Skibbe'yi sürekli över dururum. Çünkü bu adamı çok seviyordum, benim için ayrı bir önemi vardır. Belki de Baros o penaltıyı gol yapsa takımda kalacak olan bu teknik adam, Galatasaray'dan ayrıldıktan sonra altın yıllarını yaşıyor gibi. Aslında potansiyelini gösteremeyen bazı futbolcular için ''bu adamda kumaş var, mutlaka takımda kalmalı'' derler. Mesela Giovani Dos Santos için bunu diyebiliyoruz. Skibbe de bunun teknik adam versiyonu gibiydi. Galatasaray'da kalsa ben başarılı olacağına inanıyordum. Hepsini geçtim Lincoln gibi bir adamı bile yönlendirmesi bile başlı başına bir teknik adamlık başarısıdır. Tıpkı Rıza Çalımbay'ın Batuhan'dan faydalanabilmesi gibi. Ama dediğim gibi dillerde Barcelona, icraatta Real Madrid'leşen Galatasaray'da Skibbe'ye güvenilmedi ve gönderildi. Tabii bunda hocanın karizmasının tam olarak oturmamasının da önemi var. Bugün Rijkaard'a ses çıkaramayan kesim çok ama Skibbe yerden yere vuruluyordu. Kısacası bu adamın geleceği Löw misali şekilleneceği belliydi. Löw'ün de Fenerbahçe'de oynattığı futbol ortadaydı ama ona da güvenilmedi. Sonra gitti adam ve bugünlerde Almanya'nın başına kadar geldi. Skibbe ayrılırken de aynı şeyleri düşünüyordum.
Biz mi çok bilmiyoruz ya da Avrupalı mı çok iyi biliyor, bilmiyorum ama Skibbe yeni sezonda büyük ihtimalle Hollanda şampiyonu Twente'nin başında olabilir. Twente devrimini gerçekleştiren Steve McLaren'in Wolfsburg'a gitmesi sonucunda Rijkaard ve Skibbe ismi gündeme geldi. Ama Rijkaard'ın birçok takımla adı geçtiğinden onun üzerinde pek durmamak gerek. Bu arada Wolfsburg'da Magath'ı kaptırdıktan sonra aynı taktikle McLaren'i getirerek bir bakıma isyanını göstermiş. Skibbe'ye dönersek bu sezon E.Frankfurt'da harika işler yaptı. Ligi 46 puanla 10. sırada tamamladılar ve şampiyonluğun belirleyici takımlarından biriydiler. Skibbe, Abdullah Avcı misali Frankfurt da kısıtlı imkanlarla büyük işler başardı diyebilirim. Hatta gündemlerinde olan Lincoln'ü alabilselerdi daha da büyük işler başarırlardı diyorum. Hele ki Palmeiras performasını gördükten sonra. Ayrıca Skibbe'nin Leverkusen kariyerini de atlamamak gerekiyor. Yine imkanlar dahilinde büyük işler başarmıştı ve o zamanlar oluşturduğu genç kadro bugünün Leverkusen'inin temellerini oluşturuyor. Tabii bunları gören Twente de Skibbe'yi teknik direktörlüğe getirmenin yollarını arıyor. Skibbe'nin Twente'ye gidişi demek hem daha büyük imkanlar, hem de Şampiyonlar Ligi'ni beraberinde getirdiğinden bu iş gerçekleşebilir. Ama dedim ya Abdullah Avcı misali takılırsa, Frankfurt'da yapacağı çok iş var diyorum.
Skibbe'yi sürekli över dururum. Çünkü bu adamı çok seviyordum, benim için ayrı bir önemi vardır. Belki de Baros o penaltıyı gol yapsa takımda kalacak olan bu teknik adam, Galatasaray'dan ayrıldıktan sonra altın yıllarını yaşıyor gibi. Aslında potansiyelini gösteremeyen bazı futbolcular için ''bu adamda kumaş var, mutlaka takımda kalmalı'' derler. Mesela Giovani Dos Santos için bunu diyebiliyoruz. Skibbe de bunun teknik adam versiyonu gibiydi. Galatasaray'da kalsa ben başarılı olacağına inanıyordum. Hepsini geçtim Lincoln gibi bir adamı bile yönlendirmesi bile başlı başına bir teknik adamlık başarısıdır. Tıpkı Rıza Çalımbay'ın Batuhan'dan faydalanabilmesi gibi. Ama dediğim gibi dillerde Barcelona, icraatta Real Madrid'leşen Galatasaray'da Skibbe'ye güvenilmedi ve gönderildi. Tabii bunda hocanın karizmasının tam olarak oturmamasının da önemi var. Bugün Rijkaard'a ses çıkaramayan kesim çok ama Skibbe yerden yere vuruluyordu. Kısacası bu adamın geleceği Löw misali şekilleneceği belliydi. Löw'ün de Fenerbahçe'de oynattığı futbol ortadaydı ama ona da güvenilmedi. Sonra gitti adam ve bugünlerde Almanya'nın başına kadar geldi. Skibbe ayrılırken de aynı şeyleri düşünüyordum.
Biz mi çok bilmiyoruz ya da Avrupalı mı çok iyi biliyor, bilmiyorum ama Skibbe yeni sezonda büyük ihtimalle Hollanda şampiyonu Twente'nin başında olabilir. Twente devrimini gerçekleştiren Steve McLaren'in Wolfsburg'a gitmesi sonucunda Rijkaard ve Skibbe ismi gündeme geldi. Ama Rijkaard'ın birçok takımla adı geçtiğinden onun üzerinde pek durmamak gerek. Bu arada Wolfsburg'da Magath'ı kaptırdıktan sonra aynı taktikle McLaren'i getirerek bir bakıma isyanını göstermiş. Skibbe'ye dönersek bu sezon E.Frankfurt'da harika işler yaptı. Ligi 46 puanla 10. sırada tamamladılar ve şampiyonluğun belirleyici takımlarından biriydiler. Skibbe, Abdullah Avcı misali Frankfurt da kısıtlı imkanlarla büyük işler başardı diyebilirim. Hatta gündemlerinde olan Lincoln'ü alabilselerdi daha da büyük işler başarırlardı diyorum. Hele ki Palmeiras performasını gördükten sonra. Ayrıca Skibbe'nin Leverkusen kariyerini de atlamamak gerekiyor. Yine imkanlar dahilinde büyük işler başarmıştı ve o zamanlar oluşturduğu genç kadro bugünün Leverkusen'inin temellerini oluşturuyor. Tabii bunları gören Twente de Skibbe'yi teknik direktörlüğe getirmenin yollarını arıyor. Skibbe'nin Twente'ye gidişi demek hem daha büyük imkanlar, hem de Şampiyonlar Ligi'ni beraberinde getirdiğinden bu iş gerçekleşebilir. Ama dedim ya Abdullah Avcı misali takılırsa, Frankfurt'da yapacağı çok iş var diyorum.
Uefa sonrası Fatih Terim giderken bile bu kadar üzülmemiştim.Skibbe'yi hep özleyeceğim.
YanıtlaSilBen oynattığı oyundan çok memnundum. Eski futbolcu troykasının bir kaç son kalıntısı ve onlara hemen uyum sağlayan Arda Turan'ın sayesinde gitti. İleride daha da parlayacağını düşünüyorum. Yolu açık olsun.
YanıtlaSilArdagiller yedi adamın başını :s Rijkaard'ı yemeden gitsinler de sadece futbol düşünen bir takım kuralım.
YanıtlaSil