19 Nisan 2010 Pazartesi

Harry Kewell'a Açık Mektup

Canım Kewell;

Merhaba, nasılsın bugünlerde? Resmi sitedeki antrenman raporları bölümünden sağlığını da seni de yakînen takip etmeye çalışıyorum. Fakat senle ilgili edilen tek cümle; "Harry Kewell'ın tedavisine devam edildi, takımdan ayrı çalıştırıldı" falan oluyor. Bu yüzden nasıl olduğuna dair çok sağlam bir fikrim açıkçası yok. Eskişehirspor maçında döneceğim, sahadayım gibi bir şeyler demişsin sanırım. Herkesin dilinde bu var bugünlerde. Dönecekti de dönmedi, yöneimi de taraftarları da kandırdı falan diyorlar. Harry'cim, eminim sen de böyle olmasını istememişsindir, istemiyorsundur. Ama insanoğlu çiğ süt emmiş. Senin oynamayışını Dünya Kupası'na aldığın bir önlem gibi görenler var. Seni, futbol oynayarak hazır olacağına inanan seni, böyle bir riyakârlıkla suçlayan var. Ben seni her türlü savunmaya çalışıyorum ve savunmaya da devam edeceğim. Bunu yakışıklılığına bağlayan oldu geçen gün, inanmazsın! Ki ben de inanamadım ilk gördüğümde.. Sezon başında veya geçen sezonda sana adeta tapanlar, şimdi seni savunmayı yakışıklılığına bağlıyorlar. Öyle değil işte.. Ben cidden özledim seni izlemeyi. Geçen sene turuncu bu sene mor forma değil miydi senin üstüne en çok yakışan? Bordeaux maçında, Hamburg maçında, Dinamo Bükreş maçında sen değil miydin gönüllerimize bir kez daha taht kuran?

Geçen hafta Arda'yı çok üzdüler bizim taraftarlar Diyarbakırspor maçında Harry. Öyle kırılmış ki Manisaspor maçında tribünlere hiç pas vermedi. Arda Turan diye de çağırdılar, büyük kaptan diye de çağırdılar. Ama bizim oğlan kaale almadı. Sen olsaydın destek olurdun di mi ona? Sen Galatasaray taraftarını izleyin sadece derdin herkese. Aslında geçtiğimiz hafta Diyarbakırspor maçında iyi ki tribündeydin. Sen de sahada olsaydın belki sana da sallayanlar olacaktı ki oynamamana rağmen sallıyorlar malesef. Çok uzatmayayım, özledim seni, özledik hepimiz. Biliyorum, sana kızanlar da çok özlediler. Dertleri de özlemek, bu yüzden sallıyorlar sana. Sensiz takım da maçlar da tatsız tuzsuz.. Ne keyif kaldı ne de ağız tadı. Velhasıl kelam, bir an önce dönmeni temenni ediyorum. Samiyen yıkılmadan seni bir kez daha izlemek ister bu gözler abisi. Dön de gel artık. Bekliyoruz ve çok özlüyoruz. Yengeye sevgiler. Çocukları bilhassa Mathilda'yı kocaman kocaman öpüyorum. Allah'a emanetsin.

Sevgilerimle, Serap..

3 yorum:

  1. ben anlamıyorum,bu futbolculuk bu kadar kolay mı ya... ortalama her oyuncu nerdeyse yarım sezon sakat ve yabancılar'ın sakatlığı bilhassa ölümcül!abi çık bi basın toplantısı yap,bundan dolayı böyle oldu de ama bir şeyler duyalım ağzından,bizde rahatlıyalım,spekülasyonlarda son bulsun... Yine de Stay With Us Harry!

    YanıtlaSil
  2. GS taraftarı blog yazarlarının şu "sakat futbolcu sevdası" nı anlayamadım bir türlü? Kewell, Linderoth, Baros hatta zamanında Nonda ve Gökhan Zan bile baştacı edildi. Aydın ve diğer gençlerin kabahati sağlam kalıp formayı alabilmek için oynamak olmuş anlaşılan. Sakatım diyip kenarda otursalardı yine formayı kapamazlardı ama en azından amatör basın'ın gözbebeği olurlardı...

    YanıtlaSil
  3. sakat futbolcu sevdası değil onur ruhuyla oynayan futbolcu sevdası.hangi takımlısın,kimi seversin bilmem de şu Harry Kewell güldüğünde insan olarak bile için kıpır kıpır olmuyor mu yaw?adamın gülüşü bile farklı,sanki bizi anlıyor bize rahat olun der gibi.Ben şahsen Harry'i sahada görünce rahat ediyorum,aynı Baros gibi aynı gülen bir Arda gibi.Bu adamlar sahadaki bizdir,sakatlandığı zaman,oynamadığı zaman bizim kadar kahrolan adamlardır ama senden anlamanı bekleyemem çünkü herkes aynı duygularla sevmez her insanı!

    Serap eline sağlık.Eski efsane futbolcularımızın şimdiki hal ve tavrını görünce insan daha çok seviyor Harry'i,Baros'u,Neill'i...

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir