şimdilerin ruh hastası emre onun yaşındayken inter'de ikinci sezonunu yaşıyordu bırak türkiye'de uefa'da oynadığı maçları. ha keza ingiltere'de oynayamıyor diye taşak geçtiğimiz tuncay şanlının gitmeden önce damgasını vurduğu sayısız maç var milli takımından tut şampiyonlar ligine kadar. adam gide gide bonservisi elinde boroya gitti. normal bir orta saha oyuncusunu hipnotize olmuş gibi ciddi ciddi messiyle kıyaslayacak kadar abuklaşırsan e o da zaten çiğ biriyse al sana şahane kombinasyon. ne o süper yıldız. zaten kafası çalışan bir çocuk olsa kewell'dan iki tane birşey kapardı fundemental öğrenirdi duruş öğrenirdi kaç yıldır. ama nerde.
YanıtlaSiltaraftarımızın sayesinde (!) arda tam olarak kaldırabilmiş değil maalesef kaptanlığı. ama umarım bu yıl ardanın galatasarayda ilk ve son kaptanlığı olur ve önümüzdeki yıl onu premier ligde görürüz. türkiyede kaldığı her dakika ona zarar veriyor maalesef yine cahil taraftar yüzünden. az önce bir haber sitesinde ardanın sevgilisi sinemle birlikte istinye parkta görüldüğü ve bol alışveriş yaptığı haberini okudum. altına yapılan yorumları okuyunca insanımızdan tiksindim doğrusu. tugayın ingilterede ne kadar rahat yaşadığını biliyoruz, arda için de en iyisi bu gibi..
YanıtlaSilevet bizim gibi cahil taraftarlar sayesinde bu hale geldi çocuk. pardon büyük kaptan. büyük kaptan derken, cüneyt tanman aklıma geliyor yarı finalde steau maçında santrfor oynamıştı izmir atatürk'te. bildin mi? bilsen arda turan denen elemana büyük kaptan demezdin. diyemezdin.
YanıtlaSiltabi fundemental eksik :D ne demekse..
YanıtlaSilAbi kusura bakmayın ama şu yorumları yayınlarken biraz daha seçici davransanız çok güzel olacak.Sizleri yaklaşık 5 6 aydır takip ediyorum blog üzerinde yorum okuduğum zaman kafamı duvarlara vurasım geliyor.Güzel yazılarınızdan sonra böyle yalama kelimelerle kurulmuş garip yorumlar beni deli ediyor..
Kaptanlığı konusunda: Henüz hazır olmadığı, isteme tarzından belliydi.
YanıtlaSilFutbolculuğu konusunda: İyi bir futbolcu, ama fazlası bekleniyor ve o da kendini buna adayınca bünyesi kaldırmıyor. Kendini geliştirme dürtüsünden bahsediyorsanız, o kaç Türk futbolcuda vardır acaba?
Fazla büyütülmemesi gereken her futbol takımında olabilecek birşey Gökmen Özdemirin yazısını okumanızı tavsiye ederim.
YanıtlaSilKavga bir futbol takımı için sağlık belirtisidir. Sınırlar aşılmamak kaydıyla arada sırada oyuncuların birbirine girmesi, yumruklaşması futbolcu topluluğunu ‘takım’ yapar..
Bu bakımdan Arda-Caner kavgası çok büyütülmemeli.. Hatta bu kavga geç çıktığı için üzülmeli G.Saraylılar.. Takımlarında kavga çıktığı için de “Bizim çocuklar işler iyi gitmediği için biraz gerilmişler.. Sorumluluklarını hatırlamışlar” diyerek sevinmeliler..
Pireyi deve yapmaya hiç ama hiç gerek yok...
1) Bu piyasada kimse Arda'ya 15-20 milyon € bonservis vermez; yarı fiyatına gönderilirse de basın tarafından topa tutulacağını bilen Adnan Polat (sezon başında Aziz Yıldırım'ın 15'ini beğenmemişti kendisi) buna izin vermez ve Arda yuvada kalır. Basın toplantısı düzenlenir "ben bu toprakların çocuğuyum" filan der bizler de posterlerini asarız duvarlarımıza.
YanıtlaSil2) Valla açıkçası -amatör bir sporcu olarak- Türkiye'de sahip oldukları imkanları gördükçe ben de olsam gitmezdim.
3) Fi tarihinde "büyük kaptan" Fatih Terim hakemin suratına tükürmüştü. Üstelik 15 yıl şampiyon olamadığımız dönemde "uğursuz" ilan edilmesine rağmen. Bizler balık hafızalıyız, bunları da unuturuz 1 ay sonra :)