O da Geldi Geçti {Hakan Yakın}

Son yıllarda Türk Milli Takımı'nda oynatamadığımız gurbetçi futbolcularımızın, Almanya & İsviçre gibi ülkelerde oynadığını ve çok önemli rollere soyunduklarını görüyoruz. Mesela Mesut Özil, Gökhan İnler ve Eren Derdiyok gibi futbolcuları bu duruma örnek gösterebiliriz. Ama geçmiş yıllarda da kendi ülkemizin Milli Takımı'nda oynatamadığımız iki kardeş vardı. Onlar ise Murat Yakın ile Hakan Yakın kardeşler. Gerçi Hakan Yakın hala İsviçre kadrosunda yer bulmasına rağmen, Murat Yakın futbolu bırakmış durumda. Aslında Murat Yakın'ın Türkiye kariyeri de var. 1998/1999 sezonunda Fenerbahçe formasını giymişti ve 26 maça çıkmıştı. Ama bir sonraki sezon 99 depreminden sonra ise ardına bakmadan Türkiye'den ayrıldı. Sonrasında ise Kaiserlautern'de de bir sezon geçirdikten sonra Basel'e gitti ve burada uzun yıllar oynadıktan sonra futbolu bıraktı. Kardeşi Hakan Yakın'ın da aslında kısa da olsa Türkiye kariyeri olmuştu. İşte benim de bu yazıda asıl konum bu olacak.

Hakan Yakın, ağabeyi Murat Yakın'a göre daha değerli, Avrupa'da piyasası olan bir futbolcuydu. Basel, Grasshopper gibi takımlarda oynadıktan sonra 2003 yılında Paris St. Germain'e transfer oldu ama burada beklenileni tam olarak veremedi. Tabii o yıllarda da İsviçre futbolunun en değerli futbolcusu olduğunu söylememiz gerekiyor. Bir bakıma Milli Takım onun üzerine kuruluyordu. Şimdilerde ise İsviçre futbolunun birçok yıldız futbolcusu var ve eskisinden çok daha iyi durumdalar. Hakan Yakın, PSG'de beklenileni veremedikten sonra Basel'e geri dönerek sezonu ülkesinde tamamladı. Sonra ise 2004/2005 sezonunda Stuttgart macerası da vardı ama burada da beklenilen forma şansını bulamadı ve ligin devre arasında Galatasaray'a kiralandı.

Aslında o sıralar Hakan Yakın tarzında bir futbolcuya ihtiyacımız vardı. Çünkü kadro içerisinde sürekli bir 10 numara eksikliği dile getiriliyor ama Hagi'nin de oynattığı sisteme baktığımızda 4-4-2 içerisinde bir 10 numaraya yer yok gibiydi. Üstelik Ribery'nin de transfer edilmesi ve gösterdiği iyi performans sonrasında, Hakan Yakın'ın transferi sorgulanmaya başladı. Bu transfer gerçekleştirildiğinde heyecan vericiydi ama ligin ikinci devresinde Hagi bu futbolcuya neredeyse hiç şans vermedi. Sadece 1-2 maçta son 10 dakika falan oyuna girerek kendisini görme şansı bulduk. Oysa, idmanlarda falan harikalar yarattığı, kalitesini konuşturduğu söyleniyordu. Hagi'nin neden böyle bir yola girdiğini o zamanlarda da anlamıştım. Nitekim Hakan Yakın aradığı şansı Galatasaray'da da bulamadı ve sezon sonunda ayrıldı. Aslında Hagi'de son maçta istifa etti ve Hakan Yakın'ın ''istenirse kalırım'' tarzı açıklamaları vardı. Hatta Hagi'nin yerine gelen Gerets'in de ''Hakan Yakın mutlaka takımda kalmalı'' açıklamalarına karşılık yollar ayrıldı. Galatasaray'dan sonra ise Young Boys, El-Garrafa gibi maceraları oldu. Şimdilerde ise Kabayonca macerasında ve 2010 Dünya Kupası'nda boy gösteriyor.