Ogün, Hami, Abdullah ve Tolunay. Trabzonspor'un rüya dörtlüsüydü. Bu dörtlü belki Trabzonspor'a şampiyonluk kazandıramadı ama şehrin efsaneleri arasında yerleri hazır. Bu dörtlü bir arada oynarken kafamdan sürekli Galatasaray'a gelseler ne olur falan diye düşünüyordum. O aralar kafamdan transferler falan yapardım, kadrolar kurardım, hatta oyuncaklardan futbolcular yapar, onlara maç yaptırırdım. Doğal olarak o zamanların ön plana çıkan bütün Türk futbolcularını Galatasaray'a getirmişliğim vardır. Çocuk yaşlarda olduğumdan yapılan her transfer benim için farklı bir heyecan kaynağıydı. Trabzonspor'da da 1995 sendromu olacak ki yaprak dökümü yaşanmaya başlamıştı. Tolunay Kafkas 1997 yılında Galatasaray'a, Hami Mandıralı 1998'de Schalke 04'e, Ogün Temizkanoğlu ve Abdullah Ercan ise 1999 yılında Fenerbahçe'ye transfer oldular. O yıllardan sonra Trabzonspor yeni efsaneler yaratma konusunda sıkıntılar yaşadı ama Fatih Tekke & Gökdeniz Karadeniz'li dönem bu duyguyu yeniden kazandırdı. Trabzonspor'da efsane olmak biraz Barcelona kültürüne benzer. Sadece iyi futbolcu olman yetmez, Trabzon doğumlu da olman orada çok farklı bir etki yaratır.
Tabii bizim konumuz Tolunay Kafkas olacak. 1997 yılında Galatasaray'a katıldı ve iki sezon boyunca bu formayı giydi. Fatih Terim'in zaten sürekli istediği bir futbolcuydu. Zamanında da Milli Takım'da vazgeçilmez isimlerinden birisiydi. Ogün & Abdullah konusunda umduğunu bulamayan Galatasaray, Tolunay Kafkas'la avunayım dedi. Çünkü o yıllarda transferin başarılı olmasından çok, kimin hangi ismi aldığının da büyük önemi vardı. Gerçi Abdullah Ercan'ın da sonradan Galatasaray'a gelme hikayesi var. Takıma katıldığında geçmişten kalan sözler var demişti ama oynadığı futbolu hatırlıyoruz. Hatta hatırlayamıyoruz. Çünkü en kötü sezonumuzda, en kötü futbolculardan birisi olmuştu.
Tolunay Kafkas, basit ama etkili futboluyla ön plana çıkan bir futbolcuydu. Gösterişsiz bir futbolu vardı ama özellikle Trabzonspor günlerinde takımın olmazsa olmaz ismiydi. İşini yapar, görevini halleder ama fazla ekstra işlere burnunu sokmazdı. Yani bir çalım atayım, ilginç bir pas deneyeyim falan olayı yoktu. Galatasaray'a büyük umutlarla geldiğinde ise doğal olarak beklenti fazla oluyor. Ama beklentileri karşılayabildiğini söyleyemeyiz. O mükemmel kadroda kendisini malesef gösteremedi ve bal yapmayan arı misali takımda kaldı. Gerçi Fatih Terim kendisine fazlasıyla şans verdi ama olmayınca olmuyor. Galatasaray günlerinde aklımda ne kaldı diye düşününce olaylı Juventus maçında Zidane'nin elini sıkmamasını falan söyleyebilirim. Şimdi olduğu gibi o yıllarda da sert bir karakteri vardı. Sevinmez, gösterişten uzak durur, sadece kendi işine bakar ve çok soğukkanlı bir yapısı var. Belki de bugünlerde iyi bir teknik direktör olmasında bu özelliklerinin payı büyük oldu.
Tolunay Kafkas'ın futbolculuk döneminde Trabzonspor haricinde istikrardan pek söz etmek mümkün değil. PTT, Keçiörengücü, Diyarbakırspor, Erzurumspor, Konyaspor derken Trabzonspor'a geldi. Dört yıl Trabzonspor forması giydikten sonra ise Galatasaray'da iki sezon ve Bursaspor, Denizlispor formalarını giydi. Bu arada bir maçta Denizlispor forması giyerken kendi kalecisiyle kavga edip kırmızı kart yemişliği vardır. Türkiye'den sonra ise Avusturya yolunu tutan Kafkas, Pasching, Lask Linz ve Admira Wacker takımlarında oynadıktan sonra futbolu bıraktı. Ayrıca 33 kere Milli Takım formasını giydiğini de belirtmek lazım.
Futbolculuk dönemi iyi, güzel ama asıl kariyer sanırım teknik direktörlük zamanında gerçekleşti. Avusturya'da bir takımda yardımcı teknik direktör olduktan sonra, Fatih Terim'in 90'ların efsane futbolcularına tanıdığı kontenjandan yararlanıp Genç Milli Takımların başına geçti. 2007/2008 sezonunda ise Ertuğrul Sağlam'ın ardından Kayserispor'un başına geçmiştir. Kayserispor'un da teknik direktörlük vizyonu çok farklı. Genç, gelecek vaad eden teknik adamları iyi buluyorlar. Tolunay Kafkas'ın da ciddi bir deneyimi olmadan takımın başına getirdiler ve başarılı oldular. Ertuğrul Sağlam'ın ardından yakalanan istikrar korundu ve 2007/2008 sezonunda Türkiye Kupası kazanıldı. Ayrıca ligin sürekli üst sıralarında yer almayı başardılar. Ama bu sezon oluşan düzensiz ortamda daha fazla kalmak istememiş olacak ki Tolunay Kafkas görevinden ayrılacağını açıkladı ve sezon sonunda görevinden ayrılıyor. Bakalım hangi takımla anlaşacak veya bir sportif direktörlük kariyeri mi kendisini bekliyor.
28 Nisan 2010 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Açıkçası yazıda geçen "Rüya dörtlü" yerine ben olsam o dönemdeki kadromuzun göz bebeklerinden Ünal' ı da ekleyerek "Rüya Beşli" tabirini kullanırdım..
YanıtlaSilAma güzel bir yazı olmuş; orası ayrı..
Galatasarayda sportif direktörlük bekliyor bence..Yurtiçi transfer işinide Tolunay yapar.
YanıtlaSilÜnal Karaman'ı o futbolculrdan çok farklı tutuyorum. Bir de bu dörtlü hemen hemen aynı yaşlarda. Ünal Karaman farklı bir efsane :) Bizim Uğur Tütüneker misali o.
YanıtlaSil