Duygusallığı falan bir yana bıraktım. Kewell'ın takıma getirdiği havaya bakarak bile kendisini takımda tutarım ama o ayrı konu. İki sezondur takımda oynayan yabancı futbolculara baktığımızda, en büyük katkı Baros ve Kewell'dan gelmiş. Genelde başarısız geçen sezonlarda gözler direk yabancı futbolculara çevrilir. Çünkü yabancı kontenjanı olan ülkelerde yabancı futbolcular fark yaratmak için, hedefe ulaşmak için transfer edilirler. Son iki sezondur başarısızlıklarımızda ise Meira'dan, De Sanctis'e, Leo Franco'dan, Elano'ya kadar birçok yabancı futbolcuda istediğimizi bulamadık ama Baros ve Kewell birer nimet misali müthiş işler yaptılar, Galatasaray'ın en büyük kazancı oldular. Üstelik bu iki futbolcu transfer edildiğinde neredeyse bitmiş futbolculardı. Yani, Baros'a baktığımızda sürekli takım değiştiren, yedek kalan ve golcü vasıfını yitiren bir görütüdeydi. Kewell'ın ise son yıllarda hayatı sakatlıklarla boğuşmakla geçmiş ve Liverpool bu yüzden kendisinden vazgeçmek zorunda kalmıştı. Aslında Liverpool takım ruhunu taşıyan futbolcuları ne olursa olsun takımda tutar ama Kewell'ın durumu da durum değildi. Galatasaray'ın havası mı, futbolcuların profesyonellikleri mi ön plana çıktı bilmiyorum ama bu iki futbolcu gerek istatistik anlamında daha önemlisi ise takım ruhu adına müthiş işler yaptılar. Ayrıca aynı durumu Neill'den de gördüğümüzü söylemem lazım.
Dediğim gibi duygusallığı bir yana bırakıp, bu sezon Kewell neler yaptı bir bakalım. Yine yaşanan sakatlıklar neticesinde hazırlık kampında tam anlamıyla kendisini gösteremedi. Ayrıca sezonun ilk haftalarında da yedek kalmasına rağmen, Rijkaard kendisini yavaş yavaş hazırladı ve kırılma anları geldikçe Kewell takımın vazgeçilmez futbolcusu oldu. Sezonun ilk yarısında da neredeyse bütün maçlarda forma giydi, sakatlık sorunu yaşamadı. Ligde 16 maçta 9 gol 3 asist, Avrupa Ligi'nde 9 maçta 4 gol 1 asist ve Türkiye Kupası'nda 2 maçta 1 gol attı. Üstelik bu gol oranlarına santrafor oynamadığı halde ulaştı. Bu sebeple bana sorarsanız ligin ilk yarısının en iyi futbolcusu Kewell'dır. Geçtiğimiz sezon gösterdiği özverinin bir değişik versiyonu olan santrafor oynadığı dönemde de harika işler yaptı, Baros'un yokluğunu azalttı ama her sezon olduğu gibi yaşadığı sakatlık sonucunda ne zaman forma giyecek bilemiyoruz. Aslında geçtiğimiz sezonda sakatlık yaşamıştı ve uzun süre oynamamıştı. Ayrıca Kewell'ın sakatlandığı maçın Orduspor'la oynandığını düşününce acım bir kat daha artıyor. Yani o maçta oynasa ne olurdu oynamasa ne olurdu diyebiliriz.
Kewell'ın istatistikleri, profesyonelliği üst seviyede. 6+2'yi düşündüğümüzde de Kewell'ın rotasyonda mutlaka kalması gerekiyor. Sanırım Rijkaard da bu yönde bir rapor sundu. Çünkü Kewell'ın getirecekleri çok önemli. Galatasaray'lı her genç futbolcuya rol model olabilecek bir isim. Ben altyapıda oynayan bir isim olsam önümü ilikler sadece Kewell nasıl yaşıyor, neler yapıyor diye kendisini takip ederim. Kewell da 31 yaşına geldiğinden kendisini garanti altına alacak bir sözleşme istiyor. Galatasaray ise sakatlıkları düşünerek bir yıllık kontrat önerdi. Her iki tarafın da kendi açısından haklı olduğunu düşünüyorum ama Kewell'ın mutlaka takımda kalması gerekiyor.
28 Nisan 2010 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
kewell 2 yıl için diretirse bu yönetimin ne yapacağı belli olmaz.
YanıtlaSilKewell ı bende çok severim ancak her ne kadar oynadıgı maçlarda üst düzey bir performans sergilesede 1 ay oynayıp 3 ay oynamayan adamlar Galatsaray a göre degil.tıpkı Linderoth gibi...
YanıtlaSilSezonda 15-16 maç oynayacak oyuncu adı ne olursa olsun lükstür bu memlekete...Hele hele yıllık maliyeti 2.5 milyon € civarında ise!
YanıtlaSil